Hayat akmaktadır
Fakat
Bizim planladığımız, düşündüğümüz ve öngördüğümüz şekilde değil…
Kendi mecrasında
Düşüncelerimizin dışında
Kimi zaman hesapları, planları alt-üst ederek…
Halk arasında söylenen şu kıssa konuyu ne kadar güzel açıklar;
“Bir evde yaşlı bir nine, bir genç kız ve erkek yaşamaktadır
Bir yıl sonrası için yaşlı nine;
‘Ben ölürüm’
Kız;
‘Ben gelin olurum’
Erkek ise; ‘Ben de askere giderim’ diye düşünürler…
Sonuçta hiçbir şey onların dediği gibi olmaz
Bir yıl sonra nine ölmez, kız gelin olmaz, genç de askere gidemez…”
Evet, hayat akmaktadır, fakat bizim düşüncelerimizin dışında, kendi bilinemez mecrasında…
Bu durumda ne yapmak gerekmektedir? Hiç düşünmemek, plan yapmamak ya da öngörüde bulunmamak mıdır doğru olan.
Hayır!
Elbette düşünülecek, plan yapılacak, kimi tahminlerde de bulunulacak…
Fakat
Düşünen, planlanan ya da tahminde bulunulan şeylerin kesin olmayacağı da hesabın içine katılarak…
Yani ikinci, üçüncü, dördüncü alternatiflerin olabileceği, hatta hiç düşünülmemiş şeylerin meydana gelebileceği de göz önünde bulundurularak…
Hesaplar ona göre yapılmalıdır
Ulaşmamız gereken hedef için çok çalışmalı, zorluklar karşısında geri çekilmemeli ve dua edilmelidir.
Sonuç, sakin bir şekilde beklenmelidir
Çıkacak farklı sonuçlar göre hazırlık yapılmalıdır
Yolumuzu çizen, yönümüzü belirleyen güç, çoğu zaman bizim dışımızda olacaktır.
Başarmanın, ulaşmanın, yapabilmenin 3 temel şartı da şunlardır;
Çok çalışmak
Bilgi edinmek
İnanmak ve sabretmek
Bu üç şart ‘başarının’ temel unsurlarıdır
Çalışmanın olmadığı yerde yaprak kıpırdamaz
Bilgi olmadığı yerde gelişme olmaz, gelişmenin olmadığı yerde ise yanlışlık ve cehalet yerleşir, kalkmaz.
İnanma ve sabretme, her sonuca hazır olmayı ve varılacak hedef için azmi aşılar.
Şu söz konuyu ne de güzel açıklar;
‘Allah çalışana verir…’
Tabii ki
Çalışmayana değil…