Sevgili öğrenciler, TEOG  ve YGS sınavı yaklaştı yoğun çalışma temposuna bir de acaba başarılı olabilecek miyim kaygısı ekleniyor . Hatırlarsanız geçen hafta ki yazımda” MUTLULUĞU ERTELEYEN GENÇLER” diyerek bu konuya azda olsa değinmiştim.
Evet sınava giren her 100 öğrenciden 65-70’ i sınav kaygısı taşıyor. Peki nedir sınav kaygısı? Belirtileri nelerdir? Sınav kaygısıyla nasıl baş edebiliriz ? Bu konuda ailelere tavsiyelerimiz nelerdir? Şimdide bunlara bakalım.
Eğitim sezonunun her ikinci dönemi öğrenciler için kaygı dönemi olarak adlandırılıyor. Havaların ısınmasıyla yükselen adrenalin hormonu ve sınavın yaklaşmasıyla artankortizon hormonunun mücadele ettiği bir dönemdir. Uzunca bir sürecin sonucunda elde edinilen bilgi birikimini 2.5 saatte indirgeyeceğiniz, bilgi ve tecrübeyi bu süre zarfında en etkili şekilde kağıda aktaracağınız bir zaman dilimi .Eminim ki öğrenci okurlarım bunları okurken çok heyecanlı hatta içten içe bir titreme hali aldılar. Ancak endişeye gerek yok! Bu sadece senin için değil herkes için geçerli olan ve herkesin yüzleşmesi gereken bir kavramdır .O yüzden bir sloganımız olsun ve diyelim ki "KAYGINI AZALT,BAŞARIYA ULAŞ" Eğer bu parçayı okurken dahi aşırı duygusal tepki veriyorsanız ve stres yaşıyorsanız bununla mücadele etmeyi öğrenebilirsiniz. Kaygı öğrenilen bir duygu durumu olduğu gibi başa çıkma yöntemlerini de öğrenebilirsiniz.
Sınav bir maraton ve yarışı kazanmak için sadece akademik performansınız değil aynı zamanda zaman planlamanız, duygusal kontrol (duygu durumunuz), aile ve okul desteği ,motivasyon gibi pek çok faktör de başarının önemli bir parçasıdır. Bu nedenle, sadece bilgiye değil, bilgiyi kâğıda en etkili şekilde aktaracak sağlıklı fizyolojik ve psikolojik mekanizmaya sahip olmak son derece önemlidir. Sınav esnasında ihtiyaç duyulan şey bilgi değil vücut kaslarınızdır. Diğer bir deyişle fizyolojik ve psikolojik olarak hazır olma ve odaklanma durumudur.
Kaygı korkunun bir türevidir. Korku kaynağı belirgin olan içsel ve dışsal tehdide karşı organizmanın tepki oluşturmasıdır. Kaygı ise gerçekte olmayan ancak zihne gelen düşünceyi felaketleştirme ve genelleme eğiliminden kaynaklanan duygu durum bozukluğudur. Tanıma da bakacak olursak esasında, kaygı bir sorun değil bir fırsattır. Belli oranda kaygı öğrenciyi motive eder. Ona hedefe yönelik gerekli olan enerjiyi katar. Ancak aşırısı yaşandığında ciddi olumsuz sonuçlar oluşturur. Başarının, bilginin ve hayallerin ötesine geçer. Bu durumda unutma, kasılma, umutsuzluk gibi olumsuz fiziksel ve psikolojik durumlar ortaya çıkar. Bu nedenle işinizi şansa bırakmak yerine sınav öncesinde bir takım egzersizler yaparak sağlıklı bir şekilde kaygıyı kontrol etmeyi öğrenebilir ve duygu durumunuzu avantaja dönüştürebilirsiniz.
Kaygı (anksiyete) bozukluğunun nedenlerini tek bir nedene bağlı değildir. Duygusal-fiziksel- zihinsel temele dayalı, aynı zamanda kişinin çevre ile etkileşiminden de kaynaklanan karmaşık bir sürecin sonucudur. Sınav yaklaştıkça eğer;
  • Tutum ve kelimelerde değişim
  • Uykuda dengesizlik (aşırı veya yetersiz uyku)
  • İştahsızlık, mide bulantısı, baş dönmesi
  • Vücutta kasılmalar
  • Aşırı sinirsellik (agresif ve tutarsız)
  • Dikkat ve konsantrasyon kaybı
  • Yorgunluk hissi, mutsuzluk
  • Toplu ortamlardan kaçınma iletişimde bozulmalar
gibi belirtiler gözlemleniyorsa sınav kaygısının arttığını ve öğrencinin bu durumla mücadelede yetersiz kaldığının ipuçlarını verir. Böyle bir duruma maruz kalan öğrencinin ”kaygı ile baş edebileceği” çalışmaları uygulaması gerekmektedir. Bununla ilgili aşağıda bir kaç tavsiyelerimiz var simdi bunlara bir bakalım;
  • Zihninizi yeniden yapılandırın; sınava yönelik olumsuz tutumlarınızı fark ederek yeni ve sağlıklı olan alternatif düşünceler üretin. Kaygı düşünce temelli bir duygudur. Çünkü düşünce ve duygularımız olaydan değil olayı yorumlama seklimizden kaynaklanır ve davranışa dönüşür.  Kaygıyı yaratan düşünceler; diğer olasılıklar yerine  en kötü sonucu düşünerek bizi ona gerçekmişçesine inandıran  felaketleştirici "otomatik" düşüncelerdir. Sizi kaygılandıran "Yapamayacağım", "Kazanamayacağım" gibi felaketleştirici düşünceler yerine, "Olabilecek en kötü şey ne”, Elimden geleni yapıyorum", "Yeterli zamanım olmayabilir ama elimdeki zamanı en iyi nasıl kullanabilirim""Ailem beni her zaman destekler", "Dünyanın sonu değil, telafi edebilirim" gibi düşünceler, kaygıyla başa çıkmanız için geliştirilebileceğiniz alternatif düşüncelerdir.
 
  • Kelimelerinizi değiştirin; kelimeler düşüncenin ürünüdür. ‘’Yapamam’’ yerine ‘’yapabilirim’’‘’ya olmazsa’’ yerine, ‘’olması için neler yapabilirim’’ gibi cesaretlendirici ve motive edici kelimeler kullanmaya özen gösterin.
  • Solunum (nefes egzersizi) yapın; kaygıyı azaltacak en etkili yöntemlerden biri solunum egzersizidir. Vücuttaki oksijen ve karbondioksit dengesini sağlayarak vücut kaslarınızın gevşemesi, sakinleşme, ve sağlıklı düşünmeyi sağlayacaktır.
  • Sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanın; bol bol su içilmesi ve proteini yüksek gıdaların tüketin. Vücudunuz bu sayede daha dinç ve zor bir ortamda daha dirençli hale gelecektir. Kaygıyı yoğunlaştıran kahve,alkol,sigara,çok baharatlı yiyecekler ve şekerden uzak durun.
  • Vücudunuza hareket kazandırın; fiziksel egzersizlere özen gösterilmelidir. Mesela fiziksel esnemeler, kol ve bacak hareketleri, temiz havada yarım saatlik bir yürüyüş gibi çok yorulmayacağınız egzersizler yapın.
  • Uykunuzu düzenli hale getirin; uyku vücudun yeterli oranda dinlenebilmesi ve ihtiyacımız olan enerjiye sahip olmak açısından temel ihtiyaçlardan biridir.
Kaygıyı yenmek için; ‘’Kendinize daha geniş bir pencereden bakın, neler yapabildiğinizin farkında olun. Bunu fark ettiğinizde kabuğunuzu kıracaksınız’’
Son olarak aileler bu konuda ne yapmalı birkaç madde halinde şimdide bunlara bir göz atalım;
1)Bugünlerde çocuğun sıra dışı bir şekilde ortaya çıkan olumsuz davranış ve sözlerden dolayı onu yargılamayın.
2)Çocuğunuzu çevrenizdeki olumsuzluklara karşı koruyun .Onu kendisine olumsuz enerji veren kişi ve olaylardan uzaklaştırın.
3)Özellikle son haftalara doğru kendinizi öğrenci velisi psikolojisinden kurtarıp, sadece anne-baba olduğunuzu hissettirin.
4)Sınav sabahı sıkı kahvaltı ısrarında bulunmayınız.Anne babalar unutmayınız ki, büyük öğünlerin ardından genellikle bir odaklanma zorluğu ve uyuşukluk dönemi gelir.
5)Sınav sabahı çıkabilecek aksilikler karşısında sakin ve güven verici olunuz ve panik yüksek ses tonu aceleci tavır içerisine girmeyin  .  Anne babadan hangisi daha az sitressiz ise çocukla daha çok o konuşun.
6)Her türlü olumsuzluk ve aksiliğe karşı “Bunda da var bir hayır” demeyi unutmayın.Bu sizi ve çocuğunuzu rahatlatacaktır.
 Her  anne-baba çocuğunu başarılı olsa da olmasa da koşulsuz sever.Her çocuk ailesinin bu sevgisine layık olmak ister.
Bu 2.5 saati başarılı yapacak olan sadece kaleminiz değil duygularınız, zaman planlamanız, dikkat ve motivasyonunuz olacaktır. Sınav süresi yaklaştıkça kaygıdan kaçmak yerine onunla yüzleşmek ve baş etmeyi öğrenmek gerekir. Tüm çabalara rağmen bu belirtilere engel olamıyorsanız sorularınızı ve ya bilgi almak istediğiniz konuları yazının yorum bölümüne ve ya [email protected] hesabına mail yoluyla ulaşabilirsiniz.Randevu için 0546 228 32 42 numaradan  bana ulaşabilirsiniz. Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle,sağlıkla kalın.
Tüm öğrencilere başarılar dilerim.