İsraf Edilmiş Bir Yaşamı Nasıl Anlarsın

İSRAF EDİLMİŞ BİR YAŞAMI NASIL ANLARSIN...!

Sosyal paylaşım sitesinde bu soruya birçok cevap aldım kimi ‘aynaya bakarak’ cevabını verdi, kimi zor bir soru olduğu için cevaplayamadığını belirtti, kimi çok basit dedi gülerek, kimi keşkelerin toplamına bakarak dedi, kimi kılmadığı namazlardan bahsetti, biride hala yaşadığı halde nasıl anlarım kısmını atladı,  nerede sorusuna geçti ve bu soruya da mezarda cevabını verdi. Bu soruyu faklı bir yöntemle soran Profesör bakın ne cevap aldı;

Aşağıdaki gerçek hikâye Kellog Business School’da (NorthwesternÜniversitesi) İs İdaresi master öğrencileri ile Zaman Yönetimi dersi profesörü arasında geçer:

Profesör sınıfa girip karsısında duran dünyanın en seçilmiş örgencilerine kısa bir süre baktıktan sonra, “Bu gün Zaman Yönetimi konusunda deneyle karışık bir sınav yapacağız” dedi.

Kürsüye yürüdü, kürsünün altından kocaman bir kavanoz çıkarttı. Arkadan, kürsünün altından bir düzine yumruk büyüklüğünde tas aldı ve tasları büyük bir dikkatle kavanozun içine yerleştirmeye başladı. Kavanozun daha başka tas almayacağına emin olduktan sonra öğrencilerine döndü ve “Bu kavanoz doldu mu?” diye sordu. Öğrenciler hep bir ağızdan “Doldu” diye cevapladılar. Profesör “Öyle mi?” dedi ve kürsünün altına eğilerek bir kova mıcır çıkarttı.

Mıcırı kavanozun ağzından yavaş yavaş döktü. Sonra kavanozu sallayarak mıcırın tasların arasına yerleşmesini sağladı. Sonra öğrencilerine dönerek bir kez daha “Bu kavanoz doldu mu?” diye sordu. Bir öğrenci “Dolmadı herhâlde” diye cevap verdi. “Doğru” dedi profesör ve gene kürsünün altına eğilerek bir kova kum aldı ve yavaş yavaş tüm kum taneleri taslarla mıcırların arasına nüfuz edene kadar döktü. Gene öğrencilerine döndü ve “Bu kavanoz doldu mu?” diye sordu. Tüm sınıftakiler bir ağızdan “Hayır” diye bağırdılar. “Güzel” dedi profesör ve kürsünün altına eğilerek bir sürahi su aldı ve kavanoz ağzına kadar doluncaya dek suyu boşalttı. Sonra öğrencilerine dönerek “Bu deneyin amacı neydi” diye sordu. Uyanık bir öğrenci hemen “Zamanımız ne kadar dolu görünürse görünsün, daha ayırabileceğimiz zamanımız mutlaka vardır” diye atladı. “Hayır” dedi profesör, “bu deneyin esas anlatmak istediği "Eğer büyük tasları bastan yerleştirmezsen küçükler girdikten sonra büyükleri hiçbir zaman kavanozun içine koyamazsın" gerçeğidir”. Öğrenciler şaşkınlık içinde birbirlerine bakarken profesör devam etti: “Nedir hayatınızdaki büyük taslar? Çocuklarınız, esiniz, sevdikleriniz, arkadaşlarınız, eğitiminiz, hayalleriniz, sağlığınız, bir eser yaratmak, başkalarına faydalı olmak, onlara bir şey öğretmek!


Büyük taşlarınız belki bunlardan birisi, belki bir kaçı, belki hepsi. İyice düşünün ve sizin büyük taşlarınız hangileridir iyi karar verin. Bilin ki büyük taŞlarınızı kavanoza ilk olarak yerleştirmezseniz bir daha hiç bir zaman yerleştiremezsiniz. Çalışırsınız ama o saatten sonra attığınız her bir taş boşa gider kaybedersiniz. Doğru zamanda, doğru yerde olmamaktan konuşur her zaman hayat. Kaybetmek için zaman harcamayın.