ANADOLU’DA KÖÇEKLİK GELENEĞİ

ANADOLU’DA KÖÇEKLİK GELENEĞİ

Doç. Dr. Faruk GÜÇLÜ

(Köçek kostümü, 19. yüzyılın sonları, Osmanlı İmparatorluğu Süleymannme'de (1530) Osmanlı saray eğlencesi ve köçekler)

Yunan ve Pers etkisi altında çağlar boyunca Anadolu'da yer eden köçeklik kültürü, Bizans hakimiyetinden sonra bölgeye gelen Türkler sayesinde kültürü ile farklı bir yönde gelişmiştir.

Osmanlı döneminde yaygın bir şekilde rastlanan köçeklik Padişah “Deli İbrahim" olarak bilinen 1. İbrahim döneminde erkek dansçılar, köçek takımları adı altında, bir anlamda devletin onayını almış bir şekilde sanatlarını icra etmeye başlamışlardır.

Osmanlı sarayında yer alan köçek geleneğinde kadın kılığına girerek dans eden erkeklere müzisyenler eşlik ediyorlardı. Yedi yaş gibi çok erken yaşlarda başlayan köçeklik eğitimi, on dört yaşına kadar sürer ve bu yaştan itibaren köçekler profesyonel dansçı olarak mesleklerini sürdürürlerdi. 1861 yılında sultanın köçek takımlarını yasaklamasının ardından köçekler Anadolu'ya dağıldılar.

Ünlü tarihçi Refik Ahmet Sevengil İstanbul Nasıl Eğleniyordu adlı çalışmasında Osmanlı köçek ortamlarını şöyle tarif eder: “… İstanbulda üç köçekten başlayıp bir iki düzine köçeğe kadar çıkabilen köçekler, en az bir kemençe, iki lavta, tef, zilli maşa gibi müzik aletlerinin yer aldığı müzisyen ve iki-üç gür sesli hanendeden kurulmakta idi. Anadoluda ise takımlarda bu sayılar daha sınırlıydı. İki-üç köçek, yörenin özelliğine göre açık mekânlarda çift davul, zurna, kapalı mekanlarda bağlama, tırnak kemane, keman, dümbek, tef, zilli maşa kullanılır, müzisyenler aynı zamanda hanendelik de yaparlardı.…’

Köçekler Kastamonu, Çankırı gibi yerlerde genellikle ikili bazen de solo performanslarla halkın karşısına çıkarlar. Diyarbakır, Antep, Urfa gibi yerlerde toplu oynanan halay ortamlarında kimi zaman ekipten ayrılarak solo dans yapanlar için kullanıldığı görülüyor.

“Eski devirlerde çalgı ile raks eden erkeklere "köçek" derlerdi. Erkek olan köçekler kız gibi görünmeye, kız olan çengiler ise, delikanlıya benzemeye çabalarlardı. Bir çengi kolunun sokağa çıkışı seyredilecek bir manzara idi. Köçekliği Reşit Paşa yasaklamıştı.”(Kültür ve Turizm Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı internet sitesi)

Köçekçe, köçeklerin dans etmesi için çalınan müzik olarak ortaya çıkmış ve halk türkülerinin bir araya getirilmesinden oluşan bir müzik biçimidir.

Ünlü Türk Besteci Ulvi Cemal Erkin, bu melodilerin karcığar ve hicaz makamında olan örneklerini kullanarak senfonik yapıya uyarlamış ve köçekçe adını vermiştir.

“Nevşehir köylerindeki düğün törenlerinde, bir zamanlar köçekler vardı. Nevşehir'de Cumhuriyet döneminden başlayarak 1970'li yıllara kadar düğünlerin vazgeçilmezlerinden olan köçekler, yeniden düğün, nişan ve sünnet törenlerinde vazgeçilmezler arasındadır.(30 Mart 2007 Evrensel Gazetesi)

(Köşektaş Köyü’nde oynayan Kel Köçek)

Çocukluk döneminde aklımda kaldığı kadarıyla köyümüze birkaç kez “Kel Köçek” lakaplı İlhan’ın geldiğini hatırlıyorum. Hacıbektaş, Avanos, Ürgüp ve Acıgöl köylerinde düğünlerde köçek oynatıldığı bilinmektedir.

Gelişen teknoloji ve iletişim çağı bazı gelenek ve görenekleri ortadan kaldırdı. Muhtemelen bir süre sonra köçeklik geleneği de tarihin tozlu sayfalarında yerine alacaktır.