<span style="font-size:18px">Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in emekliye ayrılarak yerine Vekâleten Dr. Ekrem Keleş’in getirilmesiyle gözler Diyanet İşleri Başkanlığı’na çevrilirken, Çalışanlar Birliği Sendikalar Konfederasyonu (Çalışan Sen) ve Din-Bir-Sen Genel Başkanı Yusuf Özdemir’de Vekâleten idare edilen Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan sivil toplum kuruluşlarının beklentilerini açıkladı.<br /> Toplumun din konusundaki hassasiyetini vurgulayan Genel Başkan Yusuf Özdemir, din hizmetlerini yürütmekle yükümlü bulunan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın sayıları 120 bini geçen din görevlilerinin sıkıntılarını görmesi ve beklentilerinin karşılanması gerektiğini ifade ederek şöyle dedi: “Diyanet İşleri Başkanlığı sorumluluklarının bilincinde hareket etmeli ve siyasetin üzerinde görev ve sorumluluk bilinciyle toplumun tamamını kucaklamalıdır. Toplumun doğru bilgilerle aydınlatılması ve hurafelerden arındırılması gerekir. Din görevlilerinin de gerekli din eğitimine sahip olması gerekir. Diyanet İşleri Başkanlığı mağdur ve mazlumlara kucak açarak önceden olduğu gibi kurumumuzdan medet umanların yanında yer almalıdır.”<br /> Özellikle Diyanet Hizmet Kolunda faaliyette bulunan sendikalar arasında ayrımcılığın ve ötekileştirici tutum ve davranışların son bulması gerektiğinin altını çizen Özdemir, yetkili sendikanın teşkilatlardaki baskı ve mobbing gibi çağ dışı uygulamalarına sessiz kalınmaması gerektiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Müftülük çalışanları yetkili sendika temsilcilerinin sözleriyle değil, yasa ve yönetmeliklere göre hareket etmelidir. Görev esnasında tarafsız olunmalı ve din görevlilerine karşı adil ve eşit davranılmalıdır. Murakıplar, soruşturmalarında sendikaya göre değil, belgelere ve delillere göre rapor tutmalıdır. Teşkilat içerisindeki gönül köprüleri yıkılmamalıdır. Din görevlileri arasında kin, nefret, düşmanlık ve ötekileştirme duyguları gibi din kardeşlerini birbirinden koparan düşünce ve uygulamaların önlenmesi gerekir. Din görevlilerinin mesleki, sosyal, kültürel ve ekonomik olarak her türlü sıkıntı ve problemlerinin çözülerek giderilmesi için işbirliği ilkesi çerçevesinde ortak çalışmalar yapılarak din görevlilerinin özgüveni ve itibarı korunmalıdır. Büyük bir azim ve heyecanla görev yapan fedakâr din görevlisi kardeşlerimizin mesleki bilgilerinin ve iletişimin olmazsa olmazı dilin iyi kullanılması için gerekli donanıma sahip olması hususunda çalışmalar yapılmalıdır. Kurumun itibarı daha da yükseltilerek ileriye taşınmalıdır.<br /> Dünyayı saran İslamofobi’nin saldırgan tutumunun önlenmesi için gerekli çalışmalar titizlikle yapılmalı ve özellikle Hıristiyan âlemine karşı İslamı anlatan çalışmalar titizlikle yapılmalıdır.<br /> Diyanet İşleri Başkanlığı, tarihten aldığımız geleneksel kültürümüzün ve tarihsel derinliği olan medeniyetimizin gelişmesinde rol oynayan önemli bir kurumdur. Ülkemizin huzuru, mutluluğu, geleceğine güvenle bakabilmesi, kardeşçe duygular içerisinde birlik ve beraberliğimizin korunması için bu güzide kurumumuzun itibarının yüksek tutulması, saldırılara karşı topyekun karşı konulması ve daha güçlü bir yapıya kavuşturulması zorunludur. Bu nedenle kurumumuza sahip çıkmak zorundayız. Bu güzide kuruma hem milletimizin hem de ümmetin ihtiyacı olduğu özellikle İslam coğrafyasında yaşanan hadiselerden daha net anlaşılmaktadır. İçeride ve dışarıda kurumun itibarını koruyarak yıpratılmasına, karalanmasına izin vermemeliyiz.<br /> Bu hususların titizlikle ve kararlılıkla takibi ve uygulanabilirliliğinin sağlanabilmesi için Diyanet İşleri Başkanlığı’na her türlü desteği vereceğiz. Bu vesileyle Sayın Başkan Dr. Ekrem Keleş’e hayırlı olsun temennisinde bulunuyorum. Başarılar diliyorum. Cenabı Allah Celle Ve Celalüh, muvaffakiyetleriyle camiamızın yüzünü güldürsün.”<br /> <br /> </span><br />