Karlık, Nevşehir ilinin Ürgüp ilçesine bağlı bir köydür. Köyün adı 1927 yılından beri aynıdır. Köy; Nevşehir iline 31 km, Ürgüp ilçesine 13 km uzaklıktadır. 

Karlık köyü, Refik Başaran’ın ünlü “Cemalim” türküsünün öyküsünün yaşandığı köydür.

Aynı vadi içine yerleşmiş olan Karain, Karlık ve Yeşilöz Köylerinin bulunduğu yerleşim alanları tarihi bir dokuyu içermektedir. Karlık, Karain ve Karacaören köyü sınırları boyunca uzanan peribacaları ile içerisinde Roma dönemi kaya mezarlarının bulunduğu vadi halindeki dere bölgesi mutlaka korunması gereken tarihi alanlar kapsamındadır.
 

Köyde kayadan oyulmuş sığınaklar eski kavimlere barınak olmuştur ve değişik uygarlıkların izleri mevcuttur. Kapadokya Krallığı, Roma ve Bizans uygarlıklarına ait olanlardır.

Bölgede Türklerin izleri Selçuklularla başlamaktadır. Karlık Köyü yakınında Yeşiliöz Köyünde bulunan Aziz Theodore Kilisesi, Bizans İmparatoriçesi Theodora adına yaptırılmış ve Kapadokya'nın kayadan oyma en büyük erken dönem kilisesidir. Aziz Theodore Kilisesi 11-13. yüzyıllara tarihlenmektedir. Kilisede, peygamberlerin görünümü, havarilerin görünümü, deesis, müjde, İsa çarmıhta ve madalyonlar içinde aziz tasvirleri bulunmaktadır. Bu tarihi kilise “T” planı olarak bilinen planla yapılmış kubbelidir. Bu nedenle Kapadokya’nın tek özgün kilisesidir.

Karlık Köyü de 1980 sonrası köyden kente göçten nasibini almıştır. 2007 de 284 kişinin yaşadığı köyde, 2010 yılında 278, 2015 yılında 233, 2109 yılında 208 kişi yaşamaktadır. Köyden yoğun bir şekilde Almanya, Hollanda, Fransa gibi ülkelere gidenlerin sayıları artmıştır. Bir kısım köylüde Ürgüp ve civar yerlere gitmişler.

Köyde tarihi Alaadin Cami’nin 1969 yılında yıkılarak yerine yeni bir camii yapıldığı bilinmektedir. Tarihi Camiyi yıkmak nasıl bir akıl tutulmasıdır bilinmez. Türkiye’de Trabzon,İmranlı, Balya,Adana, Yozgat/SorunSarıçam İlçesi, Afyon Şuhut İlçesi,Taşova Amasya, Uşak, Yeşilyurt ilçesi Malatya’da Karlık Köyü bulunmaktadır. Ürgüp’ün tarihi ve güzel köylerinden birisi olan Karlık ne yazık ki terk edilmiş bir Anadolu köyü görünümünü almıştır.

 

Köyün iklimi, karasal iklim etki alanı içeridir. Yazları çok sıcak ve kurak, kışları soğuk olur. Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.  

Köyde, ilköğretim okulu vardır. Köyde 1 camii, 1 muhatarlık binası vardır. PTT şubesi yok PTT acentası var. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır. Nüfusun büyük bölümü gurbette yaşamakta olup yaz aylarında köylerine sılai rahim yapmaktadırlar.

Dere köy vadisi içerisinde yerleşmiş olan Karain, Karlık ve Yeşilöz Köylerinin bulunduğu kesimler oldukça eski bir tarihi görünüm sergilemektedir.

Burada üç köyün sınırları bitişik olduğundan ortak tarihi geçmişleri vardır. Çok eski tarihi bir kesim olan Akıllı deresi ile Kurt deresi buradaki antik yerler dere köylerin ortak tarihi mirasını daha iyi anlamamıza yarar.

Karlık Karluk Türkleriyle akrabalıklarından dolayı bu adı aldığı rivayet edilir ama köyün çok eski ve antik görünümü bu adın doğruluğu konusunda bizleri düşündürmektedir.

Köyün hemen üzerinde Hitit yerleşim yerinin bulunması ve bir alt kuşakta değişik bir Hristiyan kavminin yaşamış olması köyün antik adının araştırılması gerçeğini ortaya koymaktadır. Hititlilerde Kar Baş, üç yüksek anlamına gelmektedir. Karlık Adının da o çağdan bu güne geldiği düşünülmektedir. Aslında buzul çağının sonunda Asya göçlerinden Anadoluya gelen kavimlerin içinde Asyada tarihi akrabalıkları bulunan Karluk ve Tohar (Tahar) Türklerinin bulunması bize bu yerleşim yerinin de önemini hatırlatmaktadır. Göçlerin hiç durmadığı hatırlanırsa Selçuklu döneminde yeni göçlerle Karlık adı kesinleşmiştir.

Bu yerleşim yerinde Hodul kesiminde bulunan kayadan oyulmuş sığınaklar eski kavimlere barınak olmuştur.

Cumhuriyet döneminden bir müddet sonra İlk ilkokul açılmış ancak daha sonraları eskisi yıkılmış ve 1972 yılında yeni bir 3 Derslikli ilkokul yapılmıştır. Cami ise eski olması Dolayısı ile yıkılmış ve yerine 1970 Yıllarında yenisi ibadete açılmıştır.

Karlık Köyü eski çağlardan itibaren genellikle Kültürel yönden zengin, yeniliklere her zaman açık kalmıştır.

İki vadi arası olması dolayısı ile arazı burada biraz azdır. Tarımı, Sulak olmayan dağlarda tarıma elverişli ekilebilen kesimlerde halen yapılmaktadır ve tarım yönünden ileri gitmiştir. Köyde kıska, patates, soğan ve tahıl olarak da buğday ve nohut yetiştirilmektedir. Her ailenin yıllık un ve bulgur gibi temel gıda ihtiyaçları karşılanır. Köyde Bağcılık ise önemli bir gelir kaynağı olmuştur Armut, Elma, Kayısı, ve diğer meyve ağaçları bol bulunmaktadır.

Genelde diğer köylerimizde olduğu gibi Bu köyümüz dede Yemekleri oldukça lezzetli ve zengin çeşitleri yapılmakta bunlar Köylerde bulunan Tandırda yapılırsa Yaprak sarma Kuru fasulye, Nohutlu yahnisi, pekmezli Ağ dolazı Fırında pişen ekmeği meşhurdur. Köyde yapılan Pekmez, Kaymak ve Ayva ile yapılan pelver besin yönünden oldukça zengindir kışın ise bolca tüketilmektedir.

Karlık Köyümüzün nüfusu 1990 yılından önce 200 Hane civarında iken 1997 nüfus sayımında büyük bir düşüş yaşanmıştır. Daha sonraları Köyde yoğun bir göç başlamış olup Almanya, Hollanda, Fransa gibi ülkelere gidenlerin sayıları artmıştır. Bir kısım köylüde Ürgüp ve civar yerlere gitmişler. Bugün ise köy yaklaşık 80 haneye düşmüştür. Köyde yaşam ise halen devam etmektedir.

Nüfus ;

Yıllara göre köy nüfus verileri
2020 199
2019 208
2018 218
2017 211
2016 220
2015 233
2014 247
2013 249
2012 254
2011 270
2010 278
2009 269
2008 286
2007 284
2000 314
1990 393
1985 438

İşte Karlık köyünde yaşanan "Cemal'im" türküsünün gerçek hikayesi...

Cemalım Türküsü (Şenolasın Ürgüp) Hikayesi

Türküye konu olan hikâye 1915 – 20 yılları arasında geçmektedir. Ürgüp’ün Karlık köyünde bir ağa oğlu olan Cemal ile Şerife hanım evlenirler. Mutlu giden bu evlilik, birkaç yıl sonra hüsranla sona erer. Cemal, pusuya düşerek öldürülür. Şerife ise Mustafa isimli oğluyla dul kalır. Mustafa da iki yaşındayken at tepmesi sonucu ölür.

Ürgüp ilçesi Karlık Köyü doğumlu olan Şerife, 93 yaşında, 30 Kasım 1993 günü vefat etmiştir. Oğlu İsmet Aksoy’un anlatımlarına göre, 14-15 yaşlarında Cemal'le evlenmiş, mutlu geçen birkaç yılı, Cemal'in öldürülmesiyle sona ermiş, bu ölüm olayından sonra Cemal’den olan bir oğlu ile ortada kalmıştır. Genç yaşta dul kalan Şerife, başkasına gelin gitmesin diye Cemal’in yeğeni Hayrullah ile evlendirilmiştir. Şerife'nin daha sonra evlendiği Hayrullah'tan olan oğlu İsmet Aksoy’un aktarımlarına göre, Cemal’im türküsünün tam metni şöyledir:

“Şen olasın Ürgüp dumanın gitmez
Kıratın acemi konağı tutmaz
Oğlun da çok küçük yerini tutmaz

Cemal'im Cemal'im algın Cemal'im
Al kanlar içinde kaldın Cemal'im

Ürgüp'ten de çıktığını görmüşler
Kıratının sekişinden bilmişler
Seni öldürmeye karar vermişler

Cemal'im Cemal'im algın Cemal'im
Al kanlar içinde kaldın Cemal'im

Cemal'in giydiği ketenden yilek
Al kana boyanmış don ile göynek
Sana nasip oldu ecelsiz ölmek

Cemal'im Cemal'im algın Cemal'im
Al kanlar içinde kaldın Cemal'im

Ürgüp'ten de çıktın kırat kişnedi
Üzengiler ayağını boşladı
Yağlı kurşun iliğine işledi

Cemal'im Cemal'im algın Cemal'im
Al kanlar içinde kaldın Cemal'im

Karlık ile Başkadın pınar arası
Çok mu imiş Cemal'imin yarası
Ağlayıp geliyor garip anası

Cemal'im Cemal'im algın Cemal'im
Al kanlar içinde kaldın Cemal'im

Cemal'in giydiği kadife şalvar
Dükkanın kilidi cebinde parlar
Oğlun da çok küçük beşikte ağlar

Cemal'im Cemal'im algın Cemal'im
Al kanlar içinde kaldın Cemal'im

Kıratın üstünde bir uzun yayla
Ne desem ağlasam kaderim böyle
Gidersen Ürgüp'e sen selam söyle

Cemal'im Cemal'im algın Cemal'im
Al kanlar içinde kaldın Cemal'im

Kıratım başımda oturmuş ağlar
Cemal'a dayanmaz şu karlı dağlar
Üzüm vermez oldu Karlık'ta bağlar

Cemal'im Cemal'im algın Cemal'im
Al kanlar içinde kaldın Cemal'im

Giden Cemal gelir mi de yerine
İçerimde yaram indi derine
Cemal düştü kahpelerin şerine

Cemal'im Cemal'im algın Cemal'im
Al kanlar içinde kaldın Cemal'im”


Ürgüp'ün Karlık köyünün varlıklı bir ailesinden olan Cemal, Ürgüp-Karlık yolunda pusuya düşürülerek öldürülür. Köyde herkes tarafından sevilip sayılan Cemal'in ölümüne üzülmeyen olmaz. Eşi Şerife ise acılarını, yaktığı ağıtla hafifletmeye çalışır. Şerife’nin Cemal’den  yetim kalan bir  oğlu da vardır, adı Mustafa. Yetim Mustafa, birkaç yıl sonra tarlada hasat zamanı bir atın tepmesi sonucu yaşamını yitirmiştir.

İsmet Aksoy’un anlatımlarına göre ağıt, Şerife'nin ikinci kocası Hayrullah'ın sonraki yıllar Refik Başaran'a, "Herkese bir türkü okudun ama, bana okumadın" diye sitem etmesi üzerine Cemal türküsünü plağa okur. Cemal, Hayrullah'ın aynı zamanda amcasıdır. Kuşkusuz Cemal’in öldürülmesi, eşi Şerife kadar yeğen Hayrullah'ı da etkilemiştir.

12 Mayıs 2004 tarihinde yaşamını yitiren Şerife hanımın oğlu İsmet Aksoy, özel blogunda yazdığı anılarında, “Cemal, babamın amcasıdır. Onun öldürülmesi, annem kadar babamı da üzmüştür. Ölen ölmüştür ve yapılacak bir şey yoktur. Bu türkü, Başaran yahut başkaları tarafından söylenince tüm aile bireyleri bir burukluğun içine düşerdi. Annem aradan uzun zaman geçmesine rağmen Cemal’i derinden sevdiğini, onu asla unutmayacağını söylerdi. Babam da annem Şerife’nin Cemal’e duyduğu derin bağlılığı anlayışla karşılamıştır. Öyle ki oğullarından üçüncüsüne yani benim küçük kardeşime, ölen Cemal anısına babam tarafından Cemal adı konmuştur.” (İsmet Aksoy, Özel internet Sitesi)

Karlık Köyü ve Damsa Köyü yaşlılarının dilden dile anlattıklarına göre, Cemal, varlıklı ve düzgün bir insandır. Ancak yanında bulunan dayısı “çapkın”dır. Bugünkü adı Taşkınpaşa olan Damsa’dan Ürgüp’e doğru yola çıktıklarında düşmanlarınca takip edilerek tuzağa düşürülmüş,  ateş açılmış ve ilk ateşte Cemal ölmüştür.

Osman Bölükbaşı’nın yeğeni araştırmacı Hasan Şahin, yöre türkülerine hayrandır. Eski taş plakları toplamıştır. Cemalim türküsü, onu da etkileyen türkülerin başında gelmektedir. O nedenle yöre türkülerinin öykülerini gücü yettiğince araştırmaya ve ortaya çıkarmaya çalışmıştır.

Şerife hanımın öldürülen eşine yazdığı bu ağıtın Ürgüp ve bölgesinde bir hayli etkili olduğu, çocuklara konulan “Cemal” isminin fazlalığından da anlaşılmaktadır.

Karlıklı Şerife’nin öldürülen eşi için yaktığı ağıtın uzun yıllar daha dillerde türkü olarak dolaşacağı anlaşılmaktadır.

1960lar Nevşehir Ürgüp KArlık köyü tarihi Alaaddin camii.

Yararlanılan Kaynaklar:

-Doç. Dr. Faruk Güçlü

-Muhsin Durucan; Refik Başaran’dan Bir Ağıt, 26.10.2009 Milliyet Blog

-İsmet Aksoy, Özel internet Sitesi

-Hasan Şahin, Ürgüp Dergisi yazıları

-Süleyman Öztürk, Ürgüp Karlık Köyünden 1962 doğumlu

Ağıtta yer alan yöreye özgü bazı sözcüklerin anlamları

Göynek  : Gömlek

Sekiş      : Atın yürüyüş şekli

Yilek      : Yelek