İnsan neden öğrenmek istemez ?
Bilgiler, bilgelik getirir bilgelikte doğru davranış ve anlamlı hareket ile sonuçlanır. Bilmek değişim ister bildiğinde durman artık mümkün olmaz. Bir kere harekete geçtiğinde öyle ya da böyle ilerlemek ister kişi. Zaman zaman bu ilerleyiş onu yorsada zorlasada devam etmek bir tür mecburiyete dönüşür. Bilmek sadece bilim, inanç, ahlak değildir. Bütüne bakabilmenin de yeterliliğini ister. İlk ağacını diktiğinde köklerinin yerde ne kadar dağılacağına nasıl karar veremiyorsan, bilgininde ne kadar kök salacağını anlayamazsın. Diktiğin ağacın tohumlarının nerelere savrulacağını nerelerde yeni ağaçlar oluşturacağını kimlere umut olacağınıda anlayamazsın.
İnançtan ayıramayacağız kısım ise neredeyse bütün kötülüklerin kötülük olmasına sebep olan başka birisine zarar vermeme bilgisinin yoksulluğundan ve yoksunluğundan kaynaklanıyordur denilebilir. Toplumsal olarak başlayan yaşam zamanla kültürüde, bilgiyide aktardı. Aktarılan parçalar nakış misali işlenerek toplumsal yapıların iran halısınca özenli ve kaliteli olmasını sağlayacaktı ancak cehalet devreye girene kadar. Cehalet ve neredeyse cehalete eşdeğer bir kelime olan, vahşet bu güzelim motifi bakılamaz hale getirdi. Vahşet bilgeliğin yokluğundan değil, bilgeliğe karşı bir duruştan doğdu.Gerçek bir bilgenin güzel ahlakı, kaliteli yaşam amacı, saygılı mizacının tam tersi olan bu vahşetin doğması toplumun en değerli ilkelerinide karanlıktan doğan kocaman bir canavarın yemyeşil kırlarda oradan oraya koşturup her yeri mahvetmesine eşdeğerdi.Peki bu canavarı doğuran karanlık nasıl aydınlanacaktı.
Oku dedi ilahi bir ses göklerden,
Öğren ve öğret dedi ilahi ses,
Ahlaklı ol dedi yine ilahi ses..
Oysa yerde yaşayanlar kulaklarını çoktan kapatıp karanlığın içinde olmanın acımasızca hazzında kaybolmuştu.
Bundandır ki sokaklarda dolaşır ahlakın bekçileri kendilerinde olmayanı başkalarından yansıtabilmek için yine bundandır ki çığlık çığlığa bağıranlar canavarların çocuklarıdır ve yine bundandır ki vahşiliğin öncülüğü en vahşi görünmeyenlerdir.
Psk.Dan. Rüveyda Gül