Dr VEDAT ALİ ÖZKAN
Endüstri Mühendisi Ali Dinçer (ODTÜ) gözyaşlarını tutamıyor.
Nedir olay.
Ankara Belediye Başkanı seçilecek. CHP’nin adayı Ali Dinçer.
AP’nin adayı Dr Vedat Ali Özkan.
Kayserili o duygulu, yurtsever insan bir yürek durması sonucu bu dünyadan göçediyor.
Evine başsağlığı için giden Dinçer, bakıyor da ortama.
Üzüntüsü bir kat, on kat artıyor.
Neden ?
Hekimlerin ülkemizde iyi kazandıkları, konforlu yaşadıkları düşünülür.
Dr Özkan, hekimliği dışında politikacıdır da.
Demirel ‘in kurduğu hükümette Sağlık Bakanı olmuştur
( 2 Kasım 1969. Hükümetin Güvenoyu aldığı gün : 12 Kasım 1969 ).
Ali Dinçer’in üzüntüsü evin yoksulluğu ile ilgilidir.
Sıradan, orta gelir düzeyinde bir memur evinden hiç farklı değildir o ev
Küçük bir apartman dairesi, yıprak eşyalar…
Oysa, Sağlık Bakanı olarak Dr Özkan, milyarlara imza atmıştır.
Yememiş, yedirmemiştir.
Duyumlar üzerine ani baskınlar yaptığı için ‘’Jet Bakan’’ olarak tanınmıştır.
Bir hastaneye ameliyat masası satın alınacak.
İthalatçı firmalar jet hızıyla devreye girerler.
Tek tek inceler teklifleri Sağlık Bakanı Dr Özkan.
Fiyatlar pek yüksektir. Yoksul ülkemiz için olağanüstü pahalıdır.
Bakan, Japon Büyükelçiliği ile bağlantı kurar.
Bir karşılaştırma için örnek verelim.
İthalatçı firmaların verdiği en düşük fiyat 4 milyon ABD Doları.
Japon Büyükelçiliği hemen Tokyo ile bağlantı kurmuş
ve fiyatları öğrenip Bakan’a sunmuştur bir dosya içinde.
Dr Özkan, hayretler içinde kalır. Son derece üzgündür.
Neden ?
Çünkü bizim ithalatçı firmalarımız ile
Japonya’nın ürettiği ameliyat masası fiyatı arasında 4 milyon ABD Doları fark vardır.
İhaleyi iptal eder ve
Sağlık Bakanlığı olarak doğrudan Japonya’dan ameliyat masası almağa karar verir.
Elbette olay basına yansır.
Birden, çıkarına dokunulan ithalatçı firmalar ortalığı ayağa kaldırırlar.
‘’ Serbest ticaret rejiminde devletin devreye girmesi 1950 öncesinden kalma bir hastalıktır. Demokratik haklarımıza zarar veren Sağlık Bakanı Özkan’ı kınıyoruz ve istifaya davet ediyoruz. ‘’
Çarşaf çarşaf gazete, dergi ilanlarla ‘’Vur abalıya’’…
Menfaatine dokunulursa, firmaların ulusal gururu,
ülke çıkarlarına göre davranmasının hiçbir önemi kalmaz.
Dürüst insan, yemeyen yedirmeyen
Dr Özkan dayanamaz saldırılara ve Demirel’den affını ister.
Bakanlıktan ayrılır.
Aradan zaman geçer.
Demirel, eski dava arkadaşının gönlünü almak ister;
Onu Ankara Belediye Başkanlığı için aday gösterir.
Yürekten yaralı Sevgili Hekimimiz, seçim çalışmalarına başlar,
fakat üzgün ve kırgındır.
Yaşamı o gergin ortamda sona erer. Yurdu için çarpan yürek durmuştur.
Pek erken bir yaşta, ülkemize daha nice hizmetler verebilecekken.
Kazanan tıbbi malzeme ithal eden firmalar olmuştur.
Ülkemiz kolay kolay yetişmeyen bir tıp adamını, bir siyasetçiyi yitirmiştir.
………….
Bugünlerde, bakıyorum da sosyal medyada, Devletçiliği suçlayan yazılar dolaşıyor.
1923-50 arasında ülkemiz Devletçilikle bazı büyük fabrikalara sahip olmuştur Türkiye Cumhuriyeti Devlet’inin fabrika ayarlarının başında gelir Devletçilik ilkesi.
İzmir İktisat Kongresi’ni bilmeden, üzerinde düşünmeden, Kadro Dergisi ve etkisini irdelemeden, 1923-50 döneminin ithalat ve ihracat kararlarını, uygulamalarını öğrenmeden Devletçliği suçlamak kara cehaleti gözler önüne sermektir. Cahil cesur olurmuş. Altı Ok’un ilkelerinden biri diye basit ifadelerle, ilkel yorumlarla Devletçiliği eleştirmek, hastalık olarak göstermek aydın insana- aydın olduğunu zanneden kişiye – yakışmaz.
Demirel bile liberal ekonomik düzene bağlı icraatı olan hükümetler kurduğunda Devletçilik ilkesine bağlı kalmıştır.
…………….
Bu vesileyle, ülkemiz sağlık düzeninde iz bırakmış yurtsever hekimimizi,
Dr Vedat Ali Özkan’ı saygıyla anıyoruz.