1 Mayıs emek ve dayanışma günü kutlu olsun 

 Türkiye Kamu-Sen Nevşehir İl Temsilcisi ve Türk Sağlık Sen Şube Başkanı Turgay Çetin,   “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü” dolayısıyla basın açıklaması yaptı.  

Çetin, yapmış olduğu açıklamada; "“İlkeli, kararlı ve cesur sendikacılığın adresi Türkiye Kamu-Sen olarak tüm çalışanların 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü en içten dileklerimle kutluyorum. Kuruluşumuzdan bugüne kadar, hiç taviz vermeden kamu çalışanlarımızın hak ve menfaatleri için mücadele verdik, var gücümüzle çalışanımızın sesi olmaya devam ediyoruz. Devletimizin temelini oluşturan “muasır medeniyet” hedefine yürürken, “Milli hedef belli olmuştur. Ona ulaşacak yolları bulmak zor değildir. Denebilir ki hiçbir şeye muhtaç değiliz. Yalnız bir tek şeye çok ihtiyacımız vardır: Çalışkan olmak” diyen Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün vizyonunu taşıyoruz. Pandemi nedeniyle milletçe bir yılı aşkın süredir çetin bir mücadelenin içindeyiz.  Özellikle kamu çalışanları bu savaşın en ön safında yer alarak milletimize varlıklarının ne kadar önemli olduğunu göstermiş ve şükür sebebi olmuşlardır. İşte bu şartlarda çalışanlarımızın hak ettiklerini almaları için verdiğimiz mücadelede sesimizin daha gür çıkmasına vesile olduğu için 1 Mayıs’ı çok önemsiyoruz.   

Ülkenin GSMH’dan herkesin adaletli pay alamaması, gelir dağılımının bozulmasına, haksızlığa neden olmaktadır. Bu durum; açlık ve yoksulluk tehlikesiyle baş başa kalan ve çalıştığı halde geçimini sağlayamayan çoğunluğun ortaya çıkmasına vesile olmaktadır. Düşük ücret politikaları nedeniyle yoksulluk yalnızca işsizlerin değil artık çalışan kesimin de en önemli sorunlarından biri haline gelmiştir.  Çalışanların haklarının ilerletilmesi ancak örgütlü mücadele le mümkündür. Bu nedenledir ki 1 Mayıs’ın; emeğinden başka hiçbir sermayesi olmayan çalışan, işsiz, yoksul, esnaf ve hatta ev hanımlarının bir araya gelerek hakları için seslerini yükselttiği ve güç birliği yaptığı gün olması gerektiği inancındayız. 

İçinden geçmekte olduğumuz bu zor günlerde, hayatımızın normal akışında seyretmesi işçisinden memuruna, zanaatkarından esnafına kadar her şart altında fedakârca emek harcayan çalışanlarımız sayesinde mümkün olmaktadır. Bugün salgına karşı en büyük gücümüz, başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere bütün kamu görevlilerimizin ve çalışanlarımızın fedakâr hizmetleridir. Hepimizin sağlık kaygısı nedeniyle evlerine kapandığı günlerde bile devletimizin posta, zabıta, belediye, itfaiye, güvenlik, ulaşım, vergi, tapu, tarım ve ormancılık, diyanet, eğitim, sağlık, kültür, sanat, elektrik, su, altyapı hizmetleri kesintisiz olarak devam ediyorsa elbette bunu canları pahasına hizmet yürüten kamu görevlilerimize borçluyuz. 

Hal böyle iken, hizmetlerin devamının sağlanması için her platformda ifade ettiğimiz gibi güvenceli istihdamın tek çare olduğu ortaya çıkmaktadır.  Taleplerimizin başında yer alan güvenceli istihdam modelinin, beyhude bir istek değil bir gereklilik olduğu görülmelidir.  Türkiye Kamu-Sen olarak “Memur Paketi” teklifimiz çalışma hayatının acil sorunlarına çözüm getiriyor. Güvencesiz, kuralsız çalışmanın yaygınlaşmasına neden olan sosyal ve ekonomik politikalar nedeniyle azalan reel ücretlere çare de Memur Paketinde yer alıyor. Pandemi sonrasında özellikle çalışma hayatının büyük bir dönüşüm yaşayacağı ortadadır. Bu dönüşümün çalışanlarımız aleyhine, güvencesizliği körükleyecek, ücretlerin düşmesine neden olacak şekilde gelişmemesi için daha fazla örgütlenmeye ve her zamankinden daha fazla mücadeleye ihtiyacımız olacaktır. İçinde bulunduğumuz durum, yalnızca ülkemizin değil tüm dünyanın ortak sorunudur. Bizler bu sürecin haklarımızın kısıtlanmasına değil emeğin ve emekçinin değerinin anlaşılarak haklarının teslim edilmesine aracı olmasını istiyoruz. İşçisiyle, memuruyla, işsizi ve emeklisiyle tüm çalışanlar olarak büyümesine katkıda bulunduğumuz milli gelirin hakça paylaşılması, sosyal devlet ilkesinin hayata geçirilmesi ancak adaletsizliğe “dur” diyen bireyler ve kurumların çoğalmasıyla mümkün olacaktır. 

Bu çerçevede; 

•          Öncelikle milletimiz için huzurlu ve insan onuruna yaraşır bir yaşam istiyoruz. 

•          Yıllardır eriyen maaşları nedeniyle zor günler yaşayan kamu çalışanlarının zararlarının telafi edilmesi için ek zam verilmesini istiyoruz.  

•          Kamuda farklı statüde istihdam anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır. Esnek ve güvencesiz istihdam modellerinin kaldırılmasını, tüm kamu görevlilerinin kadrolu, aile birliğinin teminat altına alındığı güvenceli bir istihdam sisteminde tek çatı altına toplanmasını istiyor, “Devletin memuruna sıfat olarak harfler ve rakamlar değil, Devletin kadrolu memuru sıfatı yakışır.” diyoruz.  

•          657 sayılı kanunda liyakat ve ehliyet esaslı değişiklikler yapılmalıdır. Her alanda adalet ve liyakatin esas alındığı, hak eden memurun hak ettiği göreve yükselebildiği bir sistem istiyoruz.   

•          Enflasyon kadar zam çıkmazından kurtulmak istiyoruz. Kamu görevlileri ve emeklilerin maaşlarında meydana gelen erime ek zam ile telafi edilmelidir. Bu sorunun kökten çözümü ise enflasyona endeksli değil enflasyon, büyüme ve refah payının dikkate alındığı, maaşların reel artışını hedefleyen ücret politikası yürütülmesidir. Nimette de külfette de adalet istiyoruz. Büyümeden pay istiyoruz. Adil bir gelir dağılımı istiyoruz. 

•          Ailesinin insanca yaşamasına yetecek düzeyde ücret alan kamu çalışanı görmek istiyoruz. 

•          Ülkede tasarruf yapma imkânına sahip olmayan ve gelirinin tamamını geçimini sağlamak için harcayan kesimin milli gelirden hak ettiği payı alabilmesi adil bir vergi ve ücret politikasıyla mümkündür. “Vergi politikalarında hedef, herkesten kazandığı ile orantılı vergi alınması olmalı, kamu çalışanlarımızın aldıkları cüzi maaş zamları vergi dilimi nedeniyle yok olmamalıdır. Bu nedenle kamu çalışanlarının gelir vergisi oranları %15’te sabitlenmelidir.” diyoruz.   

•          Kamu görevlileri ile birlikte tüm çalışanların örgütlenme, toplu sözleşme ve grev haklarını özgürce kullanabildiği bir ülke istiyoruz. 

•          2018 yılında verilen sözün gereği yerine getirilmeli, 3600 ek gösterge ile ilgili çalışmaların taleplerimiz de göz önünde bulundurularak bir an önce hayata geçirilmesini istiyoruz.  

•          Memurlara yapılan bütün ek ödemelerin emekli maaşı ve emekli ikramiyesi hesaplamasında esas alınmasını ve emekliliğin bir kâbus olmaktan çıkarılmasını talep ediyoruz.   

•          Kamuda bayram ikramiyesi alamayan tek kesim olan memurlara da dini bayramlar öncesinde bayram ikramiyesi verilmesini istiyoruz.  

•          COVID-19’un meslek hastalığı sayılmasını ve COVID-19 nedeniyle hayatını kaybeden sağlık çalışanları ve kamu görevlilerinin şehit statüsünde değerlendirilmesini talep ediyoruz.  

Türkiye Kamu-Sen olarak biz çalışma barışını sağlamış, yönetime katılma hakkı olan çalışanlar görmek istiyoruz. Geleceğe güvenle bakan, birbirine saygılı, mutlu, müreffeh, muasır medeniyet seviyesinin de üzerine çıkmış bir toplum istiyoruz. 

Dayanışma ruhu içinde bir araya geldiğimiz, demokratik, ekonomik ve sosyal haklarımızı elde ettiğimiz, adaletli bir yapı içinde, yeniden meydanları bayraklarla ve sloganlarla doldurduğumuz 1 Mayıslarda buluşmak dileğiyle, tüm çalışanlarımızın Emek ve Dayanışma Gününü kutluyoruz” dedi. 

Emekçilerin uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü kutlu olsun 

Hak-İş Nevşehir İl Başkanı M. Fatih Mutlu, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma günü dolayısıyla yaptığı açıklamada Türkiye'nin bütün emekçileri, kadınları, erkekleri, gençleri, emeklileri,  yaşlıları, engellileri, işsizleri, yoksulları, meslek sahipleri olarak; tüm dünya emekçileriyle birlikte bugün yine 1 Mayıs'ta birlikteyiz dedi.  

Gülbahçe önünde düzenlediği basın toplantısında Hak-İş İl Başkanı M. Fatih Mutlu, "HAK-İŞ olarak, 1 Mayıs ruhunu en güçlü şekilde yansıtmak için, ekranlarda, dijital platformlarda, illerde ve her yerdeyiz. 1 yılı aşkın süredir devam eden salgın nedeniyle emekçi kardeşlerimizle omuz omuza alanlarda olamasak da, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününde;  

Emekçilerin hakkı için, Sağlık, huzur ve refahı için, İş güvencesi için, Sorunların çözümü için taleplerimizi tüm dijital platformlarda sunuyoruz.  

HAK-İŞ olarak, ülkemizin bu salgını en kısa zamanda atlatmasını temenni ediyor, Ramazan ayının milletimiz ve tüm İslam âlemi için hayırlara vesile olmasını diliyoruz.  

HAK-İŞ olarak, bu 1 Mayıs’ta; Örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasını, sendikal örgütlülüğün teşvik edilmesini istiyoruz. Başta KİT’ler olmak üzere, tüm kamu kuruluşlarındaki şirketlerde çalışan taşeron işçilerin kadroya geçirilmesini talep ediyoruz.   

Adaleti, refahı ve güvenceyi sağlayan Kamu TİS istiyoruz. Ücretlerdeki vergi dilimlerinin yüzde 20’de sabitlenmesini istiyoruz. Herkes için düzenli asgari gelir yardımı sisteminin kurulmasını istiyoruz. Mevsimlik ve geçici işçilerin sorunlarının tam çözümünü istiyoruz.  

COVID-19 salgınının tüm işçiler için meslek hastalığı sayılmasını istiyoruz. Tüm emekçilerimiz için daha fazla iş ve gelir güvencesi istiyoruz. İşyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin daha fazla yaygınlaştırılmasını istiyoruz. Bizler bugün, Emek ve Dayanışma Gününde; Güçlü ve Güzel Yarınlar için, Güçlü gelecek için, Sağlığımız için,  

İşimiz, ekmeğimiz ve tüm emekçilerimiz için taleplerimizi yine yüksek sesle haykırmak için meydanlardayız. Salgınla mücadele sürecinde iş başında cesurca ve özveri ile çalışan, tüm sektörlerdeki emekçi kardeşlerimize, milletimize ve HAK-İŞ teşkilat mensuplarımıza gönülden teşekkür etmek için buradayız.  

Emekçi kardeşlerimize “Hakkın HAK-İŞ’e emanet” demek için buradayız. 

Tüm emekçilerimizi, erdemli ve şeffaf sendikacılık için, dünya sendikal hareketi ile dayanışma için, demokrasi ve sosyal adalet için HAK-İŞ’le birlikte mücadeleye davet ediyoruz. Bizler; Daha Fazla Dayanışma, Daha Çok Önlem, Daha Çok İş Güvenliği, Örgütlü Toplum ve Daha Güçlü Türkiye için 1 Mayıs’ta yine meydanlarda, ekranlarda ve her yerdeyiz. Tüm emekçilerimizle birlikte üretmeye, büyümeye ve güçlenmeye devam edeceğiz.   

HAK-İŞ olarak; 1 Mayıs’ta ülkemizin, bölgemizin ve küremizin bütün emekçileri, mağdurları, mazlumları ile küresel salgına karşı tüm insanlık adına dayanışmamızı yinelemek için buradayız. 

Biliyoruz ki Dünyamız bir, Gayemiz bir.  

HAK-İŞ olarak,salgın sürecinde ITUC, ETUC, ILO, ITUC-AP ve TUAC ile birlikte işbirliği ve dayanışma içinde olmayı önemsiyoruz. Ülkemizin bugünü ve geleceği için, ülkemizin bütünlüğü, insanlarımızın birlik, beraberlik ve kardeşliği için, talep, teklif ve beklentilerimizin karşılanması için meydanlardayız ve ekranlardayız. HAK-İŞ olarak Asgari Ücretin insan onuruna yakışır olmasını istiyoruz. Kayıt dışı istihdamın önlenmesini, istihdamın artırılmasını ve yoksulluğun önlenmesini istiyoruz. Sendikal örgütlenmenin teşvik edilmesini istiyoruz. 

İşyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin artırılmasını istiyoruz. Biz çalışanlar, emekçiler olarak; milli gelirden, ekonomik büyümeden ve refah artışından hak ettiğimiz payı istiyoruz. İnsanı merkeze alan, daha adil ve sürdürülebilir bir dünya ve Türkiye istiyoruz.    

Emekli aylığı alt sınırının asgari ücret düzeyine yükseltilmesini talep ediyoruz. 

Çalışanlara yönelik her türlü şiddet ve mobbingin önlenmesini istiyoruz. Çocuk istismarının önlenmesini, kadına yönelik şiddetin son bulmasını istiyoruz. İstihdamda kadın, genç ve engelli bireylere daha çok yer verilmesini istiyoruz. 

Çocuk işçiliğinin her türüyle mücadele edilmesini istiyoruz. Annelik hakkının korunmasını, kreş ihtiyacının ve bakım hizmetlerinin karşılanmasını istiyoruz. Gençlerin eğitim, staj ve işe giriş imkânlarının geliştirilmesini istiyoruz. Engelli bireylerin sosyal hayata katılımının artırılmasını istiyoruz. Hangi ülkeden olursa olsun ülkemize sığınan mülteci ve göçmen kardeşlerimiz için,entegre edilebilir, sürdürülebilir, ulusal ve uluslararası uyum politikalarının ve işbirliğinin geliştirilmesini istiyoruz. Çevre dostu bir dünya istiyoruz.  

Biz 83 Milyon vatandaşımız ve 4 milyon göçmen kardeşimiz ile birlikte Türkiye’yiz diyoruz. Hepimizin temel haklardan, eşit şartlarda ve eşit sorumlulukla yararlanmasını istiyoruz.  

Dünyanın dört bir yanında mazlumların uğradığı zulmün son bulmasını, tüm dünyada barış, özgürlük, adalet, demokrasinin tesis edilmesini ve insan haklarının geliştirilmesini istiyoruz. 

Biliyoruz ki; Ülkemizin yaşadığı bu zor günleri,önlemlere uyarak, sabrederek, dayanışma ve el birliğiyle atlatacağız.Refahın, kardeşliğin, huzurun ve hoşgörünün artarak hâkim olduğu bir Türkiye’nin kıvancını yaşıyoruz. Ülkemize, insanlarımıza ve emekçilerimize güveniyoruz. Ülkemizin potansiyeline, gücüne ve geleceğine yürekten inanıyoruz. Geleceğimiz ve emeğimiz için umutluyuz. HAK-İŞ Konfederasyonu olarak sendikasız ve örgütsüz bütün çalışanlara 'Örgütlü ol, Sendikalı ol, HAK-İŞ'li ol' diyoruz. HAK-İŞ olarak yapacak daha çok işimiz olduğunu biliyoruz. Emekçilerimizle omuz omuza, mücadele etmeye, güçlenmeye ve büyümeye devam edeceğiz. Korona virüse Karşı; Ailemiz, Sevdiklerimiz, Salgın ile mücadele eden emekçilerimiz için, Ülkemiz için, Tedbirlerimizi alalım, Hep Birlikte Sağlıklı Kalalım. 

Güzel günler yakın, yine tüm heyecanımızla meydanlarda buluşacağız. 

Emekçiler yine coşacak, güzel günler gelecek. Hak-İş olarak bugün; Emek, Barış, Özgürlük, Adalet ve Demokrasi İçin Haykırıyoruz. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Türkiye’de ve Dünyada Tüm Emekçilere Kutlu Olsun" ifadelerinde bulundu.  

Sağlık-Sen'den 1 Mayıs açıklaması  

NEVŞEHİR(MHA) Sağlık-Sen Nevşehir Şube Başkanı Hakan Gündüzpolat, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla yaptığı basın açıklamasında geçen yıl olduğu gibi bu yıl da 1 Mayıs'ın salgın tedbirleri altında kutlandığını belirtti.  

Gündüzpolat, "Alın terinin, emeğin ve örgütlü mücadelenin sembolü 1 Mayıs’ı, geçen yıl olduğu gibi bu sene de ne yazık ki pandeminin gölgesi altında kutlayacağız. Öyle ki fedakar sağlık çalışanlarının insan üstü çabalarına rağmen toplumsal hayat virüs nedeniyle bir defa daha durma noktasına gelmiş durumda. Toplumun her kesimini olumsuz etkileyen bu tablonun ceremesini en çok çeken ise yine sağlık çalışanları. Bir milyon yüz bin sağlık çalışanı, salgınla kora kor mücadele edip daha fazla can kurtarmak amacıyla gecelerini gündüzlerine katmayı sürdürüyorlar. Başta can kayıpları olmak üzere bu süreçte elbette ağır bedeller ödediler, ödemeye de devam ediyorlar. Bugüne değin hemşiresinden doktoruna, sağlık teknisyeninden ambulans şoförüne yüzlerce sağlık çalışanı hayatını kaybetti. Tamamını rahmetle anıyoruz. Temennimiz bu olağanüstü sürecin bir an önce son bulmasıdır. Sürecin sona ermesi, başta sağlık emekçileri olmak üzere kuşkusuz herkesi sevindirecek. Ancak sağlık çalışanlarını memnun edecek bir diğer husus da artık kronik hale gelen sorunlarının çözümü, talep ve beklentilerinin karşılanması, zorlukların son bulmasıdır. Bürokratından bakanına herkesin bu tablonun farkında olmasına rağmen alkışın ve takdirin ötesinde çözüme dönük her hangi bir adım atmamaları, sağlık çalışanlarını derin hayal kırıklıklarına uğratmaktadır.  

Bugün sağlık çalışanları, ağır iş yükünden kaynaklı tükenmişlikle, sorunlarının çözümüne dair bir ışık görememelerinden kaynaklı ümitsizlik arasına sıkışıp kalmış durumdalar. Oysa bu yıl “sağlık çalışanları yılı” ilan edildi. Bu ilan, fedakarlığın teslimi noktasında elbette gurur duyulacak bir uygulama. Ancak bununla kalmamalı, sağlık çalışanlarının tüm sorunları bu yılın anlam ve önemi dikkate alınarak bir an önce çözülmeli. Pandeminin bir yılını çoktan geride bırakmamıza ve sağlık çalışanları yılı ilan edilen 2021’in de ilk çeyreğini geride bırakmamıza rağmen sorunların çözümü hususunda henüz hiçbir adım atılmış değil.  

Bunun böyle gitmesi özelde sağlık çalışanlarını ilgilendirse de genelde sağlık sistemini ilgilendirmektedir. Çünkü bir sistemi ayakta tutan fedakar çalışanları, emek verenleridir. Onların memnuniyeti, mali ve özlük haklarının sorunsuz olması, moral ve motivasyonlarının yüksek olması, sisteme artı değer katar. Aksi hallerde sistemi sağlıklı sürdürebilmek mümkün değildir. Kaldı ki sağlık gibi hayati bir alandan bahsediyoruz. Bu alanın ne kadar hayati olduğunu ve çalışanlarının ne kadar önemli olduğunu pandemi süreciyle herkes bir defa daha görmüş ve anlamış bulunuyor. Bu nedenle buradan bir defa daha çağrıda bulunuyoruz; yol yakınken bir an önce adım atın. Adım atın ki sağlık çalışanları kronik sorunlarının cenderesinden kurtulsunlar. Adım atın ki sağlık çalışanlarının yükleri hafiflesin. Adım atın ki sağlık çalışanlarının yüzü gülsün, kutsal mesleklerine dört elle sarılsınlar. Sağlık çalışanlarının bir an önce çözüme kavuşması gereken sorunları ve karşılık bulması gereken haklı talepleri şunlardır;   

Sağlık çalışanları, hakkaniyetsiz ve adaletsiz döner sermaye sisteminin sil baştan yeniden inşa edilmesini istiyorlar. Bu sistem aynı tarihte ve aynı statüde işe başlayıp aynı işi yapan sağlık çalışanlarının bazılarına 1 lira bazılarına 2000 lira veriyor. Sağlık çalışanları bu çarpık sistemin yerine, daha adil ve hakkaniyetli bir sistemin oluşmasını istiyorlar. Miadını doldurmuş ve sürekli sorun üreten bir sistemle nasıl işlerin iyiye gitmediğini görüyoruz.   

Kamuda keşmekeşe neden olan ve çalışma barışını bozan sözleşmeli istihdama son verilip kadro güvencesine kavuşmak istiyorlar. Çünkü aynı iş yerinde aynı işi yapıp da birbirlerinden çok farklı mali, özlük ve sosyal haklara sahip olmak kabul edilecek bir durum değildir.  

Nöbet ücretlerinde yaşadıkları sorunların çözüme kavuşmasını istiyorlar. Bir sağlık çalışanı nöbete kaldığında normal mesai ücretinden daha düşük ücret alıyor. Sağlık hariç hiçbir kurumda böyle bir hakkaniyetsizlik yok.  

Ayrıca, icap nöbet ücretlerinin bağış değil, hak olduğunu tüm sağlık çalışanları çok iyi biliyor. Hem göreve çağırıp hem de insanlara tuttukları nöbetlerin ücretlerini vermiyorsunuz. Bu hangi vicdana sığar? Açılan şahsi davalarla icap nöbet ücretleri ödenmeye başlandı. Fakat bu sorunun giderilmesi için yetkililer neyi bekliyor, anlayabilmiş değiliz.  

Belki de en eski sorun ağır iş yükü. Yıllardır sağlık çalışanları istihdam yetersizliğinden dolayı iş yükü altında ezildiklerini dile getiriyor. Zaten AB ülkeleriyle kıyaslandığında kişi başına düşen sağlık çalışanı oranı her şeyi gözler önüne seriyor. Ağır iş yükünü engellemek için tek yapılması gereken istihdam, istihdam, istihdam… 

Hatalı uygulamalar (Malpraktis) nedeniyle sağlık çalışanlarının ocağına resmen incir ağacı dikiliyor.   

Sağlık, risk payı çok yüksek bir meslek olduğu için idare, hatalı uygulamalar karşısında sorumluluğu çalışana yükleyerek görevini yapmış olmaz. İdareye düşen, her türlü sorun karşısında çalışanını mağdur etmemek, sahip çıkmaktır.  Maaşı belli olan bir sağlık çalışanından yüz binlerce lira tazminat istemek nasıl bir vicdansızlıktır. 

Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği sınavları düzenli ve belli aralıklarla yapılmadığı için mali, özlük ve sosyal haklar noktasında hak kayıpları yaşanıyor. Yapılacak yönetmelik değişikliğiyle bu sorunun önüne geçmek mümkündür.   

Sağlık çalışanları tam kapanmayla birlikte daha da gün yüzüne çıkan kreş sorununa çözüm bekliyor. Her kısıtlama dönemlerinde sağlık çalışanlarının akıllarına biricik evlatları geliyor. Sağlık çalışanlarının izinleri, emeklilik ve istifa işlemlerine kısıtlamalar getirilirken kreş ve okul öncesi eğitim kurumlarının kapanmasıyla evlatları ortada kalıyor. Yine aynı sorunla karşı karşıyayız. Sağlık çalışanları kara kara çocuklarını nereye bırakacaklarını düşünüyor. Her seferinde sağlık çalışanlarını mağdur eden uygulamalardan vazgeçilmeli. Hastanelerde 24 saat esaslı kreş ve bakımevi uygulamasının getirilmesi zaruridir. Ayrıca sağlık çalışanları artık şiddetle anılmak istemiyor. Şiddete karşı toplumdan bir zihniyet değişimi bekliyorlar.  

Sonuç olarak, başta Bakanlık olmak üzere herkesi bu sorunların çözümü için siyasi kararlılık ortaya koymaya davet ediyoruz.  

Emek veren, alın teri döken ve bu uğurda mücadele eden herkesin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlu olsun" dedi.  

Başkan Güneş’ten 1 Mayıs kutlaması  

Karapınar Belediye Başkanı Yasin Güneş, 1 Mayıs emek ve dayanışma gününü kutladı.  

İşçi ve emekçilerin ülkemizin büyümesi ve istikrar içinde gelişmesi, belirlenen hedeflere ulaşması sürecinde önemli bir role sahip olduğuna vurgu yapan Karapınar Belediye Başkanı Yasin Güneş, “İşçi ve emekçilerimizin, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve haklarına sahip çıkılması devletimizin her zaman öncelikli konuları arasında yer almıştır. Tüm dünyada, işçi ve emekçiler tarafından, birlik, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günü olarak kutlanan 1 Mayıs, çalışanların sorunlarının dile getirilmesine, çözüm yollarına ilişkin görüşlerin tartışılmasına vesile olmaktadır. Devletimizin, çalışanlarımız, sendikalarımız ve sivil toplum örgütlerimizle işbirliği içinde yürüttüğü çalışmalar, ülkemizin daha parlak bir geleceğe yürüyüşünde büyük önem taşımaktadır. Emekleri ve alın terleriyle ülkemizin refah düzeyinin yükselmesinde büyük pay sahibi olan çalışanlarımızın, üretimden gelen güçlerini kullanarak haklarını ararken, tüm toplumun desteğini almaya, birlik ve beraberlik içinde sürdürülecek çalışmalara öncülük etmeye de özen göstereceklerine inanıyorum. Bu anlayışla, işçi ve emekçi kardeşlerimizin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü kutluyorum” şeklinde konuştu. 

Emek dinimizin kutsallarından  

İl Genel Meclisi Başkanı Gürbüz Dinç, İslam dininde emeğin kutsal görüldüğüne dikkat çekerken, 1 Mayıs emek ve dayanışma gününü kutladı.  

Dinç konuyla ilgili mesajında; “Emeği, alın terini ve helal kazancı yücelten, üretimde ve paylaşımda adaleti savunan bir anlayışın temsilcileri olarak, ülkemizin mutlu ve müreffeh geleceğine yürüyüşünde çalışanlarımızın emeklerinin tam karşılığını almalarına, çalışma şartlarının iyileştirilmesine, hak ettikleri yaşam standardına kavuşmalarına büyük önem veriyoruz. Çalışma hayatındaki sorunların diyalog ve işbirliği içerisinde çözüme kavuşması ile ülkemizdeki demokratik güven ve istikrar ortamının daha da güçleneceğine yürekten inanıyorum. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü kutluyor, emekçilerimize selam ve sevgilerimi sunuyorum” dedi. 

Tüm emekçi kardeşlerimizin günü kutlu olsun  

 MHP İl Başkanı İlhan Kaya, 1 Mayıs emek ve dayanışma gününü kutladı.  

“Her geçen gün gelişmekte olan ülkemizin büyümesi, ilerlemesi ve hedeflerine ulaşmasında, emek ve alın terleriyle önemli pay sahibi olan işçi ve emekçi kardeşlerimizin, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü” tebrik ediyorum diyerek sözlerine başlayan MHP İl Başkanı İlhan Kaya, “Üretim sektörlerinde büyük bir özveriyle çalışmalarını sürdüren işçi ve emekçi kardeşlerimiz, bir yandan evlerine helal lokma götürmeye çalışırken aynı zamanda ülkemizin kalkınması ve refahı için çok önemli bir rol üstlenmektedir. 1 Mayıs, çalışanlar tarafından birlik, dayanışma ve haksızlıklara karşı mücadele günü olarak bütün dünyada kutlanırken aynı zamanda çalışma hayatında yaşanan sorunların çözümüne ilişkin görüşlerin tartışılmasına zemin hazırlamaktadır. Tüm dünyada birlik, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günü olarak kutlanan, işçi ve emekçilerimizin demokratik ve barışçı yollarla hak arayışlarının simgesi olan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününün, çalışanların sorunlarının dile getirilmesine ve çözüm yollarına ışık tutulmasına vesile olmasını temenni ediyorum” ifadelerinde bulundu. 

Pınarbaşı’dan emek ve dayanışma günü kutlaması  

Nevşehir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birlik Başkanı Mehmet Pınarbaşı, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle bir kutlama mesajı yayınladı. 

Pınarbaşı mesajında, "Emeğe ve çalışan haklarına saygı gösterilmesi ve iş sağlığı ve güvenliği başta olmak üzere çalışma koşullarının geliştirilmesi, toplumsal refahın vazgeçilmez bir unsurudur. Bu konularda sosyal diyaloğu esas alarak devlet, işçi ve işveren kesimleri olarak hep birlikte göstereceğimiz gayret çok değerlidir. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nün bir bayram coşkusuyla yaşanmasını diliyor; 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü kutlu olsun" dedi. 

1 Mayıs emek ve dayanışma gününüz kutlu olsun  

Ortahisar Belediye Başkanı Mustafa Ateş, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle, bir kutlama mesajı yayınladı. 

Başkan Ateş açıklamasında; "Emeğe ve çalışan haklarına saygı gösterilmesi ve iş sağlığı ve güvenliği başta olmak üzere çalışma koşullarının geliştirilmesi, toplumsal refahın vazgeçilmez bir unsurudur. Bu konularda sosyal diyaloğu esas alarak devlet, işçi ve işveren kesimleri olarak hep birlikte göstereceğimiz gayret çok değerlidir. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nün bir bayram coşkusuyla yaşanmasını diliyor; 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü kutlu olsun" dedi. 

En kutsal kazanç alın teri 

CHP İl Başkanı Kamil Gülmez, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma günü mesajında; "Ülkemizin kalkınması ve ekonomimizin güçlendirilmesinde önemli rol oynayan işçi ve emekçilerimizin alın terinin ne kadar değerli olduğunun ortaya konulduğu ‘1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’dür. En kutsal kazanç alın teri ile kazanılan helal kazançtır. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü de bu güzel temayı daha da anlamlandırmaktadır. Bizler, millet olarak, işçinin, emekçinin hakkını alın teri kurumadan vermenin hassasiyetine haiz bir kültürün mensuplarıyız. Bu duygularla, ülkemizin kalkınması ve gelişmesine büyük katkı sağlayan tüm emekçilerimizin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü’ kutluyorum. 

1 Mayıs’ın büyük ve güçlü Türkiye'mize alın teri ve emeğiyle katkı sağlayan, özveri ile çalışan ve üreten vatandaşlarımız arasındaki birlik ve beraberliğin güçlenmesine vesile olmasını temenni ediyor, bütün emekçilerimize ve ailelerine sağlık, mutluluk ve başarılar diliyorum" dedi.