Yerel

Nevşehir'in adını sancaktan alan Alemli köyünü tanıyalım

Alemli, Nevşehir ilinin Gülşehir ilçesine bağlı bir köydür. Köy 1927 yılından beri aynı adı taşımaktadır. 

Köy; Nevşehir il merkezine 33 km, Gülşehir ilçe merkezine 17 km uzaklıktadır. Köyün iklimi, şiddetli Karasal iklim etki alanı içerisindedir. Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. 

Köyde, ilköğretim okulu var, taşımalı eğitim yapılıyor. Köyde 1 camii, 1 muhatarlık binası vardır. PTT şubesi ve acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır. Pazar yeri kurulmuyor, köy güneş enerjisi kullanıyor.

Alemli köyünde yaşayan çiftçi Nevzat Soysaldı, 2019 yılında kendisine ait tarlayı traktörle sürerken 2 bin 200 yıllık olduğu tahmin edilen Roma dönemine mermer lahit bulmuştur(15.05.2019 Milliyet Gazetesi). Bu lahit bölge de bulunan ikinci mermer lahittir.

 

Öte yandan Nevşehir’in Gülşehir ilçesine bağlı kültür ve tarih beşiği Alemli Köyü’nün tarihte 4 farklı şehre bağlı olduğu belirtildi.

Yayımlanan resmi belgeye göre halen Gülşehir ilçesine bağlı Alemli köyü 1931 ve 1937 olmak üzere iki defa nahiye haline getirilmiş. Yine tarihi sürecinde Gülşehir ve Avanos olmak üzere iki ilçeye bağlanan Gülşehir ilçesinin Alemli köyü, Nevşehir’e bağlı hale gelinceye kadar Aksaray,Niğde ve Kırşehir illerine bağlı köy yerleşimi olmuş.

Kitapta geçen bir olaydan, olaydan ziyade bir milletin amblemi özelliğini taşıyan sancağından, bayrağından, tarihi deyimiyle de “Alâmet-i Farikasından” bahsetmek istiyorum. İsmini bu tarihi belgeden aldığı düşünülen Gülşehir’in Alemli köyü bütün Nevşehirlilerce malumdur. Köy ismini sancaktan (Alem)’den almıştır. Bahsi geçen Alem, Oğuz Bey’in tamir ettirmek üzere aldığı zamana kadar köy muhtarlığında muhafaza ediliyordu. 

Nevşehir'in Gülşehir ilçesine bağlı Alemli köyü muhtarlığında muhafaza edilerek günümüze kadar gelmeyi başaran ve yaklaşık 600 yıl öncesine ait tarihi Osmanlı sancağının bakım ve onarımı tamamlanarak Nevşehir Müze Müdürlüğü envanterine kaydedilmek ve sergilenmek üzere Valimiz İnci Sezer Becel’e teslim edildi.
 

Alem’in, Hikayesi ;

Oğuz Bey, kitabında Karamanoğullarıyla ilgili kısa da olsa verdiği tarihi bilginin akabinde Beyliğin yeni koltuk varislerinden Saltuk Bey çok güvendiği Ürgüp’lü demir ustasının oğlu asker Ali’yi huzuruna çağırıp, kalp rahatsızlığını dile getirerek; “(Ali oğlum), ne olur ne olmaz bana bir şey olursa şu sancak sana emanet.

Anladın mı?” Bu durum karşısında şaşıran asker Ali; (içinden) “Ne yani! (Ali) koskoca beyliğin sancaktarı mı olacaktı?” Şaşkınlığını bir tarafa bırakıp kendini toparladıktan sonra; “Bey’im Allah esirgesin o nasıl söz, bu benim için şereflerin en büyüğüdür lakin siz...” derken Saltuk Bey Ali’nin sözünü keserek, söylediği övücü cümlelerin ardından; “… Eğer bana bir şey olması halinde sancak sana emanet hayatın pahasına onu koru.

İşte bu da sancak emini olacağına dair kâğıdın (belgen), ama bunu ben öldükten sonra alacaksın. Bu konu şimdilik aramızda… Şimdi gidebilirsin” Ali’nin asker oluşunu ve bu değeri hak edişiyle ilgili bilgiyi kitabın 139 ve devamı sayfalarından okuyabilirsiniz. Karamanoğlu Beyliği sıkıntılı günler geçiriyor. Osmanlı’da Fatih ölmüş oğulları Cem Sultan ile Beyazıt arasındaki taht kavgasını Beyazıt kazanmış.

Bu durumda Cem taraftarı olan Saltuk Bey’de kaybetmiş oldu. Bu arada rahatsızlığı artan Saltuk Bey, Ali’yi çağırarak sancak emini kâğıdını kendine verir. Kendinden sonra beyliğin başına geçecek olan Mahmut Bey’in de içinde olduğu bir ekip tarafından 1483 yılında zehirlenerek öldürülür. Kasım Bey’in yerine Mahmut Bey geçti. Aynı tarihlerde Osmanlı padişahı II. Beyazıt, zaten birkaç kasabadan müteşekkil Karamanoğlu Beyliğine son verdi.

Mahmut Bey’de Ali’yi çağırıp övücü bazı cümlelerin ardından; “Bunu söylemek kolay değil ama Beyliğimiz son günlerini yaşıyor… Evladım sancak sana emanet. Bunu sakla, kimseye teslim etme, eğer bu sancak yok olursa beyliğimizin varlığı da yok olur. Seni Allah’a, sancağı da sana emanet ediyorum.” Der ve sancağı verir. Gözyaşlarını tutamayan Ali huzurdan ayrıldıktan sonra kutsal emaneti bağrına basıp, ata binerek yola revan olur. Günlerce yol alır. En nihayetinde yukarda da bahsettiğim gibi ismini sancaktan alacak olan Alemli köyüne yerleşir. Alemli’nin sancak hikâyesi çok kısa da olsa böyledir.


Nüfus ;

Yıllara göre köy nüfus verileri
2020 42
2019 46
2018 41
2017 35
2016 41
2015 41
2014 45
2013 47
2012 45
2011 45
2010 52
2009 51
2008 57
2007 74
2000 88
1990 212
1985 228

Adını Sancaktan alan köy. Alemli Köyü

Karamanoğulları Beyliğin yeni koltuk varislerinden Saltuk Bey çok güvendiği Ürgüp’lü demir ustasının oğlu asker Ali’yi huzuruna çağırıp, kalp rahatsızlığını dile getirerek;

“(Ali oğlum), ne olur ne olmaz bana bir şey olursa şu sancak sana emanet. Anladın mı?”

Bu durum karşısında şaşıran asker Ali; (içinden) “Ne yani! (Ali) koskoca beyliğin sancaktarı mı olacaktı?” Şaşkınlığını bir tarafa bırakıp kendini toparladıktan sonra; “Bey’im Allah esirgesin o nasıl söz, bu benim için şereflerin en büyüğüdür lakin siz...” derken Saltuk Bey Ali’nin sözünü keserek, söylediği övücü cümlelerin ardından;

“… Eğer bana bir şey olması halinde sancak sana emanet hayatın pahasına onu koru. İşte bu da sancak emini olacağına dair kâğıdın (belgen), ama bunu ben öldükten sonra alacaksın. Bu konu şimdilik aramızda… Şimdi gidebilirsin”

Karamanoğlu Beyliği sıkıntılı günler geçiriyor. Osmanlı’da Fatih ölmüş oğulları Cem Sultan ile Beyazıt arasındaki taht kavgasını Beyazıt kazanmış. Bu durumda Cem taraftarı olan Saltuk Bey’de kaybetmiş oldu. Bu arada rahatsızlığı artan Saltuk Bey, Ali’yi çağırarak sancak emini kâğıdını kendine verir.

Kendinden sonra beyliğin başına geçecek olan Mahmut Bey’in de içinde olduğu bir ekip tarafından 1483 yılında zehirlenerek öldürülür. Kasım Bey’in yerine Mahmut Bey geçti. Aynı tarihlerde Osmanlı padişahı II. Beyazıt, zaten birkaç kasabadan müteşekkil Karamanoğlu Beyliğine son verdi.

Mahmut Bey’de Ali’yi çağırıp övücü bazı cümlelerin ardından; “Bunu söylemek kolay değil ama Beyliğimiz son günlerini yaşıyor… Evladım sancak sana emanet. Bunu sakla, kimseye teslim etme, eğer bu sancak yok olursa beyliğimizin varlığı da yok olur. Seni Allah’a, sancağı da sana emanet ediyorum.” Der ve sancağı verir.

Gözyaşlarını tutamayan Ali huzurdan ayrıldıktan sonra kutsal emaneti bağrına basıp, ata binerek yola revan olur.

Günlerce yol alır. En nihayetinde yukarda da bahsettiğim gibi ismini sancaktan alacak olan Alemli köyüne yerleşir. Alemli’nin sancak hikâyesi çok kısa da olsa böyledir.

Tadilatı yapıldı...

Alemli Köyüne ait; Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aysen Soysaldı tarafından bakım ve onarımı yapılan, hicri 1301 miladi 1883-1884 yılları, Sultan 2. Abdülhamid dönemine ait Gülşehir ilçesi Alemli köyü sancağı Nevşehir Müze Müdürlüğü envanterine kaydedilmek ve sergilenmek üzere Valimiz İnci Sezer Becel’e teslim edildi.

Hayırlı olsun diyelim.

Sancak üzerinde yer alan bilgiler.

Besmele-i Şerif ve Fetih Suresi ilk ayeti.

“Bismillahirrahmanirrahim-İnne Fetahna leke Fethan Mübina”

“Padişahım” Kaside-i Bürde 36. Beyt 2. Satır.

“Hüvel habibullezi türca şefaati’hu”
(O şeylerin cümlesi içün ol Mahbub-ı İlahi’nin şefaati rica olunur.)
Kelime-i Tevhid
“La İlahe İllallah MuhammedünResulullah”

Hilal içinde; “Üç yüz efrad-ı ter-i dinin vakfıdır”
Yıldız içinde; “Sene 301” .
Şema: Alemli Köyü Sancağı ve üzerindeki yazılı işlemeler.
Sancak üç Bölümden meydana gelmiştir.
Orta Al/Kırmızı bölümde üç ifade yer almaktadır. 1. “Padişahım” hitabının devamı “Çok Yaşa” olmalıydı ama sancağın uç kısmı tamamen yok olduğu için bu ifade bulunamadı.
2. Kelime-i Tevhid; “La İlahe İllallah Muhammedün Resulullah”
3. Kitabe: Hilal içinde; “Üç yüz efrad-ı ter-i dinin vakfıdır” ve Yıldız içinde; “Sene 301” . (Okuyan: Prof. Dr. Hamiye Duran. Gazi. Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi.) Manası; “Dinin üçyüz genç ferdinin vakfıdır”. Efrad; ferdin çoğulu, ter; 1. Genç, taze demektir. Sene 301; hicri 1301 senesidir. Bu tarih miladi 1883-1884 yılına tekabül etmektedir. Yani Sancak 2021 yılı itibariyle 131 yıllık bir eserdir. II. Abdülhamit Han’ın dönemine rastlamakta olup, askeri yenileşme çalışmaları kapsamında verildiği düşünülmektedir. Kelime-i Tevhid beyaz atlas ve ay-yıldız beyaz hümayun/patiska kumaştır ve kenarları dikiş makinesi ile dikilmiştir. Dikiş makinesi endüstri devrimi sonrası icat edilmiş ve İstanbul’a 19.yüzyılda gelmiştir.
Sağ Yeşil Kanat: Besmele-i Şerif ve Fetih Suresi ilk ayeti. “Bismillahirrahmanirrahim-İnne Fetahna leke Fethan Mübina”. Manası; Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla; “Muhakkak biz sana bir feth-i Mübîn açtık”.
Sol Yeşil Kanat: Kaside-i Bürde 36. Beyt 2. Satır. “Hüvel Habibullezi türca şefaati-hu”, (Okuyan: Hattat Kadir Sakoğlu) Manası; “O şeylerin cümlesi içün ol Mahbub-ı İlahi’nin şefaati rica olunur” ya
da “O öyle bir sevgili’dir ki insanın üzerine hücum eden, sıkıntılardan her bir şiddet için şefâati umulmaktadır”. (Bünyamin Ayçiçeği (2015), Bûsirî’nin Kasîdetü’l-Bürde’sinin Tercümesi, (Bûsîrî (ö. 696/1297 ?)’nin Kasîdetü’l-Bürde’sinin Diyarbakırlı Mehmed Said Paşa (ö. 1308/1892) Tarafından Yapılan Mensur ve Manzum Tercümesi) Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi 15, İstanbul 2015, 27-102, s: 61)

Hırka Dağının eteğinde bulunan yemyeşil Alemli Köyü’nde bir de Alçılar Maden Ocağı bulunmaktadır. Alemli ve Dadağı Köylerinin önemli bir kısmı orman arazisi konumundadır. Her biri bir tarih içeren köylerimizi koruyup geliştirmemiz gerekmektedir. Alemli Köyü de tüm tarihi değerleriyle korunması gereken köylerden birisidir.

Yararlanılan kaynaklar: Oğuz Özdem - Nevsehir Hikayeleri I-II

Alemli Köyü İnternet Sitesi Oğuz Özdem, Nevşehir Hikayeleri II Güneş Şahin ,Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı, Sy, 21,2016 Tahir Sezeni Osmanlı Yer Adları,2017

https://www.facebook.com/ALEMLIKOYU