BİLİK YA DA CİVCİV

Yıl 1980.

Elazığ’dan temmuz ortasında Ürgüp’e gelmişiz, yaz dinlencesi için.

Yol yorgunluğunu atıp, ertesi gün Göre’ye varıyoruz.

Yazın güzel günleri.

Anam, babam, İlhan, Pakize evdeler.

Bizim geldiğimizi duyunca, yeğenlerim de koşuyorlar.

Gözle görülür, elle tutulur bir sevinç evin içinde.Mutluluk.

Babam Mutlu’nun devinimlerini izliyor:

Yaman bu oğlan,yaman,” diyor. 3 yaşında o zaman.

Umut, gelir gelmez , eskiden yaşadığımız evin, kitaplık yaptığımız küçük odasına çekilmiş, bulduğu kitapları,dergileri inceliyor.

Samanlığa iniyoruz.

Orada, alacakaranlık, ılık bir köşede, samanların üstünde bir gurk tavuk var.

Biz yaklaşınca huzursuz oluyor; gıdaklıyor, yumurtalarını kanatlarının altına alıyor.

Anaç tavuk…Soyunu sürdürecek…Endişe,kaygı…Babam, yumurtalara dokunuyor.

Saman kokusu. Buna bir başka koku da karışıyor. Tavuksu tavuksu kokuyor ortalık.

Mutlu, dikkatle izliyor dedesini.

Babam bir yumurtayı çıkarıyor. Kulağına götürüp dinliyor, gülümsüyor.

Yumurtadan “tık, tık “ sesleri geliyor.

Dikkatle bakılınca görülüyor, yumurtada kıl inceliğinde çatlaklar var.

Babam parmağını bastırıyor, tırnağıyla yumurtanın üstünden bir parçayı kırıyor.

Kabuğun altından sarı bir zar çıkıyor. Perde gibi.

Zar kalın…Civciv bunu parçalayıp da çıkamamış. Sağlam kabuk, kalın zar. Tavuğun beslenmesi iyiymiş demek ki.

Babam bağ bıçağını zara dokundurup kesmeye başlarken Mutlu bağırıyor.

Yapma dedeee ! canı yanacak !“

Dedesi gülümsüyor.

Bak, şimdi ne çıkacak ? “ diyor. “ Kendi kendine delememiş zarı, kıramamış kabuğunu. Güçsüz de ondan !”

Biraz uğraşıp boşluğu genişletiyor.

Mutlu da yardım ediyor.

Ortaya sapsarı, sevimli mi sevimli, ıslak bir civciv çıkıyor.

Başı dönmüş gibi, yorgun.

Biz Göre’de buna bilik deriz,” diyor babam.

Mutlu : “Civciiiv ! “ diyor.

Dedesi gülümsüyor.

Ben “ Yumurtaya can veren Allah ! “ diyorum.

Yaratıcılık. Doğanın gücü. Mucize…

Diğer yumurtalardan da çıkacaklar bugün,yarın.”

Mutlu bağırıyor , samanlığın dışına çıkıp:

Babanneeee ! Umut abiiiii ! Civcivimiz doğdu, civcivimiz doğdu.! “

Uygulamalı bir “ Tabiat Bilgisi “ dersi…

Güzel bir temmuz günüydü Göre’de. Sıcak, sevgi dolu…

Aramıza bir can daha katılmış…

Gözlemişiz, izlemişiz.

Az şey mi bu, insan ömründe.

****