Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mazhar Bağlı, Prof. Dr. Kerem Alkin, Nuh Albayrak, Özlem Albayrak, Yakup Köse ve İsmail Öz, Tv 24 kanalında Ardan Zentürk’ün sunuculuğunu yaptığı ‘Farklı Görüş’ programının canlı yayın konuğu oldu. Rektör Bağlı ve katılımcılar “28 Şubat ve Türkiye’nin Darbeler Tarihi” başlığı adı altında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.  
Rektör Bağlı: Katliamlar Bir Maskedir
26 Şubat 1992’de Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinde Ermenilerin çocuk, kadın fark etmeden gerçekleştirdiği katliama değinen Rektör Prof. Dr. Mazhar Bağlı, “ Bu benzeri bir takım dünyada olmuş mevzuların, bizim gibi Azerbaycan gibi ülkeler için kritik bir konu. Bir ülkenin milli şuurunun oluşmasında kendi tarihinde yaşamış acıları da, başarıları da unutmamaları gerekiyor. Bizler her harikuladede Azerilerin yanındayız. Aynı zamanda Azerilerin, bu mevzuyu unutmamaları gerektiğinin vurgulanması da oldukça önemli. Gerek 15 Temmuz ve Türkiye’deki diğer darbeler, gerekse başka ülkelerdeki katliamlar bir maskedir” dedi.
Bağlı: 28 Şubat’ın İdeolojisi de Gülendir
Rektör Bağlı, “Genelde siyasal, toplumsal, ekonomik bir kriz varsa, kutuplaşma varsa darbeler gerçekleşiyor. Ama 28 Şubat sürecine baktığımızda tam tersine, bütün bu krizlerin çözülmesiyle bir mekanizmanın sistematik olarak Türkiye’de hâkim olmaya başlama potansiyeli taşıdığından dolayı bunu durduralım diye yapılmıştır. Türkiye’nin ekonomik, siyasal ve kültürel olarak şehirleşmesi, zenginleşmesi ve kentleşmesi sürecinde çok ciddi bir dinamik oluşturan milli görüş geleneğinin önü kesilmiştir. Bizim ülkemizde toplumsal değişim hep demokrasinden, kalkınmadan ve adaletten yana olmuştur. Darbelerin tamamı da bunları durdurmaya yöneliktir. 28 Şubat’ın üniversiteler kısmında ise,  öğretim üyelerine yönelik çok özel operasyonlar yapıldı. Kritik üniversitelerin rektörleri değiştirildi. O rektörlerin değiştirilmesiyle Anadolu aydınlanması dediğimiz, Anadolu’daki çocukların üniversitede, akademide yer edinmesiyle ilgili çalışmalara büyük bir bariyer oluşturuldu.
Diğer darbelerde olduğu gibi dış etkileri ve Gülen etkisini unutmamak lazım. Ben bunu geçmişte bir gazetede de tam sayfa olarak yazarak belirtmiştim. 28 Şubat’ın ideolojisi de Gülendir ve ben halen o iddiadayım. Ben o dönem ODTÜ’de araştırma görevlileri için düzenlenen bir özel kursa katıldığımda, bizimle birlikte gelen bir Gülen çetesi mensubu da vardı. Bir gün bu kişi geldi ve parmak sallayarak “Görecek o, görecek” diyordu. Kendisine kimden bahsettiğini sorduğumda "Erbakan’dan” bahsettiğini söyledi. “Neyi göreceğini” sorduğumda ise “Erbakan’ın nasıl devrileceğini göreceğini” söyledi. Daha sonra yapılan bütün uygulamalarda, bu başörtüsü fetvası da dahil olmak üzere bunları gördük.
Bu yapının 40 yıla yakındır ciddi anlamda sızma hareketi, bir kadro hareketi olarak devletin temel yapısını ve toplumun esas dokusunu ciddi anlamda zedelediği açık bir şekilde görülüyor. Bununla mücadele etmede cezai yaptırımları ağırlaştırılmış bir şekilde verilmeli. Hiçbir kimse bunu hiçbir şekilde vicdan sızlaması konusuna getirmemeli. Hukukun cezai yaptırımlar uygulamasında esas mantığı bir kişinin kafasını kırmak değil, kamu vicdanını rahatlamak ve bir daha kimsenin bu tür suçlara tenezzüh etmemesi içindir” diye konuştu.