AVUKAT, ÖĞRETMEN

AVUKAT, ÖĞRETMEN

'' Demek avukat oldun ha! İyi, güzel. Ben de sosyal bilgiler öğretmeniyim. ''

'' Lisede okurken sen en çok Mülkiyeli olmak isterdin.''

'' Öyleydi, idealler her zaman gerçekleşmiyor. ''

'' Ben seni bir ortaokulda ders verirken düşünemiyorum. Daha büyük, daha kapsamlı, daha etkili bir görevde olmanı umardım.''

'' Coğrafi mekanda yaşanan olaylar, olumlu olumsuz gelişmeler...Daha 12, 13 yaşındaki çocuklarda bilinç uyandırmak önemlidir. Geleceğe yatırım...Eğer iyi işlenirse sosyal bilgiler dersi, uygarlaşmada önemli bir başlangıç olur.''

'' Peki, inandım. ''

'' Sen ne yapıyorsun ? Nerede büro açtın ? ''

'' Avukatlık- Arabulucuk yazıhanem Aydın Çine'de. ''

Lise'den arkadaşım Tuncer Özkan ile konuştuğum tarih : 1971 Ekim...

Çatamdan çıkarıp kartımı verdim :

'' EG. ( Göreli ) Sosyal Bilgiler Öğretmeni. Merkez Ortaokulu- Nevşehir.''

..........................

Bir kongre dolayısıyla Ankara'dayım. 2004 yılı Ekim ayındayız. Baktım, arkadaşım Tuncer de katılıyor Kongre'ye. 34 yılda hiç karşılaşmamız. Kucaklaşıyoruz. Gözlerimizde yaş.

'' Nasıl gidiyor sosyal bilgiler öğretmenliği. ''

'' İyi gidiyor. ''

Yeni bir kart bastırmıştım. Onu veriyorum. Üzerini okumadan alıp, cüzdanına yerleştiriyor.

'' Bak, bana 1971 yılında verdiğin kartı hala yanımda taşıyorum.''

'' Sağol, yeni karta bir göz at istersen.''

Cüzdanına bıraktığı kartı çıkarıp okuyor.

Dr EG. Sosyal Bilgiler, Coğrafya Eğitmeni, Dicle Üniversitesi, ZG Eğitim Fakültesi'nde Profesör - Diyarbakır ''

'' Prof Dr. Doğru mu ? Yahu, ne zaman elde ettin bu unvanı? Şaka mı bu ? ''

'' Sen davacıların haklarını savunurken biz de boş durmadık. Dağ bayır gezip Orta Kızılırmak Havzası'nda doktora tezimizi hazırladık. Binbir englle karşılaştık. Danışman tez yöneticisi bıraktı bizi. Yine de ele güne karşı utanmamak için bitirdik çalışmamımızı. Sonra yardoç...Doçentlikte iki kez başarısız sayıldık. Yıldırım aynı yere iki kez düşmez. Kör aynı çukurluğa iki kez yuvarlanmaz. Bir kifayetsiz muhteris böyük hoca dedikoduların etkisiyle taktı bize. Elazığ'da fil gibi iri bir doç vardı, telefon,mektup, hiç erinmeden, ardarda...Neymiş; biz solcuymuşuz. Sanki vatan hainiyiz. Sonra üçüncü denemede girip doçent olduk. Bitti mi, olur mu ? 5 yıl geçti. Kemal Gürüz adlı YÖK Başkanı bizim rektörü tutmuyordu. Sonuç. Prof kadrosu için ilan verilemedi. İki buçuk yılımız yandı. Yeni YÖK Başkanı atandığı gün ilan çıktı. Başvurduk ve bu yıl, tam da doğum günümde prof unvanını aldık.''

İkimiz de ayaktaydık. Kucaklaştık.

'' Yahu sürpriz oldu. Olursa bu kadar olur işte. Ben biliyordum senin bir ortaokulda çocuklara sosyal bilgiler dersi vererek bir ömür harcamayacağını...Biliyordum sevgili hemşehrim. ''

'' Sağol ! Sen ne yapıyorsun ? ''

'' İyilik sağlık. Aynı. Aydın Çine'deyim. Ekmek param çıkıyor. Ötesini boşver. Fakat sağlık sorunlarım var. KOAH hastasıyım. ''

'' Geçmiş olsun. Baban rahmetli sağlıkçıydı. Sen de güçlü bir beden yapısına sahipsin. Geçer inşallah, moralini bozma ! ''

Avukat arkadaşım, Lise'den en iyi dostum Tuncer Özkan'ı son görüşüm oldu bu.

Bana telefon ediyordu, zor konuşarak...

'' Çine uzak Nevşehir'e. Fakat bu yıl geleceğim memlekete. Buluşuruz. ''

Gelemedi, buluşamadık.

----------------------------

28 Eylül 2025, Ürgüp