ÇOCUKLUK BU YA

ÇOCUKLUK BU YA

'' Şimdi Japonya'nın Tokyo kentinde akşam olmuştur.''

Yuvanlı yolunda yürüyoruz. Kumlu Niğde karayolu. Yayan yapıldak. Sabah serinliğinde.

'' Nasıl olur ? Bizim daha burada sabah.''

Hüseyin gülüyor.

'' Dünya küre ya. İşte ondan. Batıya doğru gitttikçe de hala karanlık bazı ülkeler. Misal şimdi İngiltere'de insanlar uyuyor daha. Sabahın olmasını bekliyorlar, işe güce gidecekler.''

Dış dünya ile bağlantımız nasıl oluşuyor?

Radyomuz var. Ajans haberlerini dinliyoruz. Nezahat Bayram'ın türkülerine bayılıyoruz.Günde 3 gazete (Cumhuriyet, Ulus, Hürriyet) okuyoruz. Haftalık dergileri izliyoruz; Akis, Kim, Akbaba...Hayat bizim için televizyon. Ses dergisi de sinema, sahne sanatları konusunda bilgilendiriyor bizi. Aylık dergi Bütün Dünya dopdolu. Her gün bir yazı okuyoruz ondan , Mankafa Poldi'ye gülüyoruz. Unutmamak için okuduğumuz fıkraları birbirimize anlatıyoruz. Yaşadığımız bu canlı ekinsel ortamı il merkezinde öğretmenlerimiz yaşayamıyordur.

Tadına vara vara söyleşerek yürüyoruz.

Hüseyin Orta 3 öğrencisi, ben Orta 2 öğrencisiyim. MGO.

'' Şimdi İran'da insanlar günlük hayatlarına başlamışlardır. Kim bilir bizim bilmediğimiz gıda maddeleriyle kahvaltı yapıyorlardır.''

'' Gülistan Sarayında Farah Diba ...Kraliçe. Bebek bekliyor. İsviçre çikolataları yiyor, hemen dışında Tahran'ın, insanlar susuz, değil çikolata, çaylarını kuru üzümle içiyorlar. Onu bulmak da mesele. ''

'' Ya Endonezya ! Devlet başkanı Ahmed Sukarno bizi ziyaret etti. İslam kendisi. Holanda egemenliğinden kurtuldu o koca adalar memleketi. ''

Hüseyin'in bilmediği yok. Tüm dünyadan haberdar. Gelişmeleri izliyor.

Ben onunla yarışamam.

O çok bilgili. Hiç erinmeden, gazetelerin ağır makalelerini, köşe yazılarını okuyor.

Yürüyoruz.

'' İspanya'da da daha ortalık aydınlanmamıştır. Şimdi biliyor musun o ülkede Franco adlı bir general var başta, adam diktatör.''

'' Ben Hayat Ansiklopedisinde okudum. Fas da İspanyol, Fransız egemenliğinden kurtulmağa çalışıyormuş. ''

'' Evet, Atlas ülkesi. Kurtulacaktır. Çünkü Fas da, Cezayir de Kemal Paşamızı örnek alıyorlar. Onun bağımsızlık düşüncesine sahipler. Bir gazetede okudum. Çarpışan gerillaların sırt çantalarında Atatürk'ün Nutuk'u varmış. Dinlenirken onu okuyorlarmış.''

'' Türkçe biliyorlar mı acaba? ''

'' Hayır. Nutuk Fransızcaya çevrilmiş. Oradan okuyorlarmış. ''

.....................

1961, 62 yıllarında yaşıtlarımız ne Türkiye'den haberdardı, ne dünyadan. Küçük yer Nevşehir. Kim neyi biliyor, hangi yayını izliyor, anlaşılıyor. Arkadaşlarla yarenliklerde ortaya çıkıyor kimin neye ilgi gösterdiği. Kimileri bizle dalga geçiyor, küçümsüyor..Gülerek alay ediyorlar. Aldırmıyoruz. Biliyoruz , aileleri gazeteye, dergiye para ayıramıyor, fakat, evlerine çok yakın olsa da Damat İbrahim Paşa Kütüphanesi'ne gitmediklerini, kitap okumadıklarını da biliyoruz. Fakat ne hikmetse, sınıflarını hiç bütünlemeye ( ikmal ) kalmadan, doğrudan geçiyorlar.

İki emmioğlu, yaz dinlencesi gününde, sabah serinliğinde Niğde yolunda yürürken söyleşip, yol yorgunluğunu unutuyorlardı.

Ve 2010'ların ne getireceğini bilmeden , YouTube'i keşfetmiş gibiydiler.

Emmimoğlu Hüseyin'i saygıyla, sevgiyle, derin özlem duygularıyla anıyorum.

.........................................................

12 Agust 25, Ürgüp