Bugün 28 Nisan 2020, Osmanlı devletinin bundan tam 104 yıl önce İngiliz kuvvetleri ve müttefiklerine karşı kazandığı Kut-ül Amare zaferinin yıl dönümü..

İngiliz'in Tarih kitaplarımızdan sildirdiği
KUT BAYRAMI

104 yıl önce bugün;
“Allah’ın yardımıyla Kut'ül Amâre zapt edildi. 500 subay,13 bin İngiliz askeri esir alındığını arz ederim..." diyordu,
Zaferin şanlı komutanı
Kastamonulu HALİL KUT PAŞA
Ruhları şad,mekanları Cennet olsun

1952 yılına kadar Kut Bayramı olarak kutlanan Kut-ül Amare Muharebesi, 1. Dünya Savaşı'nın en önemli muharebelerinden biri olarak biliniyor.

Kut'ül Amare: İngiliz ordusunun tarihinde gördüğü en ağır yenilgi. Mağrur İngilizlerin Türk ordusu karşısında utanç günü. NATO'ya girdiğimiz yıla kadar tüm yurtta tıpkı 30 Ağustos gibi coşkuyla kutladığımız bu büyük bayram 'İngilizlere ayıp olmasın' gerekçesiyle adeta tarihten silinmek istendi.

Osmanlı Ordusu, Kut-ül Amare muharebesi ile Çanakkale'den sonra İngiliz birliklerine karşı ikinci büyük darbeyi vurmuştu. Ve bu zaferle 13 bin ingiliz askerlerinin tamamı esir alınmıştı. Dicle Nehri kıyısında Şattülarap kanalı ile birleşen Basra Körfezi'nin kuzeyi ile Bağdat'ın güneyinde bulunan bir kasaba olan Kut'ul Amare'de muharebede adını kasabadan almıştı.

Unutulan Zafer Kut’ül Amare
Ku’ül Amare; Birinci Dünya Savaş’ı tarihin gördüğü en kanlı savaşlardan biriydi. Osmanlı Devleti de bu savaşta birden fazla cephede savaşmaktaydı. Bu cephelerden biri de Irak cephesiydi. Irak cephesi, İngilizlerin petrol sahalarını ele geçirmek amacıyla 15 Ekim 1914’te Bahreyn’i ve 23 Kasım 1914’te Basra’yı işgali üzerine açılmıştır.

Kut’ül Amare’nin Unutturulması Çabaları
Kut’ül Amare Zaferi Osmanlı’nın Dünya Savaşı’nda elde ettiği en büyük destansı zaferlerden biriydi. Ancak ne yazık ki bu büyük zafer ne tarih kitaplarında yer almıştır ne de bayramı kutlanılmasına izin verilmiştir. Ortaya atılan iddialara göre bu zaferin, 1930 yıllarında İngilizler tarafından yasaklatıldığıydı. Diğer bir iddia ise 1950 yıllarında Türkiye’nin NATO üyesi olmasından sonra Kut’ül Amare Zaferi yasaklanmıştır. Ancak her ne sebepten olursa olsun, Osmanlı Devleti’nin bu son şanlı zaferi unutulmamaya ve kutlanmaya değerdir.

Kut’ül Amare, İngilizlerin unutmadığı ama bize yüz yıldır unutturulmaya çalışılan şanlı Türk zaferdir. Büyük Türk komutanı Halil Paşa daha sonra soyadı kanunu çıkınca bu zafere izafeten Kut soyadını almıştır. Bu vesileyle Halil Paşa’yı rahmetle anıyoruz. Ruhu şad olsun.

Kut’ül Amare’de İngilizler Teslim Oldu
29 Nisan günü iki İngiliz subayı Osmanlı mevziine gelerek generalleri Townshand’ın koşulsuz teslim olduğunu bildirdi. 29 Nisan 1916’da Binbaşı Nazmi Bey Komutanı’nın piyade alayı Kut’ül Amare’ye giren ilk Türk birliğiydi. Aynı gün içinde Hükumet Binasına Türk Bayrağı çekildi. Halil Paşa kılıcını uzatan General Towshand’a “Bunlar şimdiye kadar sizindi, bundan sonra da böyle olacak” dedi. O gün beş general olmak üzere, on üçü üst düzey subay, dört yüz seksen bir subay ve üç bin üç yüz dokuz İngiliz askeri esir alındı. Bu zafer İngilizlerin gördüğü en korkunç yenilgiydi.

Kut Bayramı İlan Edildi
Halil Paşa askerlerine yaptığı konuşmasında “Bugünü Kut Bayramı ilan ediyorum” demiştir. İstanbul’da da bayram havası sürüyordu. Bu zafer nedeniyle Halil Paşa birinci derece Osmanlı nişanı ile 43. Alay Sancağı’da altın ve gümüş madalyayla ödüllendirilmiştir.

Kut-ül Amare zaferi 103 yaşında! Kutlu olsun! 

Almanlardan Somme Cephesi'nde çarpıştıkları İngilizlere not: "Kut'ta Türkler 13.000 İngiliz'i esir aldı. Sıra sizde!" Yıl, 1916 

Şanlı mücadelelerle, destanlarla dolu tarihimizin unutulmaz sayfalarından biri olan Kut'ül Amare Zaferi'nin 103. yıl dönümünde, Kahraman Şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz.

KUTUL AMARE NEDİR?

  Tarih 29 Nisan 1916’dır. Unutulan bugün tıpkı Çanakkale gibi diline, ırkına, memleketine bakılmaksızın Müslüman Osmanlı Ordusunun Irak’ın Kut bölgesinde İngilizlere karşı kazandığı büyük bir zaferidir.

     Kut’ül Amare’de 13 bin 300 İngiliz askeri ile 13 general 481 subay esir alınıyor ve 40 bini aşkın İngiliz askeri öldürülüyordu. İngilizlerin müttefiki olan tüm ülkeler ve tabi İngilizler bu zafer karşısında şaşkınlık gösteriyordu 

      Büyük kuvvetlerle Çanakkale’ye saldıran İngilizler, aynı tarihlerde de diğer Osmanlı topraklarında adım adım ilerliyorlardı. Çanakkale yenilgisinden sonra ağırlıklı olarak Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Irak Cephelerine kuvvet kaydıran İngilizler bölgenin kalbi Bağdat’ı ele geçirmek istiyorlardı.

    General Tawshend komutasındaki birlikleri 24 Temmuz 1915 günü Bağdat’a doğru hücuma geçti. Bu ilerleyiş karşısında Irak Umum Kumandanı Nurettin Bey komutasındaki birlikler 28 Eylül 1915 tarihinde İngilizler karşısında Kut’ül Amare’den çekildi ve İngilizler burayı işgal etti.

22 Ekim günü ise İngiliz birlikleri Bağdat üzerine iki koldan yürümeye başladılar. Bu birlikler Selman Pakt’ta Nurettin Bey komutasındaki birlikler tarafından 22 Kasım günü durduruldu. İngilizler tekrar Kut’ül Amare’ye geri çekilmek zorunda kaldılar. 23 Kasım günü de Osmanlı birlikleri hücuma kalktı. Birçok yerde çok çetin çatışmalar oldu. Zaman zaman Müslüman birlikleri geri çekilse de Müslüman Osmanlı askerinin genel saldırısını İngiliz kuvvetleri durdurmadı.

5 Aralık günü Osmanlı birlikleri, Kut’ül Amare önlerine geldiler. Aralık ayı boyunca Kut’ül Amare’de sıkışan İngiliz birlikleriyle çok çetin çatışmalar oldu ve İngilizler kuşatıldı.

    Osmanlı ordusu Kut’ül Amare’de İngilizleri tam manasıyla kuşatmış ve bir çember içine almışlardı. Bunu yarmak için İngiliz birlikleri zaman zaman takviye aldıysa da başarılı olamadı. Mart ayına kadar süren bu kuşatma sırasında İngilizler içinde büyük kayıplar oluyordu. Nehirlerden yapılan cephane ve yiyecek yardımı yeterli olmuyordu. Bu yarma sırasında Sabis bölgesinde Ali İhsan Bey komutasındaki birliklerle de başarılı çarpışmalar oluyordu. Sabis Meydan Muharebesi olarak da tarihe geçen bu çatışmalarda Müslüman Osmanlı Askeri büyük başarılar elde ediyordu.

  10 Mart 1916 günü zor durumda bulunan İngiliz birliklerine, Halil Paşa, tarafından teslim olma önerisi verildi. İngilizler buna olumlu cevap vermedi. İngilizler 6 Nisan günü büyük bir saldırıya geçerek yarma harekâtına giriştiler, ancak başarılı olamadılar ve çok büyük kayıplar verdiler.

   9 Nisan günü İngiliz Generali Tawshend’e, Kut’ül Amare Kahramanı Halil Paşa’nın "teslim ol" çağrısı gitti. General buna, "Türkler, muharebe sahasında daima iyi asker ve necip insandırlar; fakat ben henüz teslim olmayı düşünmüyorum" cevabını verdi.

   22 Nisan günü İngiliz birlikleri General Tawshend komutasında 5 bin kişilik bir birlikle hücuma geçtiler. Bundan da sonuç alamadılar. 3 bin ölü vererek geri çekildiler. Arada Hali Paşa’ya rüşvet teklif ederek kuşatmanın kaldırılmasını istediler.

Hali Paşa da bu tarihî teklife şu anlamlı cevabı verdi: "Baltacı devirleri geride kaldı!"

   29 Nisan günü İngilizler, Osmanlı ordusuna teslim oldular. Bu tarihi zafer üzerine Altıncı Ordu Komutanı Mirliva Halil Paşa, ordusuna şu mesajı çekiyordu:

"Bugüne ‘Kut Bayramı’ namını veriyorum."

Bu zafer Avrupa’yı tam manasıyla şok etti. Bütün gazeteler Osmanlının zaferini yazmak zorunda kalırken, İngilizler için de "Çanakkale’den sonra en büyük hezimete uğradı" değerlendirmesini yaptılar.

   Bir süre sonra buradaki Osmanlı birlikleri, Almanya’nın etkisiyle, İran cephesine gönderildi ve zayıf kalan bu cepheye İngilizler 1917 yılı başında büyük kuvvetler yığarak bekledikleri güce ulaştı ve 11 Mart 1917’de Bağdat’ı geri aldılar. Daha sonra da Musul’a doğru ilerlediler. Petrol yatakları Musul’u, Müslüman Osmanlının direnişi karşısında alamadılar.

Ancak bu zaferlerin bu direnişlerin seyri Mondros Mütarekesi’yle değişti. Mondros Mütarekesi’nden üç gün sonra Irak ve İran Cephelerinde savunulan Müslüman toprakları işgal edildiler.

   Kut’ül Amare ve çevresindeki bölgelerde görev yapan ve adlarını iki büyük zafere attıran Ali İhsan ve Halil Paşalar yıllar sonra soy ismi olarak bu bölgenin isimlerini aldılar. Sabis ve Kut.
Kut’ül Amare’de Osmanlı ordusu bizim bugün bu topraklarda bir Müslüman olarak yaşamamız için 25 bin şehit  verdi.

Halil paşa kut zaferi üzerine 29 Nisan 1916 tarihli günlük ordu emrinde şu tarihi notları düşüyordu:

“ORDUMA

Aslanlar!
- Bugün Türker’e şeref ü şan, İngilizlere kara meydan olan şu kızgın toprağın müşemmes semasında şühedamızın ruhları şadü handan pervaz ederken, ben de hepinizin pak alınlarından öperek cümlenizi tebrik ediyorum.

- Bize iki yüz seneden beri tarihimizde okunmayan bir vakayı kaydettiren Cenab-ı Allah’a hamdü şükür eylerim. Allah’ın azametine bakınız ki, bin beşyüz senelik İngiliz Devleti’nin tarihine bu vakayı ilk defa yazdıran Türk süngüsü oldu. İki senedir devam eden Cihan harbi böyle parlak bir vaka daha göstermemiştir.


- İşte Türk sebatının İngiliz inadını kırdığı birinci vakayı Çanakkale’de, ikinci vakayı burada görüyoruz.

- Bugüne KUT BAYRAM I namını veriyorum. Ordumun her ferdi, her sene bu günü tesit ederken şehitlerimize Yasinler, Tebarekeler, Fatihalar okusunlar. Şühedamız, hayatı ulviyatta, semevatta kızıl kanlarla uçuşurken, gazilerimiz de gelecekteki zaferlerimize gözcü olsunlar.”

Mirliva Halil
Altıncı Ordu Komutanı 
29 / Nisan / 1916- Bağdat

Onları rahmet ve minnetle anıyoruz.​

Kaynak:

Begüm PAZVANT “Unutturulan Zafer: Kutu’l Amare”, Trakya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğrenci Dergisi, Mayıs 2015, Sayı 9. Sayfa 13-14

Fotoğraf: Kut’ül Amare Osmanlı Askerleri & Süleyman Askeri Bey / Harp Mecmuası Yıl 1 Sayı 9