Türk milleti tarih boyunca hainlikleri alt etmeyi, üstesinden gelmeyi başarmış aynı zamanda var olmanın bedelini her daim ödemiştir. Üzerinde yaşadığımız bu zorlu coğrafyada yaşamanın bir bedeli olacaktır, nitekim bu zamana kadar da olmuştur. Türk milletinin hedefte olması, kutlu varlığı üzerinde oyunlar oynanması tesadüfi değildir. Böylesi bir husumet ve hıyanet kuşatması yeni de değildir. Aklımızı başımıza almazsak, milli birlik ruhunu kaybedip birbirimize düşersek, bizi bu vatandan söküp atacaklar, ya da burada bizi gömecekler.
Tarih sayfalarını karıştırdığımızda son dönemde yaşadığımız hainliklerin bu denli içimizden ve dışımızdan bizden olanlar tarafından yapıldığı görülmemiştir. Çanakkale’de, Sakarya’da, Sarıkamış’ta, Yemen’de yarım bırakmak zorunda kaldıkları zulmü hainler tamamlamak istemişlerdir. Milli Mücadele esnasında kovalanan Türk düşmanları, aradan geçen yıllara rağmen zaman zaman bellerini doğrultup besledikleri teröristlerle Türkiye’yi önce teslim, daha sonra da tepeden tırnağa tasfiye etmeye kalkışmışlardır.
Yaşadıklarımızdan ders çıkarmaz, ısrarla kutuplaşma, kısır çekişme devam ederse, DEVLET ve MİLLET bekası yeni hainliklerle parçalama çabası dün olduğu gibi denenecektir.
Düşmanın ve zalimin belli olmasına rağmen niçin birlikte hareket edemiyoruz?
Neden; Devletimizin, Milletimizin, Hakkın, Doğrunun etrafında toplanamıyoruz?
Ayrı düşüren ve aramıza giren nedir?
Hainlik; kişisel çıkarları için, DEVLETİN ve MİLLETİN bekasını tehlikeye düşürmektir. Başka isimler koyarak kafa karıştırmaya gerek yoktur. Ve bugün, asırlardır devam eden Anadolu’nun istila komplosunun bu çağdaki adıdır. Son dönemlerde yapılan hainlik; Müslüman Türk milletine düşman olan lanetli çevrelerin, küresel ölüm makinesini içimizde ve bölgemizde devamlı çalıştıran haçlı zihniyetinin su katılmamış bir barbarlığıdır.
Biz titreyip kendimize gelmezsek, MİLLİ ŞUUR ve AKILDA buluşamazsak, bu barbarlık son bulmayacaktır.
Millet ve Devlet olarak; iç barış ve huzuru birlikte temin etmezsek, mazlum ve mahzunların SON SANCAĞI ve KALESİ yeni saldırılarla karşı karşıya kalacaktır.
Onun için hainleri; üzerimize salan, milli bünyemize ve devletimize saldırtan şarlatanlar, soysuzlar ve insanlık katilleri; sadece bir partiye, sadece bir şahsa, sadece bir düşünceye değil; BÜYÜK TÜRK MİLLETİNİ ve DEVLETİNİ hedef seçmişlerdir.
Bunu görmemiz ve bilmemiz gerekir.
Küresel ve bölgesel stratejik denklemleri aleyhimize kurmak için harıl harıl faaliyette bulunanlar, Türkiye’ye pranga vurmak için içerde ve dışarıda pür dikkat beklemektedirler.
İslamiyet’in kılıcı Türklerin Anadolu’dan çıkarılması için var güçleri ile çalışmaktadırlar.
Tehlikeleri kaynağında okuyup, oyunu odağında bozmak milli namusun bizlere yüklediği tarihi bir görevdir.
Çünkü; ne gideceğimiz bir toprak, nede altında toplanacağımız başka bir bayrağımız yoktur.
Ne yapacaksak burada, Türk milletinin son yurdunda, birlikte yapacağız, birlikte başaracağız.
Türk DEVLETİ ve MİLLETİNİN omurgası; KUR’AN, RASULULLAH ve MİLLİ KİMLİKTİR
Saygılarımla  
Doç. Dr. Özden TAŞĞIN