İslamiyet Batıdan Doğuyor: Uyuyun Müslümanlar!

İslamiyet Batıdan Doğuyor: Uyuyun Müslümanlar!

Son günlerde dünya siyasetinde öyle gelişmeler yaşanıyor ki, yüzyıllardır süren bir adaletsizliğin sonuna yaklaşmakta olduğumuz hissi veriyor. Filistin meselesi, tarihin belki de en kanayan yarası, yeniden dünya gündeminin merkezine oturdu. Ve ilginçtir ki, bu kez hamleyi doğudan değil, batıdan görüyoruz.

Birleşmiş Milletlere göre 193 üye devletten en az 147'si Filistin devletini tanımakta.

Filistin, 15 Kasım 1988'de ilan edilmiş; 2012’den bu yana BM Genel Kurulu’nda gözlemci devlet statüsüne sahip. Birleşmiş Milletlere göre 193 üye devletten en az 147'si Filistin devletini tanımakta.

Birleşik Krallık ve Fransa, Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Filistin devletini tanıyacaklarını açıkladı. Almanya ise temkinli, hatta çekimser. Lakin üç büyük batılı devletin attığı bu adım, sadece diplomatik bir karar değil; tarihin seyrini değiştirecek nitelikte bir dönüşüm.

Peki biz Müslümanlar nerede duruyoruz? İşte asıl mesele de bu.

Batıdan Gelen Umut

Fransa, yıllardır “Filistin meselesinde denge siyaseti” güdüyordu. Macron’un açıklamasıyla birlikte bu sis perdesi kalktı. Birleşik Krallık, tarihte Filistin sorununu doğuran Balfour Deklarasyonu’nun imzacısı olarak, şimdi gecikmiş bir telafi hamlesine hazırlanıyor. Kanada ise, alışılmışın dışında, ABD’nin gölgesinden sıyrılarak bağımsız bir adım atıyor.

Bu adımlar, “Batıdan İslamiyet doğuyor” sözünü akıllara getiriyor. Çünkü bugün adalet için ses yükseltenler, Müslüman ülkeler değil; Batılı devletler.

Uyuyan Devler: Müslümanlar

Gazze’de bebekler açlıktan ölürken, Kudüs’te Mescid-i Aksa kuşatma altındayken, biz Müslüman ülkeler hâlâ iç kavgalar, sınır ihtilafları ve koltuk hesaplarıyla meşgulüz. Ne yazık ki, bu süreçte en yüksek sesler Mekke’den, Kahire’den ya da İstanbul’dan değil; Paris’ten, Londra’dan ve Ottawa’dan yükseliyor.

“Uyuyun Müslümanlar!” ifadesi aslında bir sitem değil, bir çığlıktır. Zira başkaları hakkımızı savunurken biz seyirci kalıyoruz.

Tanımanın Bedeli ve Sınavı

Elbette Batı’nın bu hamlesi koşulsuz değil. Hamas’ın dışlandığı, reformlarla güçlendirilmiş bir Filistin Yönetimi şart koşuluyor. Talepler masada. Bu, Filistin’in bağımsızlığının önüne yeni engeller çıkabilir. Yani bu tanıma, bir kurtuluş değil, yeni bir sınav da olabilir.

Ancak unutmayalım: Tanıma, ilk adımdır. Tarih boyunca hiçbir özgürlük mücadelesi kolay kazanılmadı. Bu karar, dünya vicdanını harekete geçirecek, diğer ülkeleri de cesaretlendirecek bir kıvılcım olabilir.

Sonuç:

Belki de İslam’ın mesajı yeniden Batı’dan duyuluyor; belki de adaletin sesi, bizim sustuğumuz yerde onların vicdanından yankılanıyor.
Ama şu kesin: Eğer bu uyanışı biz sahiplenmezsek, başkalarının kaleminden yazılan tarihin sadece figüranları oluruz.

Artık uyanma vakti, Müslümanlar!
Çünkü İslamiyet batıdan doğuyor

Tuncay Dalcı