2025’te En Beğendiğim 5 Kitap

2025’te En Beğendiğim 5 Kitap

Bu yazının ilkini geçen sene, sekizinci yazım olarak yazmıştım. Şimdi ise ikincisini ve yirmi beşinci yazım olarak tekrardan yazıyorum. Seri yazılarımın en değerlisi bu olabilir. Yalnız kitaplara geçmeden önce açıkça söylemem gerekiyor ki bu yılın kitaplarını seçmek, geçen yıla göre zor oldu. Hatta bu yıl için en beğendiğim beş kitap yerine, en beğendiğim kitaplardan sadece beş tanesi desek yalan olmaz diyerek kitaplara geçelim:

1.Michel de Montaigne/Yazmak: Yılın sonlarında okuduğum kitapla başlayalım. Montaigne’yi okumamı hocam önermişti, ilk kez okuyacağım için eserlerin arasında bana en yakın olanı seçtim. Montaigne’nin deneme türünden olan eseri Yazmak, sadece 67 sayfalık. Sayfa sayısının azlığına aldanılarak hayal kırıklığına uğramıştım, kalın ve hemen bitmeyen kitaplar tercihimdir. Ama 67 sayfalık kitabı altı günde bitirdim. Kitap ince ama içi dolu olarak yorumladım. Ayrıca altını çizmediğim yer bırakmadım. Kitapların altını çizerek okumaya bu yıl, Rasim Özdenören’in İmkânsız Öyküler’iyle başlamıştım. Yani… Yaklaşık üç aydır falan kitapların altını çizerek okuyorum ve 2025’te en çok altını çizerek okuduğum kitap olmuş olabilir, Yazmak. Kitabın ilk bölümleri, kitabın adının hakkını vermek istercesine okumak ve yazmakla ilgili, en güzel alıntılar ise burada bence. Devamında ise felsefeden, yalnızlıktan gibi farklı konuların üzerinde duruyor, başlıklar adı altında. Bir günde bitebilir aslında, az sayfalı ve bölümler kısa ama anlayarak okumak isteyince altı güne çıktı okumam.

2.Viktor E. Frankl/İnsanın Anlam Arayışı: Öneri üzerine alıp okuduğum bir kitap olmuştu İnsanın Anlam Arayışı, biyografi-psikoloji türünde bir eser. Ben ne kadar öneri üzerine alıp okusam da bu yıl sık okunanlar arasında bu kitapta vardı. Yani en azında ara ara karşıma çıkan kitaplardan biriydi. Kitabımız üç bölümden oluşuyor. İlk bölüm, otobiyografi niteliğinde, Viktor E. Frankl II. Dünya Savaşı sırasında toplama kampında yaşadıklarını yazıyor. Diğer iki bölüm ise işin psikolojik kısmı, birinci bölümde yaşanılanları psikolojik açıdan sonuçlarına bakılıyor. Kitap 20.yy.da yazılmış olsa da günümüz için geçerli olan şeylerden bahsediyor.

3.Grigory Petrov/Beyaz Zambaklar Ülkesinde: Bu kitap hakkında ne yazmam gerek bilmiyorum, zaten herkes tarafından bilinen ve hatta Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önerdiği kitap olarak bilinen eserdir Beyaz Zambaklar Ülkesinde. Bu yıl içinde hızlıca okuyup bitirdiğim kitaplardan oldu. Her bir kitabın zamanı vardır, bunun böyle olduğunu Beyaz Zambaklar Ülkesinde bir kez daha gördüm. Ben bu kitabı okumaya başladığım zamanlar gündem Sumud Filosu’ydu. Kolay kolay kitapların etkisinde kalmam, en azından eskisi kadar kalmam ama Grigory Petrov’un kalemi beni etkisi altında bırakmıştı. Tabii böyle olmasında bulunduğumuz zamanın etkisi de vardı.

4.John Boyne/Çizgili Pijamalı Çocuk: Gelelim şimdi de ‘herkes tarafından bilinen’ bir diğer eserimize. Çok duyar, çok görür, çok merak ederdim ama okumak şimdiye, 2025’e kısmet oldu. Kitap için hem akıcı hem de sürükleyici, sonu ise mahvedici demem yeter de artar gibi. Yalnız bu kitap için bir şey demem gerek, herkes Çizgili Pijamalı Çocuk’u bilir ama devamı niteliğinde olan eseri bilen azdır. O kadar çok bookstagram ve yayınevi sayfaları takip etmeme rağmen hiç denk gelmedim. Çizgili Pijamalı Çocuk’u okuyunca yazarın diğer kitaplarını merak etmiştim, o sıra denk geldim. Kitabı aldım, henüz okumadım ama okuyunca buraya yazacağım. O zamana kadar sürpriz olsun kitabın adı, tabii merak edenler kolaylıkla bulacaktır internetten.

5.Mirzǝ Ǝlǝkbar Sabir/Hophopname: Sıra son kitaba, Hophopname’ye geldi. Bu eserimiz, şiir türünde bir eser. Şiirle aram neredeyse hiç yok, bunu ise konusu geçtikçe söylüyorum. Şiirle aram olmadığı kadar iddiam da yok ama bu listeye almasam olur muydu? Olmazdı. Söz konusu şiir olunca tam olarak ne yazacağımı bilmiyorum, yanlış bir şey yazmaktan kaçınmaya çalışıyorum ama okuduğum şiirlerin açık, anlaşılır olduğunu söyleyebilirim. Hani bazı şairler anlaşılmamak ister ya… İşte Mirzǝ Ǝlǝkbar Sabir onu istemiyor gibi geldi bana. Yazdığı şiirleri, vermek istediği mesajları anlaşılır gelmişti bana. Öte yandan yazarımızın Azerbaycanlı olduğunu, eserin sunuş bölümünü İlber Ortaylı’nın yazdığını söylemeden geçemem. Bu yıl ilk kez Azerbaycan edebiyatından eser okudum, 2026 yılında devamını getirmek istiyorum.

Başta da dediğim gibi bu yıl kitapları seçerkem zorlandım. Geçen seneki listede bulunan bazı yazarların kitaplarını bu yılda okudum. Mesela geçen sene listemde olan Kemal Karpat’ın bir başka kitabını ve hatta 2024’te En Beğendiğim 5 Kitap yazımda ‘Merak ettiğim başka kitapları da var, en çok da Edebiyat ve Toplum kitabını merak ediyorum. 2025’te okumayı düşündüğüm kitaplar arasında yerini alıyor.’ diye bahsettiğim Edebiyat ve Toplum’u okudum ve beğendim. Ayrıca yıl içinde incelediğim, bahsettiğim eserlerden beğendiklerim olsa da tercih etmedim. Zaten o kitapları yazarken beğendiğim yönleri yazdığımdan hiç yazmadığım kitaplardan tercih ettim. Bu yılın listesini yazmak, geçen seneye göre çok zor olsa da ortaya güzel bir tablo çıktı. Yazarken fark ettim de bu yıl farklı türlerden kitaplar okumuşum. Şu an ise elimde bir klasik olan, ilk psikolojik roman Eylül var. Umarım yeni yıl gelmeden biter.