KAPADOKYA KRALLIĞINDAN KAPADOKYA BÖLGESİNE

Doç. Dr. Faruk GÜÇLÜ

Kapadokya bölgesi olarak tanımlanan alan, sanılanın batıda Aksaray’dan başlayan Kapadokya; Nevşehir, Niğde, Kayseri ve Kırşehir illerinin bulunduğu bölgeye doğru yayılıyor. Bizim bildiğimiz hali ile daha turistik olan Gülşehir, Avanos, Uçhisar, Göreme, Ürgüp, Derinkuyu, Kaymaklı, Ihlara ve çevresine ise Kayalık Kapadokya ismi veriliyor. Kapadokya’da doğal ve kültürel varlık olarak öne çıkan Göreme bölgesi, 6 Aralık 1985 tarihinden bu yana UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer alıyor.

Bölgenin adı, aslında Kapadokya Krallığı’nın Katpatuka” adını verdiği bölgeden geliyor. Katpatuka, Pers dilinde Güzel Atlar Ülkesi anlamını taşıyor. Tarihçiler dünyanın en güzel atlarının bu bölgede yetiştiğine dair tespitler yapmışlardır.

Coğrafyacı Strabo, Roma İmparatoru Agustus döneminde yazılan ''Geographika'' (Coğrafya-Anadolu XII. XIII, XIV) adlı kitabında Kapadokya'nın sınırlarından da bahseder. Bu tarife göre Kapadokya, güneyde Toros Dağları, batıda Aksaray, doğuda Malatya ve kuzeyde Karadeniz' e kadar uzanmaktaydı. Günümüzde ise, Kapadokya olarak adlandırılan bölge, coğrafi oluşumlarının 250 km²' lik bir alanda yoğunlaşmış, başta Nevşehir olmak üzere Kırşehir, Niğde, Aksaray ve Kayseri illerine yayılmış bir bölgedir(Wikipedia).

Kapadokya'nın yazılı tarihi Hititlerle başlar. Pek çok kültüre, medeniyete beşiklik eden Kapadokya bölgesi, tarih boyunca ticaret kolonilerini barındıran ve ülkeler arasında ticari ve sosyal bir köprü kuran, İpek Yolu'nun da önemli kavşaklarından biridir.

MÖ 12. yüzyılda Hitit İmparatorluğu'nun çöküşüyle birlikte yoğun bir savaş ve çatışma dönemi başlar. Bu dönemde Asur ve Frigya etkileri taşıyan geç Hitit Kralları bölgeye egemen olur. Bu Krallıklar MÖ 6. yüzyıldaki Pers işgaline kadar sürer. MÖ 332 yılında Büyük İskender Persleri yenilgiye uğratır, ama Kapadokya'da büyük bir dirençle karşılaşır. Bu dönemde Kapadokya Krallığı kurulur. MÖ 3. yüzyıl sonlarına doğru Romalıların gücü bölgede hissedilmeye başlar. MÖ 1. yüzyıl ortalarında Kapadokya Kralları, Romalı generallerin gücüyle atanmakta ve tahttan indirilmektedir.

I. Ariarrathes M.Ö. 323 yılında Kapadokya Krallığı‘nı kurmuş bu surette egemen, Büyük Kapadokya Krallığı tarih sayfalarındaki yerini almış ve bölgenin tam içinde olan Ürgüp en parlak devirlerini yaşamıştır.

MS 3. Yüzyılda Kapadokya'ya Hristiyanlar gelir ve bölge onlar için bir eğitim ve düşünce merkezi olur. 303-308 yılları arasında Hristiyanlara uygulanan baskılar iyice artar. Fakat Kapadokya baskılardan korunmak ve Hristiyan öğretiyi yaymak için ideal bir yerdir. Derin vadiler ve volkanik yumuşak kayalardan oydukları sığınaklar Romalı askerlere karşı güvenli bir alan oluşturur.

Friglerden sonra Kapadokya bir müddet Medlerin eline geçmişse de M.Ö. VI. yüzyıl ortalarında Med İmparatorluğunun birden bire çökmesinden sonra M.Ö. 547 yılında Anadolu baştan başa Perslerin eline geçmiştir. Bölge, Perslerin ülkelerinde ‘’Khşatrapa’’ adı verilen ve eski Yunanlılarca ‘Satrapes’ denilen valiler tarafından eyalet usulü ile yönetiliyordu. Persler zamanında sayıları 20’den aşağıya düşmeyen satraplıklar vardı. Satraplar(Pers soyluları) büyük krallığa bağlıydılar. Vergilerini yıllık olarak at, altın ve gümüş talent olarak verirlerdi. Daskyleion Satraplığı içerisinde yer alan Kapadokya büyük krallığa yılda 360 gümüş Talent (o zaman uygulanan ölçü birimi) vergi vermekte idi.

Assurlu tacirler sayesinde Anadolu'da ilk defa yazı görülür. Kapadokya Tabletleri olarak adlandırılan Eski Assurca yazılmış çivi yazılı metinlerden, tacirlerin geliş yolları üzerindeki beylere % 10 yol vergisi verdikleri, borçlu olan halktan % 30 oranında faiz aldıkları, Anadolu krallarına sattıkları mal üzerinden % 5 vergi verdikleri anlaşılmaktadır.

Yine bu dönemlerde, Anadolu'nun Ermenistan'dan Kapadokya'ya kadar olan Hristiyan bölgelerine Arap akınları başlar. Bu akınlardan kaçarak bölgeye gelen insanlar bölgedeki kiliselerin tarzlarının değişmesine sebep olur. 11. ve 12. yüzyıllarda Kapadokya Selçukluların eline geçer. Bu ve bunu takip eden Osmanlı zamanlarında bölge sorunsuz bir dönem geçirir.

Kapadokya Krallığı geniş bir coğrafya bölgesine sahip iken bugünkü anlamda Kapadokya Nevşehir il ve ilçelerini merkez alan Kısmen Kayseri, Kırşehir ve Aksaray illerinden bazı bölgeleri kapsayan bir turistik bölge haline gelmiştir.

Kapadokya denilince akla öncelikle Göreme ve Peribacaları gelir. Kapadokya’nın merkezinin Nevşehir bölgesi olduğu da kuşkusuzdur. Kapadokya doğal güzellikleri yanı sıra Anadolu tarihinin kadim medeniyetler merkezidir. Ayrıca da dini bir merkezdir. Dünyanın en güzel coğrafyalarından biridir. Kapadokya bölgenin dünyaya yeterince tanıtılmadığı açıktır. Gelen turist sayısındaki yetersizlikler bunun en somut kanıtıdır.