DTCF' Den Bir Portre : Talip Yücel

1964 - 65 ders yılı başlarken Doçent idi.
Havalı bir adam. Yürüyüşü değişik, öğrenciye seslenişi değişik, ders anlatma yöntemi değişik.
'' Hanımlar, beyfendiler'' diye başlardı anlatmaya.
Daha 1960 Mayıs devriminin etkileri sürüyor.
Derslerine Milli Emniyet'ten (MİT) gelenler olduğu ''rivayet'' olunurdu.
Asya Coğrafyası 1 adlı bir küçük kitabı vardı TY'in, satın almıştık; ağır bir anlatımı vardı. Anlamakta zorluk çekerdik. Asya'nın jeolojisi , çekirdekler, kalkanlar vesaire...Sanırım, ''Ben iyi bir jeologum'' demek istiyordu eserinde .
Sonra Asya'nın Beşeri ve Ekonomik Coğrafyası çıkıp geldi. Bu, daha anlaşılır bir kitap...Yararlı bilgiler var içinde. Fakat üretim tutarları nasıl yerinde duracak? Pakistan'ın çeltik tarımı, pirinç üretimi, dışsatımı...Ya da jüt...
İki kitabı birarada ciltlettiğimizde güzel bir Asya Coğrafyası ortaya çıktı.
Asistan Alaaddin Tandoğan bu iki kitabı kimler aldı, özenle çizelgeye yazıyordu. Bir de şayia : Bunları alanların sınavda puanları az olsa bile sınıflarını geçebilecekler...
Sanırım 1965 baharında Prof oldu TY.
Oldu da, derslerinde değişiklik oldu mu ? Hayır. Asistanı harita getirmeyi unutuyordu bazen. Kürsüden eğiliyordu Hoca, elini tak tak yazı tahtasına vurarak , '' Şimdi burada harita olsaydı Brahmaputra Nehiri buradan doğmuş olacaktı,'' diyordu.
Ders öğleden sonra ise, ha uyudu, ha uyuyacak...Yorgun görünüşlü idi. Mikrofona tutunarak ders veriyordu. Seslenişinde bir değişiklik yoktu : Muhterem beyfendiler, muhterem hanımlar...
Bir gün, arkadaşım İlhan Kayan bir dergiyle çıkıp geldi.
'' İlhan,'' dedim, ''O dergide işimize yarayacak bir makale mi var da, getirdin buraya?''
Gülümsedi arkadaşım ,'' Bak buraya! Talip Bey'in bir makalesi var.Müthiş.Sen de oku.''
Makalenin adı : Teke Yarımadasının Mevzii Coğrafyası idi. Eve götürdüm. O gece başka bir şey yapmadım. O uzun makaleyi okudum,notlar alarak. Önüme 1:800 000 Ölçekli Türkiye Haritasının paftasını alarak. Olağanüstü güzel anlatımlı bir yazı idi. Şiirli...Halkın yağmura, sıcağa, soğuğa verdiği adlarla, deyimlerle bezekli...Kuru bir anlatım değil, son derece renkli, ışıklı...
Talip Yücel artık gözümde coğrafyanın edebiyatçısı...Edebiyatı coğrafya ile harmanlamış bir bilim adamı...Bu yazıdan beni haberdar eden arkadaşım İlhan' a teşekkür ettim.
İkinci sınıfta Talip Bey'in yeni bir dersi vardı : Avrupa'nın Ekonomik Yapısı...Bol bol istatistik bilgileri. Hangi ırmağın üzerinde hangi HES yapılmış; bir yılda ne kadar elektrik üretiliyormuş. Don, Dinyeper, Dinyester, Volga ...Ezbere almaya kimin gücü yeter !
Kitabı var mıydı bu dersin ? Hem evet, hem hayır. Nasıl oluyor ? Kitap ortada yoktu ama 4 adet fasikül vardı. Alaaddin Tandoğan çizelgeye yazıyordu kimlerin aldığını. Ederi ne kadar? 40 TL. 1965 Ankara'sında yüksek bir tutar. Babam bana ayda 200 TL gönderiyordu. Bunun 40'ını tek bir kitaba verince geriye ne kalıyordu? Beslenme, ulaşım giderleri ne olacaktı? Zaten eğlence yok, giyim kuşama para ayırma sözkonusu değil...Ve yüzlerce öğrenciye 40 TL'den satılan 4 fasikülün toplam geliriyle Ankara'da nasıl yaşanılır ? O yıllarda 2 oda bir salon evler 40 bin TL'ye alıcı bekliyordu.
Arkadaşlar arasında bu konuyu görüşüyorduk. Eleştirenler çoğunluktu.Destekleyenler de vardı. Arkadaşım Tevfik Oral (Öğretmen Dr,ÖSYM'den emekli) yıllar sonra Talip Bey'i anlattı, 4 fasikül eserini açıkladı '' Bende Kalanlar'' adlı anılar kitabında.
Biz DTCF'yi bitirdik, fakat 4 fasikül bir türlü 5 olmadı. Tamamlanmak şöyle dursun, hiçbir ilerleme gözleyemedik. Biz, gerçi Talip Bey'in öğretim üyesi olduğu Ülkeler Coğrafyası Kürsüsü öğrencisi değildik, ama, yayımlanmış olsaydı haberimiz olurdu.
MTA'da çalışırken, Ortaokul ve liselerde öğretmenken, üniversitelerde asistan, öğretim elemanı iken de Avrupa'nın Ekonomik Yapısı kitabının tamamlandığını göremedik. Bazı toplantılarda, sempozyum ve kollokyumlarda Talip Bey ile görüştük, fakat o ''ünlü'' fasiküllerden söz etmeğe çekindik. Yaşlanmıştı, yıprak bir görüşteydi. Onu en çok seven kişi Hayati Doğanay idi. Sanırım O da fazla durmadı üzerinde.
Talip Yücel hocamız emekliye ayrıldı, evini İstanbul'a taşıdı, 1986 yılında ,24 Kasım Öğretmenler Günü haftasında , İstanbul Atatürk Eğitim Fakültesi'nin düzenlediği Ulusal Eğitim Sempozyumu'nda biraraya geldik. Dilimin ucuna gelse de bir türlü soramadım fasiküllerin akibetini.
Ülkeler Coğrafyası Kürsüsü Asistanı Alaaddin Tandoğan ne yaptı o ad çizelgelerini? Benim adım da yazılıydı orada? Kitap tamamlandığı zaman bütününü alma hakkımız vardı. 1968'de Fakülte'yi bitirdiğimiz zaman, biz hakkımızı arkadaşım Alaaddin Sırakaya'ya devrettik. Bu durumu Alaaddin Tandoğan'a bildirdim, çizelgeye işlemesini istedim. Daha sonrasını izleyemedim.
Talip Bey'in kitapları hazırlanırken en çok emek verenlerden biri de arkadaşımız Erkan Fişenk idi. Erkan'ın olağanüstü çizim yeteneği vardı. Bu nedenle daha ilk yıl hocaların dikkatini çekmişti. Prof Cemal Arif Alagöz bir derste ondan söz etmiş, öğmüştü. Talip Bey'in Asya 2 kitabının tüm çizimleri de Erkan'ın kaleminden çıkmıştı. Bu haritalar, grafikler kitabın değerini artırmıştı. Erkan'la ÖSYM'de karşılaştık 1978 şubatında. Tevfik Oral da yanımızdaydı. Eski günleri andık, fasiküllerden söz açıldı.O da sonrasını bilmiyordu.
Türkiye Coğrafyası (TKAE yay) adlı kitabı,sanırım tüm Eğitim fakültelerinde önemli bir gereksinimi karşıladı; öğretim elemanları olsun, öğrenciler olsun, bu güzel eserden müstefid oldular. Sırrı Erinç hocamızla birlikte yazdıkları Ege Adaları (TKAE yay) kitabı da, Yunanistan'ın 18 adamıza el koyduğu, bayrak çektiği bugünlerde okunması gereken, güncelliğini koruyan pek değerli bir çalışmadır.
Talip Yücel hocamızın makaleleri de var: Tren duraklarının belde nüfusuna etkisi, Kızılırmak'ın suyu, İmroz Adasının coğrafi hususiyetleri...Ve elbette en yararlısı, kitap oylumundaki Teke Yarımadası...
Talip Yücel hocamızı sonsuzluğa uğurladık. Işıklar içinde uyusun !
Fakat bellek , anılar acı olsun, tadlı olsun unutmuyor. Neden salt 4 fasikül, kitap tam ederiyle satıldı öğrenciye ? O yıllarda Hukuk, Tıp,SBF kitapları ancak 20, 25 TL'ye satılıyordu. Risale, fasikül ne demekti ? Böyle bir davranış içine giren bir ''hoca'' günümüzde sosyal paylaşım sitelerinde kıyasıya eleştirilir, irdelenir ve o kişinin geri adım atması sağlanır. O yıllarda bilgisayarı duyardık da, adı ABD'de elektronik beyin olarak. Ne Facebook var , ne İnstagram , ne Whatsup !
Şimdilerde emekli olan Prof Dr Alaaddin Tandoğan Bey'e (KTÜ) soralım : 4 fasikül 5 oldu mu ? Neden öğrencinin hakkınnı aramadınız ? 40 TL verip onları alanların içinde günde bir öğün bile doğru dürüst yemek yiyemediğinden beslenme bozukluğu nedeniyle yaşlı görünen 20'li yaşların başında gençler vardı. Bilmem anlatabildim mi ?
...................................................... 16 Aralık 2016. Diyarbakır