KAPADOKYA ÜNİVERSİTESİ’NDEN BEKLENENLER

Doç. Dr. Faruk GÜÇLÜ

Taşra kentlerinde üniversite olması, o kenti kültürel olarak ,ekonomik olarak ve toplumsal olarak geliştirir. İlimizde bir devlet üniversitesi olan Hacı Bektaş-i Veli Üniversitesi ve bir de vakıf üniversitesi olan Kapadokya Üniversitesi bulunmaktadır.

Kapadokya Meslek Yüksekokulu değişen unvanı ile Kapadokya Üniversitesi, 16 Eylül 2005 tarihinde İlke Eğitim ve Sağlık Vakfı'na bağlı olarak Yükseköğretim Kurulu Kararı doğrultusunda belirlenmiş olan beş programla eğitim - öğretim faaliyetlerine başlamıştır. 

Kapadokya MYO, eğitim - öğretime 2005–2006 akademik yılında, Ürgüp ilçesinin Mustafapaşa Köyünde 5 program ve 68 öğrenciyle başlamıştır. Daha sonra Kapadokya Üniversitesi adını alan kurum ülkemizin köyde kurulan ilk üniversitesi konumundadır.

Üniversite Rektörü sayın Prof. Dr. Hasan Ali Karasar, genç dinamik ve çalışkan olmanın yanı sıra bilimselliği ön plana alan yaklaşımlar içindedir. Eski adı Sineson olan köyde kurulan üniversitesi aslında tarihi yapıları da devir alarak yok olmasını önlemiştir. Sineson Karamanlılar ve Anadolu Hıristiyanları açısından önemli bir merkezdir. Kuşkusuz Ürgüp Tekel Şarap Fabrikasının kapatılması bölge sanayisi ve üzümcülüğü açısından olumsuz bir durumdur. Ancak tarihi şarap mahzenleri ve tarihi fabrika binası da Kapadokya Üniversitesi’ne devredilerek yıkılmaktan kurtulmuştur.

Kapadokya Üniversitesi özel bir vakıf üniversitesidir. O nedenle bütçesi de sınırlıdır. Buna rağmen bünyesinde;

-Sineson Tarihi Araştırma Merkezi

-Ürgüp ve Çevresi Tarihi, Kültürü Araştırma Merkezi,

-Mübadele Araştırma Merkezi

-Tarihi Yapıları ve Yok Olmaya Yüz Tutmuş Kültürel Değerleri Koruma Merkezi

-Kapadokya Turizmini Geliştirme ve Araştırma Merkezi vb. gibi adlarla boşluğu hissedilen bilimsel araştırma merkezleri kurmalıdır. Kuşkusuz buna karar verecek Mütevelli Heyeti, Üniversite Senatosu ve sayın Rektördür. Bizimkisi sadece bir öneri.

Kapadokya Üniversitesi’nin bölge ile ilgili tüm yayınları ve görselleri toplayan bir kütüphanesi olmalıdır.

Ayrıca bölgenin tarihi, kültürü, turizmi, ekonomisi vb alanlardaki tüm yayınları üniversite yayını olarak yayınlamaya çalışmasında yarar olduğunu düşünüyorum.

Aslında tüm bunların kamusal kaynakları kullanan devlet üniversitelerinden beklenmesi gerekir. Son yıllarda kamu üniversiteleri ne yazık ki bilimsel özelliklerini korumakta zorlanır hale gelmişlerdir.

Kapadokya Üniversitesi’nin bu nedenle gelişmesi, büyümesi ve adını taşıdığı Kapadokya bölgesine yararlı olması temel dileğimdir.