KARISI İLE ANNESİ ARASINDA KALAN "MAĞDUR ERKEKLER"
Karısı ile annesi arasında kalan, bir yandan eşinin diğer yandan annesinin üzülmesini istemediği için durumu sürekli idare etmeye çalışan; bunu yaparken "aman sorun çıkmasın" kafasıyla elinden geldiğince eşini ya da annesini susturmaya çalışan ama ne yaparsa yapsın kimseyi memnun edemediği gibi arada kalıp yıpranan, boğulan erkekler.
Bizim toplumda erkekler aile içi sorunları hakkında konuşmayı pek sevmezler, çoğu zaman sorunları yok sayar, görmezden gelir ya da umursamazlar. Çünkü onların dünyası işleridir. İş hayatında bir sorun yaşanmış ise o çözülmelidir ancak aile içinde bir sıkıntı varsa o görmezden gelinir; gerek tartışma çıkmasın huzursuzluk olmasın adına gerekse önemsenmeyen bir konu olarak görülerek. İşte tam da bu noktada erkeklerin ört bas etmeye çalıştığı, onlara göre ufacık gibi görünen o sorunlar kadınların dünyasında çığ gibi büyüyerek dağ gibi olur. Ve sonra yıllar önceki konuları bile unutmayan "ısıtıp ısıtıp önümüze çıkan" bir kısır döngünün içinde buluruz kendimizi. Sonra da onların büyüttüğünü abarttığını iddia ederek kapatırız konuyu, ya da öyle zannederiz.
Karısını susturup alttan almasını sağlayan erkekler bir müddet durumu yönetebilirken belli bir süre sonra durum vahim bir hal alır. Kayınvalide gelin arasındaki sorunlar kendi aralarında konuşulmayip hep erkek eş üzerinden çözülmeye çalışıldığında en çok yiprananlardan biri de koca olur. Bu durumda baş edebilmek için erkekler genelde işlerine daha fazla vakit ayırır, işkolik bir hal alırlar. Ya da evdeki huzursuzluktan alkole, kahveye, dini sohbetlere veya başka bir kadına kaçarlar. Kaçtıkları şey her ne olursa olsun bu sadece kısa vadede durumu kurtarır. Kısa vadede durum kurtarilirken uzun vadede sorun çok daha kronikleşir ve kangrene döner.
Peki çözüm nedir?
1) Çözüm, arada kalmaktan çıkmaktır.
Erkeğin iki kadın arasında kalması ve durumu "İdare etmeye çalışan rolü" nden çıkması gerekir.
Bunun için gerekirse tartışma çıkmasını göze alabilmelidir. Risk alamayanlar hayatı da ilişkilerini de yönetemezler.
Erkekler! Aynı anda herkesi memnun edemezsiniz. Etmeye kalkarsanız hem kendinizi hem herkesi mutsuz edersiniz.
2) Kadınlar! Kayınvalide ile yaşadığınız sorunları eşinize aktarmayı bırakın.
"Bana bunu dedi, şöyle yaptı, niye böyle baktı?" gibi yaşadığınız her ne varsa kafanizda bunları demleyip kurgulamaktan vazgeçip; kayınvalide ile açık ve net olarak ve "biriktirmeden" konuşmayi deneyin.
Burada konuşmaktan maksat sonucun değişmesi ya da anlaşılmak değil sadece
"Kendini açıkça ifade etmek" olmalıdır.
Bunu yapamadığımız zaman kafamizin içinde
senaryolar dönmeye başlar ve artık kendi yarattığımız senaryolara inanmaya başlarız.
Daha kötüsü ne biliyor musunuz? Kayınvalideniz ölse bile onun size yaşattığı olumsuz duygularla yaşamak zorunda kalırsınız, hem de yıllarca.
* Eşlerinize annelik yapmayı bırakın. Kadın olmayı keşfedin. Bunu keşfetmek için eşlerinize karşı içinizdeki şehveti diri tutun.
3) Sevgili büyüklerimiz, Kayınvalidelerimiz!
* Küçüklere saygıyı gösterin ki onlar da size gösterebilsinler. Lütfen duracaginiz yeri bilin. Evlâd sizin olabilir ama gönlü, tercihleri ve hayatı sizin değildir!
* Oğullarınızi (ya da kizlarinizi) evlilik hayatlarında bırakın artık. Onların kendi hayatlarında var olmalarina; gerekirse acı çekmelerine, üzülmelerine izin verin.
Korumaya çalışmayın!
Bırakın kendileri olsunlar. Kendi hayatlarının sorumluluğunu alıp yönetmeyi öğrensinler. Bunu yapamayanlar eşleri ile bir sorun yaşadığında durumu yönetemeyip napıyor? Kavga esnasında direkt sizi arıyor gecenin bir yarısı "Gelin, biz kavga ettik". Sonra onların hayatında acil servis görevi yapmaya başlıyorsunuz.
* Ayrıca " Oğlumu benden aldılar, kopardılar " kafasından bi çıkın. Kimse kimseyi koparamaz ta ki o zaten içten bağlı olmasın. İnsanı içte tutan bir bağ yoksa kimse sizden kimseyi koparamaz.
Suçlamayı bırakın!
* Eşlerinizle kuramadiginiz duygusal yakınlığı oğullarınıza bağlanarak yüklemeyin. Onlar sizin her şeyiniz olamaz. Bunu yaptığınızda oğullarınıza asıl kötülüğü siz yapmış olursunuz. Hepimiz hayatta kendi anlamalarımiza hapisiz. Bu kafaları değistirmediğimiz, farklı tutumlar sergilemediğimiz sürece her şey aynı kalacak. Değişen biz olmazsak hiç kimse ve hiç bir şey değişmeyecek.
Artık bunun zamanı gelmedi mi?
Sevgiyle sağlıcakla kalın....
Psikolog Fatma Çakır Çalışkan
Pozitif Psikoterapist / Aile Danışmanı
Psikodrama Co Terapist/ Cinsel Terapi Uzmanı