NE ANLARIM
Çok yakın bir tarihte Abdurrahim Karakoç un şiir kitabını almak üzere kitapçıları araştırdım, nihayetinde birinde 5 birinde 1 tane olmak üzere iki yerde bulabildim. İkinci kitapçıya varıp Abdurrahim Karakoçun şiir kitabını sorduğumda, olması lazım sizi biraz bekleteceğim dedi. Bir müddet sonra elinde bir şiir kitabı ile geldi şanslısınız bir tane varmış dedi.
Bu esnada sohbete bir beyefendi eşlik etti biliyor musunuz elinizdeki kitap en az yirmi yıllık, sonradan öğrendim işyeri sahibiymiş. Gerçekten şiir kitabının basım tarihini kontrol ettiğimdesaman kağıt olmak üzere Aralık 2000 yılı yazıyordu.
Sonra işyeri sahibi devam etti en az yirmi yıldır bu kitap benim rafımda bekliyor, kim ne bilsin Abdulrrahim Karakoçu, sanattan şiirden haberimiz mi var. İşyerinde yaşı ilerlemiş hanımefendi bir müşteri de sohbete dahil oldu. Doğrusunuz benim soyadım Çavuşoğlu okumuyoruz dinlemiyoruz bir ömrü içi boş bir ruhla tamamlıyoruz. Çavuşoğlu deyince benim aklıma Nevşehir de hep eğitimciler gelir, tespitimde doğruymuş. Hanımefendi ailesinin kısa tanıtımından sonra birçok ismin farklı vezinde şiir yazdığından bahsetti. Sözü işyeri sahibi almıştı inanın ben liseyi hiç kitap okumadan hiç ders çalışmadan bitirdim. Sanattan şiirden anlayabilir miyim. Söze devam etti 21 yaşındayken bir kaza geçirdim sağlığıma kavuştuktan sonra içimi bir korku sardı ve namaz kılmaya başladım inanın düzgün bir surede bilmiyorum ama namaz kılıyorum, cami içerisinde bana yakınlık gösterenler oldu sonradan bunu da öğrendim ki farklı tarikatlardan insanlar. İşte o zaman anladım okumanın öğrenmenin değerini. İş yeri sahibi heyecanlanmış; biliyor musunuz burada Sadi Teltik diye biri var emekli eğitimci şiir yazar bazı eserleri bestelenmiştir. Kıymetini bilen var mı? kim bu adam yok abi, abla biz hiçiz hiç okumuyor hiç dinlemiyor hiç öğrenmiyoruz. Adama hangi konu söylersen onunla ilgili sana şiir yazıyor. Sohbet biraz devem ettikten sonra işyeri sahibine şiir kitabının ücretini ödeyim dedim ve oradan ayrıldım.
Caddede yürürken poşetten çıkarttığım şiir kitabına bir göz attım gerçekten saman kağıt baskılı olmasına rağmen yaprakların uçları rafta beklemekten saman renginden artık kahverengi bir renge bürünmüş, yirmi yıl beklemiş biri beni alsın okusun diye. Bende dahil olmak üzere okumuyoruz araştırmıyoruz, öğrenmiyoruz, güzelim Türkçemizde kelime hazinemiz daralıyor da daralıyor belki günlük hayatımızda kullandığımız kelime yüzü geçmiyor. Bunlarla sohbet ediyor varsa bildiklerimizi bu sınırlı kelimeler ile anlatmaya çalışıyoruz. Halbuki bu necip millet nice isimleri ni eserlerini bilmediğimiz yazar, şair çıkarmış bünyesinden. Bunlardan biride Abdurrahim Karakoçun birçok şiiri var konusu insan, sevgi, dostluk, tarih, siyaset, coğrafya böyle uzayıp giden. Hani derler ya bir derya deniz işte öyle birisi şairimiz. Allah rahmet etsin, rıza göstersin. Sözlerime yöremizin de içinde geçtiği bir şiiri ile sonlandırayım.
İhsan BİÇKİN
18.08.2021
GÜCENME BANA
Avcı mısın, nesin? Sen iz ararsın Cüzdanında Dinar. Sırtında Ağrı
Gider Denizli de deniz ararsın Gidişin Yomra dan Dörtyol a doğru
Bulamazsın desem, kalbin kırılır. Bilemezsin desem, kalbin kırılır.
Gülşehir neresi? Gülnar neresi? Mut ta mutsuzluğa düşüp ağlama
Mekanın Of ile Çıldır arası İşte divan sazı, işte bağlama
Gülemezsin desem, kalbin kırılır. Çalamazsın desem, kalbin kırılır.
İpsala da sorsak, derler Haa… burda
Kısmet seni bekler Sarp ta, Habur da
Gelemezsin desem, kalbin kırılır.