GÜLŞEHİR ÜZERİNE ŞİİRLER VE GÜLŞEHRİ MARŞI

Dr. Faruk GÜÇLÜ

Gülşehir ve Kırşehir’in sık sık karıştırıldığı görülmektedir. Bu durum Selçuklu ve Osmanlı döneminde idari yönetimin sık sık değişmesinden kaynaklanmaktadır. Şeyh Ahmed Gülşehri’ nin Gülşehirli mi Kırşehirli mi ? olduğu durumu tartışılagelir. Aynı durumun hemşehrimiz değerli müzik adamı Adnan Saygun tarafından bestelenen Gülşehir Marşı içinde geçerlidir.

Kırşehirliler “Gülşehir adının önceden Kırşehir’e ait olduğunu, şehirde o kadar çok gül yetiştiriliyormuş ki evlerin yapıldığı kerpiçlerde su yerine gülsuyu kullanılırmış ve şehir mis gibi kokarmış Bu sebepten Gülşehir demişler.” diye anlatırken diğer bir söylentiye göre ise Kırşehir’e Moğolların saldıracağı duyulunca şehrin ileri gelenleri Ahmed-i Gülşehrî’ye ricacı olurlar. Gülşehrî nüfuzunu kullanarak bu saldırıyı önler. Bunun üzerine halk arasında şehre Gülşehrî demeye başlanır”(24.10.2014 Milliyet Gazetesi).

Söylentiler farklıdır. Aslında bu durumun bir ayrışma değil birleşme ve bütünleşme olarak görülmesi gereklidir. İki ayrı şehrin bir ortak kültüre sahip çıkması güzellik ve kazanım olarak yorumlanmalıdır.

Sözlerini İshak Refet Işıtman’ın yazdığı, Ahmet Adnan Saygun’un bestelediği Gülşehri Marşı da hem Gülşehirliler hem de Kırşehirliler tarafından sahiplenilmektedir.

Marşın sözleri

“Bilgeler yatağı, bilgi kaynağı

Gülüsün sen gelin Anadolu’nun...

Burada yok seni sevmeyen gönül

Gülşehri, Gülşehri, güller gibi gül

Gönüller bağının, sevgi yolunun,

Yaylalar üstünde sensin durağı

Toprağın gül kokar, yellerin sünbül

Gülşehri, Gülşehri, güller gibi gül!”

Araştırmacı Salahaddin Bekki’ye göre bu marşı “Kırşehir Valisinin talebi üzerine Ishak Refet Işıtman yazmıştır”(1.Ahilik Kültürü ve Kırşehir Sempozyumuna sunulan bildiri 15 Ekim 2008) Gülşehirli Avukat Ali İhsan Açıkgöz ise “Kapadokya da Geçmişten Günümüze Gülşehir” isimli kitabında bu marşın Gülşehir’e ait olmasına rağmen Kırşehir tarafından sahiplenildiğini ifade etmektedir.

Gülşehir’den Mehmet Taner dışında ününü duyuran bir şair ne yazık ki çıkmamıştır. O nedenle de Gülşehir şiirleri oldukça azdır. Aslen Ordu doğumlu olan ama Gülşehir’de yaşayan Ozan Sadık Gül ise Gülşehir isimli şiirinde bakalım Gülşehir’i nasıl anlatıyor.

GÜLŞEHİR

“Tarih vermiş Gülden olan adını

Burcu burcu kokar Gülün Gülşehir

Kepez den Erciyes karı görünür

Ilgıt ılgıt eser yelin Gülşehir

Analar hamuru yoğurup açar

Dost elinde dostlar kalır mı naçar

Kimisi esnaftır kimisi tüccar

Bükülmez namerde belin Gülşehir.”

Kozaklı doğumlu Şair Sabit İnce ise Nevşehir’in Güzelleri isimli şiirinde

“..Dillerinden ballar akar
Bakışları yürek yakar
Irmaga seyrana çıkar
Gülşehirin güzelleri.”

Demektedir.

Nevşehirli Aşık Yahya’da Nevşehir Destanı isimli şiirinde Gülşehir’e atıf yapmaktadır.

“Yiğit olmayanda perde ar olmaz
Sözünde durmayan adam er olmaz
Avanos, Ürgüp, Arapsun üçü bir olmaz
Nevşehir gibi şehir görmedim” demektedir.

Nevşehir ilçelerini arasında oldukça eski ve derin bir tarihe sahip olan Gülşehir ilçemiz ne yazık ki edebiyat alanında yeterince kendini tanıtamamıştır. Şeyh Ahmed Gülşehri gibi tarihi bir kimliğe de sahip çıkıldığını söylemek pek mümkün görülmüyor.