Nevşehir'in köyünden beldesinden ilçesinden büyük bir hayelle kader meleğinin kanatlarında Avrupa'ya gurbete uçtular... Aradan yıllar geçti geçmesine ama içlerinde vatan özlemi hiç bir zaman yeri dolmadı.

Biz onları genelde “Almancı” olarak görüyoruz; onlar ise kendilerini “gurbetçi” olarak tanımlıyorlar. Almanya’da yabancı, Türkiye’de Almancı olmak gerçekten zor olmalı. Çünkü insanların aitlik duygusunı yaşamaları, temel ihtiyaçlarından biri olmasına rağmen, gurbetteki hemşerilerimiz bu duyguyu tam olarak yaşayamıyorlar.

Misafirlikten ev sahipliğine... 60 yıllık göç hikayesi...

Türkiye'den Almanya'ya iş gücü göçü 60 yılı geride bırakırken, birkaç yıllığına çalışmaya gelen Türk işçilerinin geri dönmediği, onların çocukları ve torunlarının Almanya veya diğer Avrupa ülkelerinde artık kalıcı olduğu bu süreçte neler yaşandı?

Haber: Sedat TAPAN- HOLLANDA

Niçin işgücü göçüne ihtiyaç duyuldu?

Almanya İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra sanayide ve ekonomide büyük bir atılım yaptı. Savaşta adeta yerle bir olan ülke, yeniden kurulmaya başlandı. 1950'lerde ağır sanayi ve demir çelik gibi sektörlerde elde edilen başarılar "Alman mucizesi" olarak tarihe geçerken, mevcut iş gücü bu sanayi atılımı karşısında yetersiz kalmaya başladı. İstihdam açığını kapatmak için yurt dışından "Gastarbeiter" (Misafir işçi) davet edilmesi kararlaştırıldı. 1955'te İtalya, 1960'ta İspanya ve Yunanistan, 1961'de de Türkiye ile "işgücü anlaşmaları" imzalandı.

Türklerin göçü 1961'den önce başlamıştı

Türkiye ile Almanya arasında "İşgücü Anlaşması" 1961'de imzalansa da Türk işçilerinin Almanya'ya gelişleri daha öncelere dayanıyor.

Burada bir örnek verebilmemiz için birinci nesil gurbetçi aileyle bir söyleşi yaptık.

Nevşehir'in Avonos ilçesine bağlı Akarca beldesinde kayıtlı Fevzi Ceyhan 76 yaşında, yıl 1968 ailesinin geçim sıkıntılarını giderebilmek için gurbete biraz para kazanıp ve tekrar köyüne dönüp ailesiyle birlikte yaşamaya devam edecekti, ama yapılan hesap tutmadı yıllar birbirini kovaladı ve gurbetçi çalıştığı ülkeye Hollandaya ailesinide  götürdü. 

O günden bugüne aradan  54 yıl geçti.

"Bizim Almancılar" 54 yıl sonra dönme konusunda zorlanıyorlar


Emekli olduktan sonra :

Fevzi Ceyhan, şimdi 76 yaşında... Emekli oldu ve vatan özlemi çekiyor... Senenin büyük bir bölümünü ise köyünde geçiriyor. Çalışıp emekli olduğu Hollanda'ya sadece çocuklarını ve torunlarını görmek için geliyor.

"Ben köyümde daha sağlıklı yaşıyorum, köyümde özgürüm , mutluyum yabancılık çekmiyorum. Ben Hollandadaki bütün kaydımı Türkiyeye nakletmek istiyorum"
diyerek ülkesine çektiği özlemi dile getiriyor.


Yarım asırdan fazla süre birlikte yaşadılar  ...

Uzun yıllar aynı yastığa baş koydular... Çalıştılar, kalabalık büyük bir aile oldular. Ömürlerinin geri kalan bölümünü Fevzi Ceyhan, "Doğduğun yerde devam etmek istiyorum" diyor ve eşi Döne Ceyhan ise doyduğum yerde yaşamaya devam etmek istiyorum diyerek,  "ben hür olarak kararımı verdim , çocuklarımı büyüttüm onların yanında kalmak taraftarıyım, öte yandan ben köyüme dönsem ordada yabancıyım" diyor.

Yaptığımız Video röportajında bu konuyu kendilerinden dinleyelim...

Gurbetçiler adına yazılmış küçük bir  şiir;


VAH ALMANCIM VAH

Almancılar ev yaptırdı köyüne, kapalı kapısı.
Oturanı bakanı yok çürüdü yapısı.
Ha çöktü ha çökecek tavanı çatısı
Oturmaya ömrü yetmedi, vah Almancı vah.
————————————————
İki senede bir ay izine gider.
Eşe dosta borç verir parayı çar çur eder.
Parası biter gönlüne düşer elem keder.
Dönüşün hüzünlü olur, vah Gurbetcim vah.
————————————————
Almancı izine gelir gelmez uğraşır evin tamiriynen.
Elektrikcisiyle sucusuyla uğraşır her biriynen
Elinde evrak,dilekce çekişir dairede amirinen.
İzinin biter işin bitmez, vah Almanci vah.
————————————————-
Kimi köyüne ev yaptı kimi kayseride ev aldı.
Kesin dönüş yaparım diye hayale daldı.
Kendi geldi çocuklar gurbetde kaldı.
Hayallerin boşa çıktı, vah Gurbetcim vah.
————————————————-
Evine hırsız girer kapıyı peceyi söker.
Bakımı olmaz suyu patlar çatısı çöker .
Komşular çöplerini kapısının önüne döker.
İzinin tamirinen geçer, vah Almancim vah.
—————————————————
Güve düşer yıllar önce aldığı öteberiye.
Kurban keser sözde hayırcılar üşüşür deriye
Borç para verirsin dönmez geriye.
Avro verir türk parası alırsın vah Gurbetcım vah.
————————————————
İzin gelir çocuklar gitmek istemez türkiye’ye.
Zorla gelirler gelincede sarılırlar köpeğe kediye.
Hısım akraba küser almazlarsa hediye.
Valizin biri hediye dolar. vah Almancım vah.
———————————————
Ana baba köyünde kalır hasret giderir.
Çocuklar köyde kalmaz deniz der direnir.
Alışmış sosise, salama, evdeki yemekten iğrenir.
Çocukla köyde izini zor geçer, vah Gurbetcim vah

Sekiz saat yetmez çok mesai yapar.
Para biriktirecegim diye fabrikada yatar.
Ölünce,kızı oğlu türkiyedeki evi arsayı satar.
Emeklerin boşa gider, vah Almanci Hamid vah.
———————————————
Habire çalıştın kalmadın avara’ya
Yiyip giymedin kıyamadın paraya
Onca yıl çalıştın emeklerin gitti araya
Gönlünce harcıyamadın,Vah Gurbetcim vah.
———————————————
Almancının ana vatanı burnunda tüter.
Yaptırdığı evinde baykuşlar öter.
Evlatlar yoldan çıkmış acısı içine çöker.
Ailece taruman oldun, vah Almancı vah.
———————————————
Seksene dayandın kalmadı dünyada hevesin .
Eğilip doğrulmaya yetmez nefesin
Kimseye sözün geçmez duyulmaz sesin.
O eski halin kalmadı,vah Gurbetcim vah..
Şiiri derleyen; Murat Pınarbaşı,Platform dergisi

FİB Haber Merkezi olarak Nevşehirli Gazeteci- Yazar-Araştırmacı Sedat Tapan'a bu güzel röportajı için teşekkür ediyor, Avrupa'daki tüm Nevşehirli hemşehrilerimize memleketlerinden selam ve sevgilerimizi sunuyoruz.