Sağlıklı ve aktif yaşlanan bir toplum oluşturmak, 65 ve üzeri yaş grubuna yönelik sağlık hizmetlerini geliştirmek ve yaygınlaştırmak amacıyla Birleşmiş Milletler 1990 yılında, 1 Ekim tarihini Dünya yaşlılar günü olarak belirlemiş olup o tarihten günümüze kadar Ülkemizde ve  dünyada 1 EkimDünya Yaşlılar Günü” olarak kutlanmakta.
Konuyla ilgili halk sağlığı müdürlüğünce yapılan açıklamada; “Nüfus projeksiyonlarına göre, önümüzdeki yıllarda dünya nüfus yapısında hızlı değişimler olacağı, nüfus ve yaş yapısındaki en önemli değişimin çocuk-yaşlı dengesinde gerçekleşeceği ve 2050 yılında tarihte ilk kez yaşlı sayısının, çocuk sayısına ulaşacağı tahmin edilmektedir. Ülkemizdeki 65 yaş üzeri nüfus 2005 yılında %5,7 iken, 2010 yılında %7,2 ve 2012 yılında ise %7,5 olmuştur. 2050 yılında ise %20,8’e ulaşacağı tahmin edilmektedir. Ülkemizde 65 yaş ve üzeri yaşlı nüfusun önemli bir bölümü, yetersiz ve dengesiz beslenmeden kaynaklanan hastalıkların etkisi altında yaşamaktadır. Bu yaş grubunda görülen şişmanlık, diyabet, kalp- damar hastalıkları, osteoporoz, felç, iskelet ve kas sistemi hastalıklarında bilinçsiz beslenme önemli bir risk faktörüdür. Türkiye sağlık araştırması sonuçlarına göre; 2008 yılında obez yaşlıların oranı %23,1 iken bu oran 2014 yılında %26,2’ye yükselmiştir. Yaşlılardaki obezlik cinsiyete göre incelendiğinde, kadınların erkeklerden daha obez olduğu görülmüştür. Obez olan yaşlı erkeklerin oranı 2014 yılında ,7 iken yaşlı kadınların oranı %32,8 olarak tespit edilmiştir.
Her yaşta olduğu gibi bu yaş grubunda da yeterli ve dengeli beslenme sağlığın korunması ve geliştirilmesi için çok önemlidir. Yeterli ve dengeli beslenme; dört besin grubunda bulunan besinlerin yeterli miktarda tüketilmesiyle sağlanır. Bu besinler; süt grubunda yer alan süt, peynir ve yoğurt; et grubunda yer alan et, tavuk, yumurta ve kuru baklagiller; sebze ve meyve grubu ile tahıl grubuna giren ekmek, bulgur, makarna, pirinç, mısır ve tarhanadır. Bu besinlerin önerilen tüketim miktarları kişiye özgü olarak değişmekte, bireyin yaşı, cinsiyeti ve fiziksel aktivite durumu bu oranları etkilemektedir. Öğün sayısı artırılmalı, az ve sık yemek yenilmelidir. Sabah kahvaltısı mutlaka yapılmalıdır. İdeal vücut ağırlığı korunmalı, besinler yoluyla alınan enerji ile harcanan enerji arasındaki denge sağlanmalıdır. Yağlı besinlerin tüketimi sınırlandırılmalıdır. Yaşamın her döneminde olduğu  gibi  yaşlılık  döneminde de  yeterli  ve dengeli  beslenmenin sağlanması, hastalıklardan korunma, sağlığın iyileştirilmesi ve geliştirilmesinde, dolayısıyla yaşam kalitesinin arttırılması ve devamlılığının sağlanmasında önem taşımaktadır” denildi.