Başbakan Binali Yıldırım, Nevşehir Ticaret Odası tarafından onuruna verilen akşam yemeğine katıldı.
Türkiye'nin adeta bir kara kıştan AK Parti iktidarıyla birlikte çıktığını en iyi sanayici ve üreticilerin bildiğini belirten Yıldırım, "Güven ve istikrarın, demokrasi ve hukukun anlamını da en iyi sizler biliyorsunuz zira bugünlerde büyük badireleri Allah'a şükür gerilerde bıraktık. Çok şükür milletimizin bize verdiği vekaleti, emaneti bugüne kadar şerefle taşıdık." diye konuştu.
Başta emek ve değer üretenler olmak üzere toplumun hiçbir kesimini ihmal etmemeye özen gösterdiklerini söyleyen Yıldırım, şimdiye kadar sivil toplumu bu kadar dinleyen bir iktidarın olmadığını düşündüğünü aktardı.
Başbakan Yıldırım, güçlerini milletten aldıklarını dile getirerek, millete layık olmak için de canla başla çalıştıklarını ifade etti.
ÜRETİMİ, İSTİHDAMI ANADOLU'YA ÇOK GÖRDÜLER
Başbakan Yıldırım, eski Türkiye'de üretenin ve emeğiyle kazananın çektiği zahmetleri hatırladıklarını kaydederek, "Eski Türkiye'de ülkeyi bir bütün olarak düşünmeyenler 'Anadolu sermayesi' ile 'İstanbul sermayesi' diye ayrı ayrı sınıflandırma yaptılar. Sermayeyi renklere ayırdılar, emeği renklere ayırdılar, üretimi, istihdamı Anadolu'ya ne yazık ki çok gördüler." şeklinde konuştu.
İktidarları öncesinde Nevşehir'in, Bolu'nun, Düzce'nin Ankara'ya uzak şehirler olduğunu anlatan Yıldırım, iktidarlarında gazetelerin AK Parti'nin siyasi başarısını "Anadolu inkılabı" olarak isimlendirdiğini söyledi.
AK Parti'yi Anadolu'nun ruhunun iktidara taşıdığını dile getiren Yıldırım, bunun bilinciyle bütün enerjilerini  Anadolu'nun ve ülkenin kalkınması için sarf ettiklerini belirtti.
Başbakan Yıldırım, bugüne kadar tamamlanan 166 organize sanayi bölgesinin 101'ini ve 117 sanayi sitesini kendilerinin tamamladığını belirterek, "Yeni yapılan bu organize sanayi bölgeleri ve sanayi siteleri binlerce istihdam, binlerce işyeri demek, fabrika demek, iş, aş demek. Her zaman yoksulun, dar gelirlinin, bütün toplum kesimlerinin yanında olduk. Kimsesizlerin kimsesi, sessiz yığınların sesi olduk." diye konuştu.
Türkiye'de büyük projeleri yine kendi dönemlerinde gerçekleştirdiklerini, havalimanı sayısını 26'dan 55'e çıkardıklarını ifade eden Yıldırım, dünyanın üçüncü en büyük asma köprüsünü de İzmit Körfezi üzerinde kurduklarını, İstanbul-İzmir otoyolunun Bursa'ya kadar olan kesiminin de bitirildiğini anımsattı.
Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Marmaray'ı da hizmete aldıklarını söyleyen Yıldırım, bununla yetinmediklerini ve denizin 106,5 metre derinliğinden Avrasya Tüneli ile Asya'yı Avrupa'ya bağladıklarını hatırlattı.
Yıldırım, İstanbul'da 150 milyon yolcu kapasiteli büyük havalimanının yapımının da sürdüğünü, Asya ve Avrupa'yı bağlayacak üç katlı tünel projelerini hazırladıklarını kaydetti.  
TÜRKİYE HER ŞEYİN EN İYİSİNE LAYIK
"Çanakkale bir destandır, Çanakkale bir ulusun yedi düvele karşı nasıl ayakta durduğunu, Çanakkale'nin nasıl geçilmez olduğunu gösteren çok önemli bir zaferdir." ifadelerini kullanan Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çanakkale'ye dünyanın en uzun köprüsünü yapıyoruz. Orta açıklığı 2 bin 23 metre. Dünyada ayaklar arası açıklık bu kadar olan bir köprü henüz yapılmadı. Türkiye her şeyin en iyisine layık, en ilkine layık. İlkleri de Türkiye'ye getirmek, Türkiye'de yapmak ve bu millete armağan etmek elhamdülillah bize nasip oldu. 18 Mart'ta Çanakkale Zaferi'nin yıl dönümünde bu muazzam eserin temelini de cumhurbaşkanımızın katılımıyla atmış olacağız. 2023'e geldiğimizde Türkiye artık ulaşımıyla, iletişimiyle bilim ve teknolojisiyle kalkınmış, refahı yakalamış, dünyanın parmakla gösterilen ülkeleri arasına inşallah girmiş olacak. Mesele vatana, millete hizmetse işte bunlar hizmettir." 
Yıldırım, 15 yıldır başlattıkları kalkınma hamlesinden, turizm şehri Nevşehir'in de nasibini aldığını belirtti.
Nevşehir'e eğitimden sağlığa, ulaşımdan iletişime, tarımdan sanayiye ve turizme kadar büyük hizmetler yaptıklarını dile getiren Yıldırım, Kapadokya bölgesindeki balon turizmine ilişkin "2002 yılında bakan olarak göreve başladığımda, Nevşehir'de hemen hemen balonculuk yoktu, bir tane balon vardı. Şimdi 150 balon var. 'Bu da ne?' diye arkadaşlar soruyordu. Balonculuk bir sektördür, bunlara bir mevzuat getirmek lazım. 'Bunlar da bir hava aracıdır' deyince arkadaşlar böyle şaşkın şakın bakıyorlar ama bugün balonculuk, Nevşehir'in önemli bir sektörü haline geldi, bir gelir kaynağına dönüştü." ifadelerini kullandı.
Nevşehir Ticaret ve Sanayi Odasına yürüyerek geldiğini ve binaya asılı "İstikrar için evet." pankartını gördüğünü aktaran Yıldırım, Nevşehir Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Arif Parmaksız ile Nevşehirli sanayici ve iş adamlarını tebrik etti ve "Aklın yolu bir." dedi.
AK Parti iktidarının başarısının sırrının güven ve istikrar olduğunu vurgulayan Yıldırım, güven ve istikrarın kalkınma, büyüme ve gelişmeyi de getireceğine dikkati çekti.
Dünyada 2008'den bu yana krizlerin eksik olmadığını ifade eden Yıldırım, "Dünya bir türlü kendini toparlayamıyor ama bu şartlar altında bile etrafımız ateş çemberi olduğu halde, Irak, Suriye, Ukrayna, Yemen, Filistin, Tunus, Cezayir, bütün buralarda istikrarsızlık, iç savaş olduğu halde, milyonlarda mülteci, sığınmacı ülkemize geldiği halde Allah'a şükür dimdik ayaktayız. Neden? Birlik ve beraberliğimiz sayesinde. İstikrar sayesinde, güçlü iktidar sayesinde." değerlendirmesinde bulundu.
MENDERES'İ ÇEKEMEDİLER
Türkiye'de demokrasinin 1960'tan bu yana darbelerle örselendiğini, kesintiye uğradığını belirten Yıldırım, şöyle devam etti:
"1950'den 1960'a kadar Türkiye'yi şaha kaldıran Menderes'i çekemediler. Bir darbeyle bir tezgahla alaşağı ettiler. Bununla da kalmadılar, astılar, ipe çektiler. Bakanlarını, kendisini darağacına çektiler. Meclisi feshettiler, demokrasiyi yok ettiler, ondan sonra kalktılar yeni bir anayasa koydular. Yeni anayasa da darbe anayasası. Meclisin yetkisi kısıtlanmış, milletin iradesine ilaveler yapılmış. Neymiş? Birtakım kurumlar. Bu birtakım kurumlar milletten yetki mi alıyor?  Milletten yetkiyi alan Meclistir. 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.' ama 1960'tan başlayan bu darbeci zihniyet 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.' demiyor, 'Egemenlik kayıtsız şartsız müsaade edilen kadar milletindir.' diyor."
Bu anlayışın 1971'de görüldüğünü hatırlatan Yıldırım, şunları ifade etti:
"Cumhurbaşkanı seçilecek, Meclisin etrafı kuşatılıyor, 'Ya bu paşayı seçersiniz ya da burayı bombalarız.' Bunları hatırlarsınız, gençler bilmez bunu. Gençler diyelim ki bugün oy kullanacaklar, 2017'den geriye git. 15 Nisan 1999. Bundan sonra doğanlara sonra anlat bunları, 'Bunlar hayal dünyası ne geniş adamlar.' der çünkü bunların hiçbirini bilmez çünkü onlar gözünü açtı AK Parti iktidarını gördü, hala AK Parti iktidarı var. Evveliyatı yok, hafıza boş ama biz büyükler anlatacağız, gençlerimize anlatacağız."
Başbakan Yıldırım, 1980'de de bir darbe yapıldığını anımsatarak, Turgut Özal ile birlikte Türkiye'de bir değişim ve dönüşümün başladığını dile getirdi.
Türkiye'nin tekrar şahlandığını anlatan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şu anda içinde bulunduğumuz sistem babayı oğula düşürür, yürümez. Onun için işi şansa bırakamayız. Bakın, Özal ile Demirel, Özal ile Akbulut, Mesut Yılmaz ile Özal, Tansu Çiller ile Demirel. Ecevit, aradı, mahkeme köşelerinden birini buldu, getirdi. Herkesle konuştu, ikna etti. Ondan sonra anayasa kitabını onun yüzüne fırlattı. O da ona 'Nankör kedi.' dedi. Türkiye yerle bir oldu. 23 banka gitti, 46,5 milyar dolar uçtu gitti, gecelik faizler yüzde 7 bin 500 oldu. Türkiye bir gecede sıfırı tüketti. Bu ülke bunları çekmeye mecbur mu kardeşim? Bu ülke bunları hak ediyor mu? Etmiyor."
BÜTÜN GÖSTERGELER GÜZEL GİDİYOR
AK Parti iktidarında çıtanın sürekli yukarı çekildiğini, sürekli büyüme sağladığını belirten Yıldırım, "Bir Türkiye'yi üç Türkiye yaptık." dedi. 
Yıldırım, 2002 yılında Nevşehir'de ihracat olmadığını, bugün ise bu rakamın sıfırdan 70 milyon dolara çıktığını vurgulayarak, Nevşehir'in ihracatı öğrendiğini söyledi.
Türkiye'nin, 36,5 milyar dolar ihracattan, 146 milyar dolar seviyesine çıktığına dikkati çeken Yıldırım, "Bu sene daha ilk aylarda ihracatımız artıyor. Elhamdülillah bütün göstergeler güzel gidiyor. Bunca olumsuz propagandaya rağmen, bunca içeride, dışarıda hızımızı kesmeye rağmen iyi gidiyor. Daha iyi olacak, hiç endişeniz olmasın." dedi.
Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Halk oylamasından sonra Türkiye'yi tutabilene aşk olsun. Ekonomisiyle üretimiyle istihdamıyla evelallah gelecek bizim. Türkiye'ye içeride, dışarıda niye saldırıyorlar, düşündünüz mü? Türkiye, son 15 yıldır uydu devlet değil, dümen suyuna giren bir ülke değil, kararını kendi veren bir ülke. Başkalarının verdiği kararları uygulayan bir ülke değil. Açıkça kıskanıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, bu topraklarda ayakta durmanın bir bedeli var, ya o bedeli ödeyeceğiz ya da dünya tarihinden yok olacağız. Biz güçlü olmaya mecburuz. Her yönüyle kendi kendine yeten bir ülke olmaya mecburuz. Bunun için daha çok çalışacağız, daha çok üreteceğiz, gayret edeceğiz. Kardeşliğimizi daha da kuvvetli hale getireceğiz."
Kendilerine "Millet size her istediğinizi veriyor, niye bu işlere giriyorsunuz. Böyle gitsin." diyenlerin bulunduğunu aktaran Yıldırım, bunun dönemsel bir durum olduğunu söyledi. Yıldırım, "Biz 7 Haziran'da bu ülkenin neyle karşılaşabileceğini gördük. O halde işi şansa bırakamayız. Bu sistem iktidarı vekillerden alıyor, sandıkta milletin kendisi belirliyor. İktidarı sandıkta siz belirleyeceksiniz." şeklinde konuştu.
BU SİSTEMLE SANDIKTA HÜKÜMET KURULUYOR
Başbakan Yıldırım, 94 yıldan beri 65 hükümetin iş başına geldiğine ve bazı hükümetlerin 17 ay dayandığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Peki 17 ayda hangi planı yapacaksınız, hangi işi yapacaksınız, hangi projeyi gerçekleştireceksiniz? Mümkün mü? Onun için Türkiye tek başına güçlü iktidarlarda hep büyümüş daha sonra güçlü iktidarlar yok olunca 10 sene büyüyorsun, 10 sene sonra bütün büyüdüklerin geri gidiyor, tekrar sıfırdan başlıyorsun. 50'den beri hep öyle. 
50-60 kazandık, 60-70 kaybettik, 70-80 yine kaybettik, 80-90 kazandık, 90-2 bin kaybettik. Allah'a şükür 2002'den beri hep kazanıyoruz ama artık bunu şansa bırakmayalım. Öyle bir şey getirelim ki millet sandıkta hükümeti kursun. Bu sistemle sandıkta hükümet kuruluyor. 'Kim olacak, ülkeyi kim yönetecek' diye bir derdimiz olmuyor. Ne yapacaksınız? İki sandık var, birine cumhurbaşkanını seçeceksiniz, birine de vekilleri seçeceksiniz. Aynı gün. Sonra 5 sene verdiği sözleri yapacak. İyi çalıştı, iyi yaptı, bir daha seçeceksiniz ama üçüncü yok. Hani nerede padişahlık, nerede diktatörlük? Diktatörlükte böyle bir şey var mı? Efendim tek adam. Ne olacak, iki tane mi cumhurbaşkanı olacak? Böyle bir şey var mı? Nevşehir'e bir tane belediye başkanı yetmiyor, bir tane daha yanına koyalım. CHP, bugünlerde HDP ile çok haşır neşir olduğu için eşbaşkanlık alışkanlığı onlara da geçmiş gözüküyor."
ERDOĞAN İÇİN DEĞİL HER DOĞAN İÇİN YAPILIYOR
Yıldırım, bazı kişilerin dönüp dolaşıp "Bu iş Erdoğan için yapılıyor." dediğini anımsatarak, "Ben de bu iş Erdoğan için değil her doğan için yapılıyor diyorum. Bu sistem gençlerimizin önünü açıyor, Türkiye'de istikrarı, güveni garanti altına alıyor. Bu sistemle ilgili kim ne söyleyecekse çıksın karşımıza, her detayı konuşalım. Milletin istemediği hiçbir şeyle biz olamayız. Bugüne kadar olmadık, bundan sonra da olmayacağız." ifadelerini kullandı.
Milletin 16 Nisan'da en doğru kararı vereceğini, millete hep güvendiklerini vurgulayan Yıldırım, milletin de bu zamana kadar güvenlerini hiç boşa çıkarmadığını söyledi.
TERÖR ZAYIF İKTİDARLARDA NEŞVÜ NEMA BULUYOR
Her seferinde vatandaşın AK Parti'ye desteğini artırdığını anlatan Yıldırım, "Bu halk oylamasından güzel bir sonuçla çıktığımızda terör de artık Türkiye'nin başını ağrıtamayacak. Terör zayıf iktidarlarda neşvünema buluyor. Güçlü irade, güçlü iktidar olursa terör de bu ülkenin sorunu olmaktan çıkacak. O zaman bütün enerjimizi daha fazla kalkınma, daha fazla refah ve üretim için harcayacağız. Enerjimizi boşa harcamayacağız. Birliğimiz, beraberliğimiz daha da sağlam hale gelecek." değerlendirmesinde bulundu.
Adım adım memleketin her köşesini dolaştıklarını, vatandaşla haşır neşir olduklarını anlatan Yıldırım, Türkiye'nin 15 yılda altyapıda, ulaşımda ve iletişimde birçok Avrupa ülkesini geçtiğini kaydetti.
Başbakan Yıldırım, "Hayal ettiğiniz, yapılmayan ne kadar proje kaldı. Bir hızlı treniniz var o da gelecek herhalde. Antalya'dan bu tarafa doğru Kayseri’ye de uğrayacağız. Yoksa aranız açılır. Nevşehir'e ne yaparsak Kayseri'ye de ondan. Kayseri'ye ne yaparsak iki tane de Nevşehir'e." diye konuştu.
Başbakan Yıldırım, konuşmasına ara vererek salondakilerin, doğalgaz, balon turizminde KDV oranın indirilmesi ve TOKİ ile iş birliği konularındaki taleplerini dinledi.
Salondaki bir balon işletmecisinin "Baloncular olarak istihdama katkı sağlayalım, balon firmaları işçi alsın, söz verelim." demesi üzerine Yıldırım, meselenin anlaşıldığını, TOBB'un hükümet ile başlattığı istihdam girişiminin çok iyi gittiğini, net istihdamdaki artışın 200 bini geçtiğini, 2 milyon istihdam rakamını yakalamak gerektiğini söyledi.
Yıldırım, patateste stokların şiştiğine dair bilgi aldığını, bunu azaltmaları gerektiğini, patatesini ihraç eden kişiye ton başına 75 lira vereceklerini bildirdi.