Nevşehir Valiliğinin öncülüğünde bölgemizin jeolojik zenginliğin geleceğe taşınması, turizmin geliştirilmesi ve yörede sürdürülebilir sosyo-ekonomik kültürel kalkınmanın amaçlandığı 'Kapadokya Jeopark' çalışmaları sürüyor.

Nevşehir’in başta Gülşehir ve Ürgüp ilçelerinde 2014 Yılında gerçekleştirilen TOKİ çalışmaları sırasında çok sayıda fosillerin ortaya çıkması üzerine Kapadokya bölgesine Jeopark kurulması fikri için başlatılan çalışmaların sonuna gelindi ve Kapadokya Jeoparkı Kurulması kararı alındı.

Nevşehir Valiliği öncülüğünde, KAP HİB, belediye başkanları, jeoparklar ve yer bilimcileri alanında uzman bilim insanları ile yerel paydaşlar arasında gerçekleştirilen toplantıların akabinde Kapadokya'da jeopark kurulması kararı alınmıştır.

Jeoparklar yerin jeolojik geçmişinin kanıtı olan eğitim bilim turizm manzara ve peyzaj açısından öneme sahip jeolojik jeomorfolojik değerler ile diğer doğal kültürel değerlerin bir arada bulunduğu sürdürülebilir kalkınma alanları olarak tanımlanmaktadır.

Jeoparklar da sahada bulunan jeolojik ve jeomorfolojik değerlerin korunup turizme kazandırılacak yöre halkının gelir elde etmesi ve aynı zamanda yöre halkının da sahip oldukları doğal güzelliklere ilişkin farkındalık sağlanarak doğa koruma bilincinin geliştirilmesi hedeflenmektedir.

Jeoparklar bulunduğu alanda gerekli koşulları yerine getirmeleri durumunda UNESCO tarafından verilen uluslararası geçerliliği olan bir kalite sertifikasına sahip olurlar söz konusu UNESCO etiketi ilgili alanın farkın uluslararası tescili anlamını taşımaktadır.

2014 Yılında yapılan kazılarda 9 milyon yıl öncesine dayanan pek çok hayvan fosili bulunan ve Türkiye’nin önemli jeosit alanlarında biri olarak gösterilen Nevşehir Kapadokya bölgesinde, üç toynaklı at, gergedan, zürafa, fil ve öküzgillere rastlanmıştı.

Kapadokya Dünya'nın Sayılı Jeoparklarından Biri Olmaya Aday...

Kapadokya sahip olduğu jeolojik ve jeomorfolojik özellikleri nedeniyle yeryüzünün nadide alanlarından biri olarak değerlendirilmektedir.Bilim insanları burada yer alan, volkan konileri, lav akıntıları, volkanlardan çıkan küllerin üst üste yığılması ile oluşan kayaçlar, bu kayaçlar üzerinde oluşan peri bacaları ile yine bu kayalar içerisine oyularak yapılmış yeraltı şehirleri, Kızılırmak nehri taraçaları, fosil yatakları gibi doğal değerlerin jeolojik miras özelliği taşıdığını, insanlığın ortak mirası karakterindeki bu alanların korunup gelecek kuşaklara bırakılması gerektiğini belirtmektedirler.Bu kapsamda ülkemizin en önemli turizm merkezlerinden biri olan Kapadokya’da jeopark kuruluyor.

Jeoparklar, yerin jeolojik geçmişinin kanıtı olan, eğitim, bilim, turizm, manzara ve peyzaj açısından öneme sahip jeolojik jeomorfolojik değerler ile diğer doğal kültürel değerlerin bir arada bulunduğu sürdürülebilir kalkınma alanları olarak tanımlanmaktadır.  Jeoparklarda sahada bulunan jeolojik ve jeomorfolojik değerlerin korunup turizme kazandırılarak yöre halkının gelir elde etmesi ve aynı zamanda yöre halkında sahip oldukları doğal güzelliklere ilişkin farkındalık sağlanarak doğa koruma bilincinin geliştirilmesi hedeflenmektedir. Jeoparklar bulundukları alanda gerekli koşulları yerine getirmeleri durumunda UNESCO tarafından verilen uluslararası geçerliliği olan bir kalite sertifikasına sahip olurlar. Söz konusu UNESCO etiketi ilgili alanın (jeoparkın) uluslararası tescili anlamını taşımaktadır. Bu nedenle UNESCO etiketine bütün dünyada çok büyük önem atıf edilmektedir.

Son 10-15 yıl içerisinde Kapadokya Yöresinde jeopark kurulmasına ilişkin birtakım fikirler zaman zaman gündeme gelse de bu anlamda ilk ciddi girişim, ilk olarak 2020 yılının Ağustos ayında Nevşehir Valiliği öncülüğünde başlatılmış KAP-HİB Birlik Başkanı ve Nevşehir Valisi Sayın İnci SEZER BECEL ve Birlik Encümen üyeleri, Belediye Başkanları, Jeoparklar ve yerbilimleri alanında uzman bilim insanları ileyerel paydaşlar arasında gerçekleştirilen toplantıların akabinde Kapadokya’da Jeopark kurulması kararı alınmıştır.

Yörede UNESCO etiketinin alınması için gerekli hazırlıklar emin adımlarla ilerlemektedir. Bu noktada bilim insanları, üniversiteler,  resmi kuruluşlar,   yerel paydaşlar ile yoğun bir şekilde işbirliği içerisinde çalışmalarını sürdürmektedirler. Kapadokya Jeoparkı’nın kurulma sürecinde Türkiye’nin UNESCO etiketli ilk ve tek jeoparkı olan Kula-Salihli UNESCO Global Jeoparkı’ndan da bilimsel ve teknik konularda destek alınmaktadır.

Kapadokya Jeoparkı’nın kurulması ile Nevşehir Yöresi’nde turizme kaynaklık eden doğal değerlerimizin (jeolojik mirasımızın) korunup gelecek kuşaklara aktarılması, turizmin daha da gelişmesi ve çeşitlenmesi, konaklama sürelerinin uzaması, yöredejeoturizmin ve kırsal turizmin geliştirilmesi, yöreye ekonomik- kültürel seviyesi yüksek turistin getirilmesi, yörede sürdürülebilir sosyo-ekonomik kültürel kalkınmasının sağlanması hedeflenmektedir.

Jeopark ve jeoturizm nedir?

Jeopark, yer mirası özelliği taşıyan, jeolojik, jeomorfolojik veya paleontolojik değerlerinden ötürü bilimsel, estetik veya eğitsel nitelikleri açısından yerel, ulusal ve/veya uluslararası öneme sahip, yönetimi planlanmış doğa koruma alanlarını ifade ediyor. Yeni bir turizm kavramı olan jeoturizm ise “doğal ortamlara, jeolojik ve jeomorfolojik oluşumları görüp tanımak için yapılan yolculuklar” olarak tanımlanıyor. Doğa korumacılığı açısından önerilen turizm çeşitlerinden olan jeoturizm, sürdürülebilir yerel kalkınma için de önemli bir kaynak oluşturuyor.   

Türkiye’de henüz iki jeopark bulunuyor. Bunlardan biri, Manisa’da Kula ve Salihli sınırlarında 300 km² büyüklüğündeki bir alanda 2013 yılında kurulan ve UNESCO tarafından sertifikalandırılan “Kula Jeoparkı”. Diğeri ise, Ankara’da Kızılcahamam ile Çamlıdere sınırlarındaki 2000 km² alanda 2000 yılında kurulmuş olan “Kızılcahamam-Çamlıdere Jeoparkı”.

Ankara Üniversitesi önderliğinde kurulan Jeolojik Mirası Koruma Derneği’nin (JEMİRKO) Türkiye’de kurulmasını önerdiği diğer jeoparklar şunlar:

1) Kapadokya Jeoparkı

2) Tuz Gölü Jeoparkı

3) Karapınar Jeoparkı

4) Mut Jeoparkı

5) Narman Mutluluk Vadisi Jeoparkı

6) Pamukkale Traverten Jeoparkı

7) Van Gölü-Nemrut Jeoparkı