Bir Abdülaziz Geçti

Gençti

  Heyecanlıydı

  Sultan Abdülmecid’in vefatı üzerine tahta çıktı

  Pehlivan yapılı

  Ülkesine âşık

  Milletini seven

  Dinin gereklerini yerine getirmekten asla usanmayan bir padişahtı.

  Sultan Abdülaziz’den bahsediyorum

  İleri görüşlü, dengeli bir kişiliği vardı

  Keskin zekâsı ile ülkenin sorunlarını daha erken yaşta kavramış, bu sorunların üzerine kararlılıkla gitmeyi kendine görev bilmişti.

  Dünyanın denizaltılardan bihaber olduğu yıllarda ilk Osmanlı denizaltısını suya indirdi.

  Ülkesinin geleceğinde denizlerin önemini anlamış, yeni tersanelerin inşasına hız vermiş, bu tersanelerde dünyanın en modern zırhlı gemileri inşa edilmeye başlanmıştı.

  ‘Hasta adam’ olduğu ileri sürülen Osmanlı İmparatorluğu, deniz kuvvetlerinde dünyanın ilk üçü arasına girmişti.

  Öyle ki meydana getirdiği donanma, ülkenin kadim düşmanı olan Rusları bile şaşkına çevirmişti.

  Eğitimin önemini anlamıştı, yeni okulların inşaatına hız verildi.

  Ülkeyi okullarla donatmak için devletin tüm gücünü seferber ediyor, geceli gündüzlü çalışıyordu.

  Tamtakır olan hazineyi, sıkı tasarruf tedbirleri ile bir nebze düzeltebildi.

  Bozulmuş olan devletin intibahını yavaş yavaş düzeltmeye, Avrupa ülkeleri içinde saygın bir yere oturtmayı hedefliyordu.

  Tabii ki tüm bu başarılar iç ve dış düşmanların korkmasına sebep oluyor, çıkarları bozulan kimi ruhsuzlar, dış ajanlarla işbirliğine gidiyor, genç padişahin hal edilmesi için çalışıyorlardı.

  Uyumuyorlardı

  Kendi devletinin altını oymaktan geri kalmıyor, emperyalist kimi devlet büyükelçilerinden emir almayı, padişahtan emir almaya tercih ediyorlardı.

  Sanki Abdülaziz gittiği zaman ülke düzelecek

  Cennet Anadolu düzlüklerine gelip kurulacak

  Her şey güllük gülistanlık olacak

  Sıkıntılar bitecek, dertler ortadan kalkacak, ülke birden bire zenginleşecek, fakir diye bir şey kalmayacaktı.

  Buna inanıyorlardı

  Güdük zekâları ile bunun doğru olduğunu düşünüyor, ihanet etmekten bir an bile geri durmuyorlardı.

  Küfür, hakaret, iftira atma sıradanlaşmıştı

  Ve nihayet dediklerini yaptılar

  Sultan Abdülaziz’i hal ettiler, birkaç gün sonra da intihar süsü vererek yok ettiler.

  Aslında yok olan o değildi

  Yok olan, ülkenin umudu ve geleceği idi…