Eski hesaba göre zemheri ayındayız, yani “kar”ın çok yağdığı ve soğuğun en fazla hissedildiği günler içerisindeyiz. Nevşehir'de birkaç gündür, tüm zerafeti ve bereketi ile yoğun kar yağışı etkili oluyor.. Zaten 21 Aralık tarihinden beri halk arasında Zemheri (Erbain) günleri diye bilinen dönem başlamıştı.

Zemheri, 22 Aralık tarihinde çıkmakta olan ve 22 Aralık ile 30 Ocak arasındaki yaklaşık 40 gün süren soğuk günleri ifade etmektedir.

Zemherinin bir adı da erbaindir (karakış). Erbain Arapça 40 sayısı, anlamına gelir ve zemheri esasta 40 gündür. Fakat bazı yörelerde 45 gün olarak kabul edilir.

YENİ AYDA OCAK, ESKİ AYDA ZEMHERİ

İçinde bulunduğumuz ay, miladi hesaba göre Ocak ayıdır. Eski hesap aylarına göre ise KARAKIŞ ayı içindeyiz. Bu hesaplamalarda miladi ay içinden 13 gün geri giderek hesaplanmaktadır.

Her şeyin değiştiği gibi mevsimlerde değişti. Halk dilinde eski hesap diye adlandırdıkları, ay hesaplarının yapıldığı bir deyim vardır. Bunu yaşlı insanlar daha çok yapardı. Günümüzde bunları bilenler ise  eskilerden ve  yaşlı insanlardan  duydukları gibi eski ay hesabı olarak konuşurlar. İçinde bulunduğumuz ay, miladi hesaba göre Ocak ayıdır. Eski hesap aylarına göre ise KARAKIŞ ayı içinde bulunmaktayız. Eski ve yeni ay hesaplamalarında  miladi ay içinden 13 gün geri gitmek suretiyle hesaplanmaktadır. Buna göre bu gün itibarıyla eski hesaptan KARAKIŞ’ın 19 dur.
 
Eski                Yeni
Hesaba          Hasaba
Göre Aylar     Göre Aylar
 
Zemheri         Ocak
Gücük           Şubat
Mart               Mart
Abrul             Nisan    
Mayıs            Mayıs
Kiraz             Haziran
Orak             Temmuz
Ağustos        Ağustos
Hac Ayı         Eylül
Avara            Ekim
Koç Ayı         Kasım
Karakış         Aralık   

 Karakış gecikir belki hiç gelmez 
İçinde bulunduğumuz mevsimde ilimiz Nevşehir'de eskiden lapa lapa kar yağardı. Yine eskilerin deyimleriyle, kar yağdığı zaman yaşadığımız çevrede hastalıklar ve mikrop ortamı temizlenir, tabikat kendini yeniler denilirdi.

Şimdi ise eski günlere nazaran kuru soğukla beraber ayaz'lı günler ve gecelerde dereceler geceleri eksilerde geçirmekteyiz. Tabiki bu ekolojik denge ve yaşamsal faaliyetleri büyük ölçüde etkilemektedir.

Her kazancımız, her yeniliğimiz, her teknolojik hareketler hayatımıza girdikçe yaşadığımız mekan ve çevreden karşılığında bir şeyler götürmektedir. Buda şu demektir her şeyin bedeli olduğu gibi hayatımıza kolaylık olarak giren şeyler bedel olarak çevre ve sağlımızdan bir bir çıkmaktadır.

AYLAR:

   Aylar, Şubat ayı hariç 30-31 gün süren zaman dilimidir. Şubat ayı diğer aylara göre daha kısa (28 gün) olduğu için Gücük ayı olarak bilinmektedir. Bir aylık süre belirlenirken Mali takvimden yararlanılmıştır. Bütün aylar Miladi bir ayın 14.günü başlar ve takip eden aya geçerek 13.günü sona erer.

   Miladi ayların başlangıç ve bitiş günlerinden yararlanılmasına rağmen ayların isimleri aynen alınmamış, bir çoğu halk takvimine göre adlandırılmıştır. Buna göre aylar.

   Bahar mevsimi : Mart, Abrul, Mayıs

   Yaz mevsimi      : Kiraz, Tamuz, Ağustos

   Güz mevsimi     : Harman, Sağır (Avara), Koç

   Kış mevsimi       : Garağaş, Zemheri, Gücük

   GÜNLER:

   Hafta yedi günden oluşur. Gün isimlerinde önemli bir farklılık yoktur sadece Perşembe günü Cuma akşamı olarak bilinir. Hayırlı ve uğurlu bir gün olarak kabul edildiğinden önemli işler hep bu güne rast getirilir. Köyde Cuma akşamları bilenler mutlaka ölülerini yad etmek için yasin-i şerif okurlar. Kimsesiz ve fakirlere yiyecek götürülür (cumalık verilir).

   GÜNÜN BÖLÜMLERİ:

   Güneşin durumuna ve namaz vakitlerine göre gün parçalara ayrılmıştır. Buna göre günün bölümleri.

   Zabah (Sabah): Güneşin doğmasıyla başlayan ve yaklaşık bir iki saat süren zaman.

   Guşluh (Kuşluk): Sabah ile öğlen vakti arası (saat 09 ile 10 arası).

   Öğlen çağ (Öğlen vakti): Güneşin, insanın tepesinde dikilip gölge boyunun en kısa hale              geldiği vakit.

   İlkindi Çağ (İkindi vakti): Bir şeyin gölge boyunun kendisinden 1,5 veya 2 kat daha uzun olduğu vakit.

   Ahşam (Akşam): Güneşin batıp akşam ezanının okunduğu vakit.

   İlk Ahşam: Akşam vaktinin girmesiyle başlar, yatsı vaktinin girmesine yarım saat kala sona eren zaman.   

   Yasdı Çağ (Yatsı vakti): Güneşin batmasından bir buçuk, iki saat sonraki vakittir.

   Gece: Yatsı vaktinden sonra başlayıp, sabah ortalık aydınlanıncaya kadar süren zaman dilimi.

   Gece Yarısı: Gecenin ortası.

   Şafak vakti: Güneş doğmadan bir buçuk saat önce başlayıp, güneşin doğmasıyla sona eren zaman dilimi.

   YILIN ÖNEMLİ GÜNLERİ:

   Yılın önemli günleri Gühertaş yöresinde “Sayılı gün” gün olarak bilinir. Bu günler yaşlı kuşak tarafından çok iyi bilinir. Bu günler yılların deneyimiyle ortaya çıkmıştır.

   Koç katım günü: Genellikle Koç ayının 1.günü (miladi 14 kasım) yapılır. Gelecek yılın dölünü almak için koç ve tekeler davarın arasına salınır.

   Gündönümü: Garağaş ayının 12’si (miladi 21 aralık) gün dönümüdür. Bu tarihten sonra günler uzamaya geceler ise kısalmaya başlar.

   Yeni yılın ilk günü: Zemheri ayının 1.günüdür (miladi 14 ocak). Yeni yılın uğur getirmesi dileğiyle sabah erkenden eve bir koyun getirilerek dolaştırılır yada kimin ayağı uğurlu geliyorsa eve ilk onun gelmesi istenirdi.

   Saya gezme: Gücük ayının 11. günü (miladi 24 şubat) saya gezme yapılır. Davarın karnındaki kuzunun belli olduğu dönemdir.

   Birinci Cemre: Gücük ayının 7.gününde (miladi 20 Şubat) cemre havaya düşer. Havalar oldukça soğur.

   Urum boğan kışı: Gücük ayının 12. günü (miladi 26 şubat) başlayan fırtına. Bu fırtınanın Gühertaş tarihinde yer etmesinin nedeni Kurbağa da yaşayan Rumların ayin için Murasul daki kiliseye giderken fırtına nedeniyle Gühertaş ta  kalmalarından ötürüdür.

   İkinci Cemre: Gücük ayının 14.gününde (miladi 27 Şubat) cemre suya düşer. Sular ısınmaya başlar.

   Üçüncü Cemre: Gücük ayının 21. gününde (miladi 6 Mart) cemre yere (toprağa) düşer. Toprak ısınmaya başlar. Ağaçlarda yavaş yavaş tomurcuklanma görülür.

   Kocakarı soğukları: Gücük ayının 26.günü ile mart ayının 4.günleri (miladi 11 mart-17 mart) arasında devam eder. Kocakarı soğukları halk arasında “Karucuk Kocacuk” soğukları olarak bilinir.

   Mart dokuzu soğukları: Halk takvimine göre mart dokuzu soğukları mart ayının 9. günü (miladi 22 mart) başlar. Mart ayı genelde dert ayıdır. Soğuklar bir yana yakacak odun biter, hayvanların alafı biter, evde un biter ve sıkıntılar artmaya başlar. Bununla ilgili olarak “Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır” sözü deyim haline gelmiştir.

   Yine yörede “Mart dokuzu, dert dokuzu, say dört dokuzu” deyimi ile mart dokuzunun üzerinden dört dokuz geçmeden tam olarak insanlar kış soğuklarından kurtulmuş sayılmazdı. Ayrıca mart dokuzundan sonra Ayı kış uykusundan uyanarak ininden çıkar.

   Eğrilce (Hıdırellez) günü: Abrul ayının 23.günü (miladi 6 mayıs) “Eğrilce” günüdür.

   Ülker soğukları: Mayıs ayının18.günü (miladi 31 mayıs). Bu soğuklar ağaçlara ve bahçelere zarar verir ürün verecek çiçekleri yakar.

   Gündönümü: Kiraz ayının 12’si (miladi 21 haziran) gün dönümüdür. Bu tarihten sonra günler kısalırken geceler ise uzar.

   Fide ferahlığı: Kiraz ayının 18’sinde (miladi 1 Temmuz) başlayan ve üç dört gün süren dönemdir. Havalar serin geçer ve fide dikimi yapılır. Fide ferahlığından sonra ota başlanır.

   SAAT KULLANILMADAN VAKİTLERİN TAHMİNİ:

   Saat kullanılmadığı dönemlerde vakitler tahmin edilmeye çalışılırken güneşten, gölgeden aydan ve horozdan yararlanılmıştır. Gündüz zaman tahmin edilirken güneş ve gölge, gece tahmininde ise ay ve horozdan yararlanılmıştır.

   O dönemlerde evler toprak bacalı dam evlerdir. Evin aydınlanması için damında mutlaka bir baca bulunur. Orta bacadan giren güneşin düştüğü yerlere göre vakitler tahmin edilir. Öğle vaktinin belirlenmesinde gölge boyunun sıfır noktasına ulaştığı zaman dikkate alınır. İkindi vakti  belirlenirken bir cismin gölgesinin uzunluğu kendi uzunluğunun 1,5 yada 2 katına ulaştığı zaman dikkate alınırdı.

   Akşam vaktinin belirlenmesinde güneşin batışı esas alınır. Güneş batarken doğuda bir kızıllık başlar ve bu kızıllık maviye dönüşür işte bu an akşam namazı vaktidir. Bu duruma halk arasında Gurup vakti denir. Horoz ötüşünden yararlanma metodunda ise üç horoz ötüm boğumu dikkate alınır. Birinci boğum gece yarısından sonra horoz öter. İkinci boğum bundan yaklaşık bir saat sonra öter bu sahur vaktini belirler, aynı zamanda Tecvit namazına başlama zamanıdır. Üçüncü boğum horoz ötüşünde ise şafak sökmek üzeredir.

   Saat kullanılmadan önce zaman belirlemek için başvurulan bu metotlar her ne şekilde yapılırsa yapılsın hata payı mutlaka vardır ve vakitler yaklaşık olarak belirlenir.

Araştıran: Ahmet Turan ALTUN (Emekli Tarih Öğretmeni)