Eğitim-İş Sendikası Nevşehir Şube Başkanı İbrahim Demir, Nevşehir'de Vakıf, dernek ve cemaatlere bağlı kuruluşların dini içerikli derslerin seçilmesi için afişlerle yoğun bir kampanya yürüttüğüne dikkat çekti.  

Milli Eğitim Bakanlığının, görevlerini Diyanet İşleri Başkanlığı'na, bazı vakıf ve derneklere bırakmış durumda olduğunun altını çizen Eğitim-İş Sendikası Nevşehir Şube Başkanı İbrahim Demir, " Türk Millî Eğitiminin Temel Amaçları ve Genel İlkelerinden her gün biraz daha  uzaklaşılmaktadır.

MEB, her ne kadar seçmeli derslerin öğrencilerin ilgi ve isteklerine göre belirlenmesi gerektiğini ifade etse de, geçtiğimiz yıllar içinde eğitimde yaşanan yoğun siyasal kadrolaşmanın ve yandaş atamaların bir sonucu olarak, bazı dini içerikli derslerin seçilmesi için öğrenci ve velilerin yönlendirilmeye çalışıldığı açıktır. Nevşehir'de bir dernek tarafından bastırılan ve bilbordlara asılan afişte, "Kuran'ı Kerim, Peygamberimizin Hayatı ve Temel Dini Bilgiler derslerinin seçilmesi durumunda iki dünyada faydalı olacağından söz edilmektedir.

Bu nasıl bir anlayış sadece haftalık ders çizelgesinde bulunan derslerden 3 tanesini seçmek ahirette ne fayda sağlar acaba. Diğer dersleri seçmenin zararları ne onları da açıklasalar da öğrensek bari. "Kuran'ı Kerim, Peygamberimizin Hayatı ve Temel Dini Bilgiler derslerinin seçilmesi için faaliyet sürdüren dini dernek, vakıf ve cemaatler ülkenin eğitim politikasının belirlenmesinde etkin olmak içinde oldukça yoğun bir çaba içerisindeler. Türk Milli Eğitimi’nin ve öğrencilerimizin gelecekleri ve eğitim faaliyetleri üzerinde kararlar alma haklarını kendilerinde buldukları, bilbordlardaki  afişlerle ,sosyal medya hesaplarındaki paylaşımlarıyla hiç çekinmeden bu faaliyetleri yürüttükleri ortadadır.

Milli Eğitim başta olmak üzere, diğer cemaat ve dernekler  hangi öğrencinin hangi dersi seçeceğine karışmamalı, öğrencilerin kendi istek ve yetenekleri doğrultusunda seçim yapma özgürlüğünü kullanmasına müsaade etmelidir.. Çağdaş ve muasır  medeniyet seviyesine ulaşmak için Eğitimin şu özellikleri göz ardı  edilmemelidir. Eğitim ulusal olmalı, bilimsel olmalı, laik olmalı, karma olmalı ve uygulamalı olmalıdır.

Dinsel söylem ve semboller kamusal yaşam alanında gittikçe daha görünür hale gelirken; Cumhuriyet’i, laikliği çağrıştıran sembolleri ve törenleri  çeşitli taktiklerle görünmez hale getirilmektedir.

Eğitim sistemimiz; bilimsellikten, araştırmacılıktan, sorgulayıcı yaklaşımdan, sanattan, spordan ve üretimden uzaklaşarak, ülkemizin ve çocuklarımızın geleceğini hızla bir karanlığa doğru sürüklemektedir. Laik dünya görüşünün yerine dinsel dünya görüşünün geçmekte olduğunu söyleyebiliriz. 

Veli ve öğrenciler adına ders seçen okul yöneticileri, suç işlediklerini bilmeli ve ona göre hareket etmelidir. Seçmeli derslerin belirlenmesi sürecinde hangi nedenle olursa olsun, mağdur edilen veli ve öğrencilerimizin yanında olduğumuzu bir kez daha belirtiyor; eğitim politikalarına ilişkin her konuda olduğu gibi, bu konuda da her türlü siyasal ve ideolojik yönlendirmenin karşısında duracağımızın, seçmeli derslerin belirlenmesi sürecini yakından takip edeceğimizin bilinmesini istiyoruz" dedi.