Artık sera gazı salınımları kontrolden çıkmış / küresel iklim düzeni bozulmuş / mevsimler birbirine karışmış / hortumlar her yerde görülebilir olmuştur. Bu olumsuzluklardan birisi de yağmur rejiminin uç noktalara ulaşmış olmasıdır. Küresel dengesizlik kimi zaman bir aylık yağışın çok daha kısa bir zaman diliminde yağmasına ve maalesef can / mal kayıplarına sebep olmaktadır. Hem bu aşırı yağışların tolere edilmesi hem de su rezervine destek olması için yağmur sularının vahşi akışına engel olunarak kontrollü blokelenmesi gerekmektedir. Çünkü Ülkemiz hem su sıkıntısı ile hem de aşırı yağışların yıkıcı etkileri ile karşı karşıyadır.  Yerleşim yerlerinde sel sularının doğal güzergahları cadde ve sokaklardır; sel suları binlerce lira harcanarak yapılan kaplamaları / asfaltlamaları ve alt yapılarını kullanılamaz hale getirebilmektedir. Bu bağlamda, yağmur sularından sel oluşmadan, teknolojik yöntemlerle dizginlenmesi gerekmektedir.

Karayolları / caddeler / sokaklar / kaldırımlar vb. su geçirmeyen yüzeyler, yağışlarda zemin emilimine engel olmakta ve yağmur sularının çoğalarak debisinin / şiddetinin artmasına ve büyük tahribatlara sebep olmaktadır. Yağan yağmur miktarı toprağın bile emiliminden fazla olduğunda, yağmur suları yüzeyde kalarak, gölcükler oluşturarak çöküntülere sebep olmakta / yerleşim yerinin eğimine göre toplanarak, önüne ne çıkarsa onu yok eden seller ortaya çıkmaktadır. Bu sel felaketlerinin engellenmesi gerekmektedir. Bu yönde yapılan uygulamalardan biri de “yeşil altyapı” çalışmalarıdır. Yeşil altyapı, aynı amaç farklı isimlerle; Sürdürülebilir Kentsel Drenaj Sistemleri, Suya Duyarlı Kentsel Gelişim ve son olarak ta “Sünger Şehir” ifadeleri ile dünya gündemdeki yerini sağlamlaştırmıştır.  

Sünger şehir; yağmur sularının doğru yönetimi ile yağmurun düştüğü zemin üzerinde emilimin sağlandığı altyapısı oluşturulmuş, vahşi sel akışı ve şiddeti azaltılmış, yeraltı su rezervine destek sağlanmış, ekolojik / teknolojik ve ergonomik olarak tasarlanmış bir kenttir. Bu kentler; geçirgen yollar ve kaldırımlar, çatı bahçeleri, yağmur bahçeleri, yapay göletler, ağaçlar-bitkiler, yeşil ve sulak alanlar vb. ile oluşturulmuş birer yaşam alanıdır. Temel prensip; sızma yoluyla aşırı yağışların emilerek, yağmur suyu toplama sistemleri olan; yeraltı tünellerinde ve depolama tanklarında tutulması, su seviyesi düşük olduğunda da ırmaklara akıtılmasıdır. Kente dağıtılmış mikro kontrol sistemleri kullanılarak bölgesel hidroloji kontrol edilmektedir. Bu mikro kontroller, akışın üretildiği kaynağın yakınında bulunarak ve onu doğal yoluna (zemine geçirgen malzemeler yoluyla veya havaya buharlaşma yoluyla) geri göndermeye yardımcı olmaktadır. Mikro kontroller; biyo-koruma filtreleri, sulak alanları, akış hacmini ve hızını azaltan diğer cihazları içermektedir. Ayrıca yağmur, peyzaj / sulama ve diğer faydalı kullanımlar için sarnıçlarda toplanmaktadır. Yeşil altyapıya dönük projelerle; su kalitesi, yeraltı suyu takviyesi, akış kanalı koruması, taşkın kaybının önlenmesi ve karbon tutumu sağlanabilmektedir.  

Doğru tasarlanmış bir sünger şehir, sellerin sıklığını ve şiddetini azaltarak, caddelerin / sokakların ve dolayısı ile her türlü altyapının (elektrik / su / doğalgaz / komünikasyon / kanalizasyon vb.) bozulmasına müsaade etmemektedir. Ayrıca su rezervinin ve kalitesinin artmasını sağlamaktadır. Bölgesel yeşil alan projeleri de yaşam / hava / çevre kalitesini artırmaktadır.

T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, tarafından 23 Haziran 2017 tarihli ve 30105 sayılı Resmî Gazete’de “Yağmursuyu Toplama, Depolama ve Deşarj Sistemleri Hakkında Yönetmelik” yayımlanmıştır. Yönetmelik; yağmursuyu toplama, depolama ve deşarj sistemlerinin planlanmasına, tasarımına, projelendirilmesine, yapımına ve işletilmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektedir.

İlimiz Nevşehir’de, aşırı yağışlara karşı emilim özellikli malzemeler ve ona uygun altyapılar tesis edilerek, olabilecek her türlü olumsuzluk için tedbirlerin şimdiden alınması uygun olacaktır.

Nevşehir Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Nevşehir’de Trafik Güvenliği Projesi