Bırak Dağınık Kalsın

 BIRAK DAĞINIK KALSIN
İstanbul Boğazı’na yapılacak üçüncü köprünün ismi 29 Mayıs 2013 tarihinde yapılan temel atma töreninde, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından “Yavuz Sultan Selim” olarak ilan edilmişti. Ama kabak Nevşehir Üniversitesi’nin başında patlayacak galiba. “Ne alaka?” diyebilirsiniz. Arz edeyim hemen.
 
Yeni köprüye verilen “Yavuz Sultan Selim” ismine karşı hassasiyeti olan Alevi kardeşlerimiz, değişik platformlarda tepkilerini dile getirdiler. Bu tepkileri gayet doğal karşılıyor ve dikkate alınması gerektiğine de inanıyorum.
 
Toplum, bizzat yaşadığı ve tanığı olduğu Gezi Parkı olaylarına bile onlarca farklı açıdan bakıyorken, beş yüz yıl önce yaşanmış olaylara bakışında algı farklılıkların olmasından daha doğal ne olabilir?
 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a Haziran başındaki Tunus ziyareti sırasında bir Türk gazeteci: “Tunceli’deki üniversiteye Pir Sultan Abdal, Nevşehir’dekine Hacı Bektaş-ı Veli ismini verseniz? Yavuz Sultan Selim hassasiyetinden sonra böyle bir adım çok birleştirici olmaz mı?” diye sorar. Başbakan da: “Yavuz ismi Alevi vatandaşlarımıza yönelik asla değil. Pir Sultan Abdal ve Hacı Bektaş-ı Veli isimlerini elbette değerlendirebiliriz.” “Nevşehir Üniversitesi için Hacı Bektaş-ı Veli, Tunceli Üniversitesi için Pir Sultan Abdal isminin verilmesi üzerinde durabiliriz.” Cevabını verir.
DSP Genel Başkanı Masum Türker de Başbakan’dan rol çalmak ve konuyu siyasi ranta çevirmek için partisinin Manisa il kongresinde “DSP’nin zaten böyle bir hayali vardı” diye konuya müdahil olur.
Bugüne kadar birçok sivil toplum kuruluşu da konu hakkındaki olumlu ve olumsuz görüşlerini kamuoyu ile paylaştı.  
Bu gelişmeler üzerine Türkiye ve Nevşehir kamuoyunda Nevşehir Üniversitesi’nin isminin değiştirilmesi konusunda bir spekülasyon başladı. Kimisi “Kapadokya” olsun dedi, kimisi “Hacıbektaş-ı Veli” olsun dedi, kimisi de “Damat İbrahim Paşa” olsun dedi. Ama genel kanaat “Ankara Üniversitesi”, “İstanbul Üniversitesi” gibi, bulunduğu şehrin ismi ile özdeşleşen ve gün geçtikçe köklenen ve markalaşan “Nevşehir Üniversitesi”nin isminin değiştirilmemesi yönünde…
Başbakan’ın Nevşehir Üniversitesi’nin isminin değiştirilmesi konusundaki düşüncesini acele ile verilmiş, yanlış bir karar olarak değerlendiriyorum. Çünkü Alevi kardeşlerimizin hassasiyetlerini dengelemek, ya da bir yanlış algıyı telafi etmek adına Nevşehir Üniversitesi’nin ismini değiştirmek, başkaca yeni hassasiyetlere ve yürek burukluklarına yol açar.
Toplumun bir kesiminin hassasiyetlerini dikkate almak başka şey; “bir kesimin hassasiyetini dikkate alacağım, dengeleyeceğim” diye başka bir kesiminde yeni hassasiyetler, kırgınlıklar oluşturmak başka bir şeydir.
Nevşehir”, “Hacıbektaş-ı Veli”, “Damat İbrahim Paşa”, “Kapadokya” isimlerinin hepsi de bu şehrin, bu coğrafyanın, bu toprakların, bu kültürün vazgeçilmez değerleri ve güzellikleridir. Birisini öne çıkartmak adına diğerini geri plana atmak, yeni hassasiyetler oluşturmaktan başka kimseye bir şey kazandırmaz.
Nevşehir’in topu topu bir tane Üniversitesi var. 2007 yılında çıkartılan bir yasa ile Türkiye genelinde kurulan 17 üniversiteden birisi. Bir devlet üniversitesi olmakla birlikte, Nevşehirli hayırsever hemşerilerimiz, üniversitenin fiziki altyapısını oluşturan fakülte ve yüksekokul binalarının, çevre düzenlemesinin, üniversite camiinin yapılmasında çok büyük maddi ve manevi katkıda bulunmuşlardır. Bu katkılar halen de devam etmektedir.
 
Bu Şehrin adeta dişiyle tırnağıyla inşa ettiği bir tek üniversitesi var; adı da “Nevşehir Üniversitesi”. Bu yörede bir deyim vardır: “Olsa dükkân senin” diye. O hesap, Şehrimize yeni üniversite açın, yeni prestijli projeler, yatırımlar getirin ve onlara da Hacıbektaş-ı Veli, Damat İbrahim Paşa, Kapadokya isimlerini verin. Asla itiraz etmeyiz, destekler ve alkışlarız.
Meşhur fıkradır, bilirsiniz… Kafasında üç tel saçı olan adam berbere gider. Saçının sağa taranmasını ister. Berber sağa tararken saçının bir teli kopar. Adam, “böyle beğenmedim, sola tara” der. Sola taranırken saçının bir teli daha kopar. Adam bir aynaya bir berbere bakar, koltuktan kalkar ve bağırır: “-Bırak! Dağınık kalsın!
 
Muhterem devletlûlar, gelin Nevşehir Üniversitesi’nin isminin değiştirilmesi konusunu da böylece tatlıya bağlayalım. Olayı fazla sağa, sola; yukarı aşağı çekip sündürmeyelim; bırakalım “dağınık kalsın”.
24.06.2013
Mehmet BİÇER