Bireyler, zorlukları / engelleri doğuran pek çok sebeple her gün iç içe yaşamaya devam etmektedir. Ancak bu engelleri büyüten, gündelik hayatları ve kentsel yaşamı zorlaştıran toplumsal farkındalığın yeterince gelişmemiş olmasıdır. Bireylerin yaşam koşullarının düzeltilmesi ve toplumsal yaşama katılımının önündeki zorlukların / engellerin kaldırılması büyük önem arz etmektedir.

T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Mart 2016 tarihinde yayımladığı Engelli Hakları Ulusal Göstergeleri adlı kitapta;

“Engellilik konusu günümüzde bir insan hakları meselesi olarak kabul edilmektedir. Engellilerin haklarını insan hakları hukukunun ayrılmaz bir parçası olarak değerlendiren ve engellilerin toplumsal yaşamın tüm alanlarına ayrımcılığa uğramaksızın ve diğer bireylerle eşit katılımlarının sağlanmasını benimseyen yaklaşım, ulusal ve uluslararası politika ve uygulamalara yön vermektedir. Engellilerin talepleri ve hak temelli mücadeleleriyle “engelliliğin bir insan hakları meselesi olduğu” küresel anlamda kabul edilen bir yaklaşım haline gelmiştir. Artık engelliler kendileri hakkında başkaları tarafından karar verilen koruma ve yardıma muhtaç bireyler olarak görülmek yerine kendi yaşamları üzerinde yetki ve karar sahibi hak öznesi özerk bireyler olarak kabul edilmektedir.

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabul edildiği 10 Aralık 1948 tarihinden beri Birleşmiş Milletler himayesinde bütün insanlığın yararlanacağı medeni, kültürel, ekonomik, siyasi ve sosyal hakları tanımlayan bir dizi uluslararası sözleşme müzakere edilmiş ve üzerlerinde anlaşmaya varılmıştır. Bu sözleşmeler, engelliler de dâhil tüm insanların haklarının korunması ve teşvik edilmesindeki temel ilkeleri ve devletlerin yükümlülüklerini ortaya koymuştur. Engellilerin haklarının ise diğer bireylerin hakları ile birlikte bu Sözleşmeler ile doğal olarak garanti altına alındığı kabul edilse de, uygulamada diğer bireylerin sahip olduğu temel hak ve özgürlüklerden mahrum edildikleri küresel anlamda kabul edilmektedir” denilmektedir.

Başlangıcı ve sonu mutlak belli olan, ancak bizlerin bilemediği bu yaşam sürecini kolaylaştırmak; hayatı, her zaman daha onurlu kılmak için var gücümüzle çalışmaya devam etmek insani bir görevdir. Çünkü, tüm bireylerin doğuştan sahip oldukları onuru, değeri, eşit ve devredilmez hakları; özgürlüğün, adaletin, barışın yani insanlığın temeli olarak kabul edilmektedir.

Engelli bireylerin evlerinden çıkıp sosyal hayata katılabilmesi için ulaşılabilirliğin / erişilebilirliğin sağlanması ve farkındalığın toplumsal olarak yerleşmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda:

-Yetkililer, ulaşılabilirliğin ve erişilebilirliğin imkanlarını sağlayarak;

-Toplum, bunları koruyup - kollayarak / hal - hareket ve davranışları ile engeller çıkartmayarak;

-Toplumun gözü - kulağı olan medya, doğru ve yanlış uygulamaları gündeme taşıyarak, farkındalığı gündemde tutarak;

Yaşam standardının, daha iyi hale getirilmesine katkı sağlamalıdır.

Kaynak: Toplumsal Farkındalık Projesi