Nevşehir ilinin kurucusu Damat İbrahim Paşa, memleketi Muşkara'nın  şehirleşmesi ve buna müteakip büyümesi için başlattığı imar hareketleri için verdiği büyük mücadele ve çabası sonrası, padişahtan aldığı izinle çıkarttığı Fermanla çalışmalarına başlamıştır.

Yaptıracağı eser ve tasarladığı işleri gerçekleştirmek için,zamanın mimarbaşı Mehmet Ağa yı memur ederek evvelemirde kendisinin Eskişehir ve Gekboza ya   gitmesini burada yapılmış camiyi ve diğer eserleri tetkik ederek resimlerinin kopya edilmesini,İstanbul da ki camilerle de mukayese edilerek bunların meczile Muşkara da yapılacak eserlerin zarif ve üsluplu bir şekilde olmasını ve hemen Muşkara ya giderek işe başlamasını emretti.Bu husustaki hüküm Muşkara kadısına ve mimar başıya yazıldı.

İbrahim Paşa inşaat için hükümler yazdırdığı gibi,yapılacak cami,medrese,kütüphane,imaret ve okullar için emlak tedarikini ihmal etmiyor,Kayseri,Kırşehir ve Konya da müteaddit han ve dükkanlar satın alınarak bu eserlere gelir teminine çalışıyordu.Diğer taraftan inşaat için arabacı ve taşçılarda Niğde,Kayseri,Aksaray ve Sivas’tan getiriliyordu.İnşaata özellikle son derece tasarruf edilmesi,fuzuli masraf yapılmaması,çok işçi yerine az ve iyi  çalışan işçilerin tercih edilmesi, taş ve kirecin çok ucuza mal edilmesi,kesin olarak ifade edilmekte idi. İnşaata başlanıldı. İnşaat çok hızlı bir tempoyla ilerliyordu. İnşaata evvela Osman Ağa, bunun ölümüyle Mustafa Ağa nezaret ediyordu.

İnşaatı bizzat mahallinde tetkik etmek isteyen İbrahim Paşa, bir gün bir işçinin bir tanesinin taşı yerinden alıp inşaata getirdiğini, inşaattan yine taşı yerine götürdüğünü görünce,nedenini anlamak için işçiyi yanına çağırır,işçi korka korka paşanın yanına gelir,paşa kendisine sorar:

–    Sabahtan beri aynı taşı yerinden alıp camiye,camiden alıp yerine götürüyorsun,nedir bu hal,anlamak isterim?…der.

İşçi ezile büzüle gerçeği söylemeden yapamadı:

–    Kusurumu bağışla paşam, ben gariban bir kişiyim, gece şeytan beni yanıltmış, havalar çok soğuk, çalışmasam ekmek parasını bulamayacağım, çalışsam acaba günahmı olur diye bir türlü taşı yerine koyamadım. Onun için inşaata götürüyor,  Allah'tan korkarak geri getiriyorum, cevabını verir.

Paşa uzun ve gür sakalını sıvazlayarak düşündü ve kendi kendine:

– Demek ki camiden önce hamamı yaptırmam lazımmış, der ve caminin yanı başında birde hamam inşaatına başlanmasını emreder. Başlanan inşaatlar hızla devam ederken, İbrahim Paşa, şairlerimize her biri için ayrı ayrı kitabeler yazdırarak mermer üzerine talik ettiriyordu. (Zamanın en büyük şairi Nedim den Asıma, Seyyidi Vehbi’den Dürrü Efendiye kadar büyük şairlerin eserleri Nevşehir deki eserlerle birlikte süslenmiş hoş bir temaşa ile tarih sayfalarına geçmiştir.


Damat İbrahim Paşa tarafından 1726-1727 yıllarında yaptırılan külliye; cami, medrese, imaret, sibyan mektebi, hamam, kervansaray ve çeşmelerden ibarettir.






Kaynak:D.İbrahim Paşa ve Nevşehir - Fahri Çerçi