Keçeci, Avustralya’da aylardır devam eden kıyamet gibi yangınlarda milyonlarca hektar alanın küle dönmesi, 25 kişinin ve 500 milyona yakın hayvanın can vermesini büyük üzüntü ile karşıladık dedi.

Yaşanan acının izleri dinmede, Güney Avustralya Eyaletinde çitleri yıktığı, tarım araçlarına ve yerleşim alanlarına zarar vermenin yanı sıra insanların ihtiyacı olan suyu da tükettiği ayrıca develerin sindirim ve boşaltım sistemlerinde üretilen metan gazının iklim değişikliğinin önemli faktörleri arasında sayılan sera gazlarından biri olduğu gerekçesiyle 10 bin deve ile vahşi atların helikopterlerden ateş edilerek itlaf edilmesini endişeyle karşılıyoruz.

Hayvana ve doğaya şiddet yoluyla insani bir yaşam elde edilemez. Koalalara ve kangurulara gösterilen hassasiyetin aynısı neden develer için gösterilmiyor? Kurban ibadetine ‘vahşet, katliam” diyerek dünyayı ayağa kaldıran, yılbaşında milyonlarca hindi keserek yılbaşını uygarlık olarak kabul edenler, Avustralya’daki katliama niçin ses çıkarmıyorlar? Nerede hayvan hakları savunucuları?

Çok su tüketme bahanesinin arkasına sığınarak hayvan katliamı yapan Avustralya Federal Hükümeti acaba bir başka gün su kaynaklarını hunharca harcayan insanları da mı kurşuna dizecek? çok merak ediyoruz

Avustralya’daki vahşi katliamı ve bu katliama çanak tutan ‘Ben bir deve olsaydım, bunun (kurşunla vurulmanın) kafamdan yapılmasını isterdim’ diyen zihniyeti şiddetle kınıyor, dünya kamuoyunu ilgi ve hassasiyete davet ediyoruz dedi.