Avlanma yasağı sonrası Karadeniz'e açılan balıkçılar, tonlarca palamut balığı ile dönüyor.Nevşehir Ekonomik Balıkçılıkta Palamutun tanesi 4TL'ye satılırken, vatandaşlar Nevşehir Ekonomik Balıkçılıka akın akın gelerek balık almak için kuyruğa giriyor.

Karadeniz'den Palamut Fışkırıyor…

Nevşehir Ekonomik Balıkçılıkta Taze Palamut Tanesi 4 TL.
 
Sağlık açısından Balık etinin faydalarını bilenler Nevşehir de  Nevşehir Ekonomik Balıkçılıka koşuyor…

Hayde gidelum hayde, hayde gelmeyi musun!

Edinilen bilgiye göre palamut balığının deniz sıcaklığının artmasının ardından soğuk sulara gitmesi nedeniyle 40 mil açıkta avlanan balıkçılar, tonlarca balıkla limanlara dönüyor. Balıkçı barınağına getirilen palamutlar, kamyon ve TIR'larla Türkiye'nin dört bir tarafına sevk ediliyor. Ekonomik balıkçılıkta geçen sene 20tl den satışa sunulan palamut balığı bugüne özel sadece 4 tlden satılıyor, kuyruğa giren vatandaşlar doyasıya balık yemenin tadını çıkardıklarını söyledi.

Nevşehir’de palamut balığının kilosu bol avlanmasından dolayı  5 tanesi 20 liraya kadar düştü. Palamut balığının her birinin yaklaşık 750 gram olduğunu belirten NEVŞEHİR’li balıkçı Uğur ÇEVİKLER, "7 yıl önce de bu kadar bol palamut balığı avlanmıştı. Bu yıl palamut bol ve vatandaş palamut balığına doyacak. Tanesi 20 liradan satılan palamut balığı 5 tanesi 20 liraya kadar düştü. Palamut balığının bol olması tavuk satışlarını da etkiledi. Palamut balığıda omega-3 yağ asitleri açısından zengin.Biliyoruz ki omega-3 beyin ve kalp sağlığımız için çok gerekli, beyin derken felçten, depresyona kadar bir çok hastalığa iyi geliyor. Palamut balığının tadı kadar pişirmeside zevkli olup, Fırında ,mangalda , vede Mısır unu ile tavada yapa bilirsiniz .Vatandaşlar ucuz olmasından dolayı palamut balığına yöneldi. Ancak, palamut balığının bol olduğu yıllarda hamside sıkıntı yaşanıyor. Palamut balığı hamsi ile beslendiği için bu yıl hamsi biraz endişeli" dedi.

Nevşehir Ekonomik Balıkçılık

350 Evler Mah. Orsan Oteli Karşısı / Nevşehir

Telefon numaralarımız;

0 384 212 63 50

Uğur ÇEVİKLER;0 532 276 20 08          

Duran ALAN; 0 533 660 96 83

Balık Etinin Faydaları

Prof.Dr. İ. Hakkı İHSANOĞLU   [email protected]

 

Canlıların yapıtaşı ve enerji kaynağı olarak kullanılan yağların gereğinden fazla alındığında sağlığı olumsuz şekilde etkilediği, bilhassa kalp ve damar hastalıklarına yol açtığı basında ve televizyonlarda sıkça anlatılmaktadır. Dergimizde bu konuda çıkan bazı yazıları okumuş olabilirsiniz. Peki, acaba bütün yağların tesiri aynı mı? Hepsi sağlığı olumsuz etkileyip bazı hastalıklara yakalanma riskimizi artırıyor mu?

 

Bu soruya cevaben denebilir ki, yağlar kendi içinde değişik özelliklerine bağlı olarak farklılık gösterir. Yağlar, karbon sayısına, karbon atomlarının tek veya çift bağ yapıp yapmadığına ve bazı molekül gruplarının yerleşimine bağlı olarak sınıflandırılır. Sağlık açısından en önemli sınıflandırma doymuş ve doymamış yağ asitleri şeklinde yapılmakta olup, karbon atomu çift bağ taşıyorsa doymamış, karbon atomları tek bağ yapıyorsa doymuş olarak adlandırılır. Bitkilerden elde edilen yağlar, hayvanlardan elde edilene göre daha fazla doymamış yağ asidi ihtiva ettikleri için sağlık açısından daha az riskli olmaktadır. Hayvani yağlar arasında da yağın özellikleri açısından önemli farklar bulunmaktadır. İhtiva ettikleri yağ açısından kümes hayvanlarının etleri dana ve koyun etine göre daha rahatlıkla tüketilebilir.

 

Balıketinde diğer hayvanlarda bulunanlara benzer şekilde protein, A, B, D, E, K vitaminleri, kalsiyum, magnezyum, demir, selenyum ve fosfor gibi insan vücudu için gerekli ve faydalı maddeler bulunur. Ancak balıketinin diğer etlerden üstünlüğü ve sağlık üzerine faydalı tesirleri, daha çok ihtiva ettiği yağın özelliğinden kaynaklanır. Balık yağında, doymamış yağ asidi doymuşa nazaran oldukça fazladır. Balık yağında esas olarak EPA(eicosapentaenoic acid) ve DHA(docosahexaenoic acid) olmak üzere iki çeşit doymamış yağ asidi vardır. Bu yağ asitleri birden fazla çift bağ taşıyan karbona sahip olduğundan ilmi literatürde n–3 veya omega–3 doymamış yağ asitleri olarak adlandırılırlar. Bu yağ asitleri çocuklarda sinir sisteminin ve beyinin gelişiminde ve erişkinlerde sağlığın korunmasında önemli rol oynamaktadır. Balık yağının olumlu tesirleri ilk olarak, Grönland Eskimolarının fazla miktarda yağ kullanmalarına rağmen kalp hastalıklarından ölüm nispetlerinin düşük olmasının tespiti ve sebebinin araştırılması ile ortaya konulmuştur. Hollanda’da yapılan bir araştırmada tüketilen balık miktarı ne kadar fazla ise kalp enfarktüsünden ölüm riskinin o kadar düşük olduğu tespit edilmiştir. Bu araştırmada günde 30 gram balık yiyenlerde bile kalp hastalığından ölüm riskinin hiç balık yemeyenlere göre yan yarıya daha az olduğu gösterilmiştir. İsveç’te 10.966 kişi üzerinde yapılan bir başka çalışmada fazla miktarda balık tüketen kişilerde kalp ve damar hastalıklarının daha az görüldüğü ortaya çıkarılmıştır.

 

3 hafta süre ile günde yaklaşık 8 gram omega–3 yağ asidlerini (EPA ve DHA) alacak kadar balık tüketen kişilerin kanında trigliseridlerin ve kolesterolün azaldığı gösterilmiştir. Omega–3 yağ asidleri damar sertliğini önlemekte, hipertansiyonu düşürücü etki ortaya çıkarmakta, kan akışkanlığını artırmakta ve böylece daralmış damarların beslediği dokulara daha fazla oksijen ulaşmaktadır. Beynin ve gözün retinasının gelişiminde çok önemli olan bu yağ asidlerinin eksildiği durumunda (özellikle DHA) bebeklik çağındaki beyinin gelişmesinde gerilikler ve depresyona yatkınlık ortaya çıkmaktadır. Nitekim istatistiklere göre omega–3 yağ asitlerini besinlerle fazla alan toplumlarda depresyona daha az rastlanmaktadır. İşin enteresan yanı, bu yağ asitlerinin anne sütünde bol miktarda bulunduğu halde inek sütünde çok az bulunması sebebiyle, anne sütü alamayan çocukların balık yağı ile takviye edilerek bu açıklarının kapatılmasının gerektiğidir. Ancak bazı çalışmalarda bu yağ asitlerinin uygun dozda verildiğinde gözlerin sağlığı bakımından çok faydalı olduğu gösterilse de bazı araştırmalar, bunların iki taraflı keskin kılıç gibi olduğunu, aşırı alınması durumunda büyüme ve gelişme problemlerine sebeb olabileceğini de göstermiştir.

 

Astımlı hastalarda faydalı tesir göstermediği tespit edilen omega–3 yağ asidlerinin romatoid artritli hastalarda ağrı, sabah katılığı, hassas eklemlerin sayısı ve kavrama kuvveti üzerine olumlu tesir yaptığı bulunmuştur. Sedef hastalığında 8 hafta omega–3 yağ asidlerinin kullanımı pullanma, kaşınma gibi şikâyetleri ve etkilenen deri alanı genişliğini azaltmaktadır.

 

Hastalıklardan korunma maksadıyla herkesin, tedavi gayesiyle de yukarıdaki hastalıklardan muzdarip olanların alması faydalı olan omega–3 yağ asidleri acaba hangi balıklarda daha fazla bulunmaktadır?

 

Balıkların yağ muhtevası mevsime, türlere ve coğrafyaya göre farklılık gösterir. Mezgit, barbunya, pisi balığı gibi beyaz balıklar ağırlıklarının % 1 ‘i kadar, uskumru, sardalye, som balığı, hamsi, istavrit, palamut, alabalık gibi yağlı balıklar ise % 5- 25 arasında yağ içerirler. Alabalık dışında kalan tatlı su balıkları genellikle az yağlıdır. n–3 yağ asidleri yönünden en zengin balık uskumrudur. 100 gram yenebilir uskumru etinde yaklaşık 2.5 gram n–3 yağ asidi bulunurken bu miktar sardalyede 1.7, alabalıkta 0.5–1.6, som balığında 1.2–1.4, ton balığında 0.5–1.3 gramdır.

 

Omega–3 yağ asidleri (EPA ve DHA) balıketinden başka ticari balık yağı preparatları ile de alınabilir, fakat bu müstahzarlar fazla miktarda A ve D vitamini içerdikleri için güvenle kullanılabilecekleri miktar sınırlıdır.

 

Binlerce yıldır insanlığın istifadesine sunulan balığın ağır metallerle (cıva bileşikleri ve klorlu hidrokarbonlar) kirlenmiş sulardan avlananları hariç sağlık için tehlike arz etmesi pek muhtemel değildir. Ancak sularımızın büyük ölçüde kirletildiği dikkate alınırsa, balığın taze olmasına ve kıyılarda tutulan balıklardan çok, açıklarda tutulanların tüketilmesine dikkat edilmesi yeterli olacaktır.

 

Üç tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen, balık tüketimi başka ülkelere ve sağlıklı bir hayat için gerekene göre az olan ülkemizde, yenilmesinde dinen de şüpheli bir yön bulunmayan bu nimetin tüketiminin teşviki halk sağlığı açısından faydalı olacaktır. Haftada iki veya üç defa kırmızı et yerine balık yenilmesi, kalp hastalıklarından ölüm nisbetinin azalmasını, orta yaş ve üzerindeki kişilerin daha sıhhatli hayat sürmelerini sağlayabilecektir.