NÜMUNE OTELİNİN KONUKLARI

NÜMUNE OTELİNİN KONUKLARI

1964 kasımında Ankara Üniversitesi öğrencisi olduğum günlerde Nümune Oteli'ni de Göre'den akrabamız Mustafa Akdeniz devraldı, işletmeğe başladı.

Nümune oteli DTCF'ye yakındı. Saat 16 gibi dersler bitince arkadaşlarım Kızılay'a gezmeğe ,ben de Nümune Oteli'ne giderdim. Türk Tarih Kurumu'nun görkemli yapısının önünden yürür, Ankara Kız Lisesi'ni, Etnografya Müzesi'ni ,Nümune Hastanesi'ni geçerek ulaşırdım oraya.

Göre'den , Nevşehir'den bir haber var mı ? Otele gelen müşterilerden bazıları bizim yöremizden. Ne gibi gelişmeler oluyor, onlardan öğreniyorum.

- Hirfanlı Baraji HES'inden aktarılan ve trafosu Avanos'ta yapılan düzenekle köylere, beldelere elektrik verilmeğe başlandı.

- Göre artık köy değil, Belediye oldu. İlk başkan Sami Yüksel seçildi. Rakibi Ali Kaya az bir oyla yitirdi seçimi .

- Göre'ye elektrik verildi.

- Patates para etmedi. Ambarlar dolu, tüccar iyi para vermeyince çiftçi beklemeyi uygun görüyor.

- Elma verimli bir meyve olsa da, halkın geçiminde bir iyileşmeye yol açmıyor.

- Erken bastıran güz soğukları nedeniyle bağlarda üzüm asmalarını don vurdu, zarar büyük.

- Göreliler, kız çocuklarının ilkokuldan sonra eğitimlerine devam edebilmeleri için beldeye bir ortaokul açılmasını istiyorlar.

- Yazın toz, kışın çamur olan Göre-Nevşehir arasındaki yolun asfaltlanması isteniyor.

..................

Otelde konaklayan müşterilerin çoğu beldelerden gelen yerel yönetim görevlileri. Kırklı, ellili yaşlarda. Daha genç olanları da var. Onlarla sohbet güzel oluyor. Fakat idealist bir üniversite öğrencisi olarak yurt gerçeklerini de ilk elden öğrenmeğe başlıyorum. Otelin lobisinde oturuyoruz. Denizciler Caddesi Ulus'u, Anafartalar Caddesi'ni Sıhhiye'ye, Bakanlıklar'a, Çankaya'ya bağlayan önemli bir geçiş yolu. Kaldırımda yürüyen gençleri işaret ederek belediye başkanı konuşuyor.

'' Bu gençler böyle giyindikçe bu memleketin terakkisi, ilerlemesi asla mümkün olmaz.''

İddialı bir söz. Boşuna konuşmuyor sayın Başkan. Giyimlerinde ne var ki gençlerin. Kızlar mini etekli, erkekler montlu.

'' Sorguya suale lüzum yok. Birkaç tane mini etekli kızı sallandır şöyle, bak ülke nasıl düzelir.''

Ekonomi anlayışı bu adamın. Ülke hala 27 Mayıs İnkılabı'nın etkisinde. Ekonomide tıkanıklık var. Ülke arayış içinde. ABD'den Almanya'ya, Japonya'dan Kanada'ya çağrılar gönderiyor Hükümetimiz. Bilim kurulları geliyor, toplantılar yapılıyor. DPT kurulmuş, çalışıyor. Basından izliyorum. Dağınıklık önlenecek.

Belediye Başkanına soruyorum.

'' Beyefendi tahsiliniz nedir ? Ülkeyi geliştirmek sizce bu kadar basit, kolay öyle mi. Birkaç mini etekli kızı asınca ekonomi düze çıkacak , öyle mi ? ''

Tahsilini söylemiyor. Anlıyorum ki ilkokul mezunu. 5 yılda aldığı toplam eğitim 1 yılı bulmaz. Kendine çok güveniyor.

'' Evet, önce ahlak, anaya babaya itaat zayıfladı. Menevi cihazlanma önemini kaybetti. ''

Üstüne üstüne gidiyorum. Belediye başkanı olduğu ilçeyi biliyorum.

'' Beldenizin içinden ırmak geçiyor. HES için bir öneriniz oldu mu? TES mi düşünüyorsunuz ? ''

'' Ne o, ne öbürü. Bunların hiç önemi yok. Benim vatandaşım çıra yakar, 5 numara gaz lambasının ışığında Kur'an-ı Kerimini okur, Allahına şükreder. ''

Adını belleğimde tutuyorum. Beldesi için hiç bir çalışması, planı projesi yok. Köylerden gelen, binbir zorlukla ortaokulda, lisede, erkek sanat enstitüsü'nde öğrenciliğini sürdürmeğe çalışan çocuklar, gençler olduğunu biliyorum.

'' İlçe merkezinde bir kız öğrenci yurdu yaptırsanız da, köylerden gelenler barınsa iyi olmaz mı? ''

'' Aman ha ! Kız okursa erkekten beter. Anasını babasını tanımaz olur. Ne lüzum var ? ''

'' Spor tesisleri ne durumda ? ''

'' Beni sıkıştırıyorsun delikanlı. Belediyecilik senin bildiğin gibi değil. Kuran Kursu açtık. Daha ne ? Yarın mebusumuz Ali Beyle Kocatepe’de DİB ile görüşeceğiz. İlçemizden 244 kişinin hac muamelelerinin hızlandırılmasını isteyeceğim. Ben vatandaşımın hizmetindeyim. ''

Sadece bir örnek bu...Şebinkarahisar merkez ve beldelerinden, Beytüşşebab'dan, Şarkikaraağaç'tan, Mustafakemalpaşa'dan, Kırıkkale'den, Cihanbeyli'den, Kızılcahamam’dan, Kazımkarabekirpaşa'dan gelen seçilmiş belde başkanları...Kendilerine nasıl da güveniyorlardı. Seçim bölgelerindeki mebuslarla buluşup, birkaç bakanla görüşüp bir parasal destek almanın peşindeydiler. Birkaç gün, bir hafta kalıp, bu arada Maltepe'deki bir gazinoda dönemin ünlü solistlerini, assolistlerini dinleyip, dansözün göbeğine para yapıştırıp , eğlenip memleketlerine dönecekler...Hemşehrilerine övünecekler bakanlarla nasıl kucaklaşıp öpüştüklerini. Ne okul umurlarında, ne yurt, ne basketbol alanı,, ne bir kültürel işleve sahip kütüphane, ne de bir yüzme havuzu yaptırıp hizmete vermek.

O günlerde bende bir düşünce gelişti.

Belediye Başkanlığına aday olanların diplomalarına bakılmalı, lise mezunu olmaları istenmeli.

Adını belleğimde tuttuğum ve günlük not defterime işlediğim belediye başkanını DTCF'yi bitirdikten bir yıl sonra yapılan 1969 Genel Seçimlerinin ardından Nümune Oteli'nde yine gördüm. Azalan saçları ,bıyığı ağarmış, üzerine bir yorgunluk çökmüştü, yıprak, düşkün...Fakat çok şık…Artık Sümerbank kumaşından değil iyi bir terzi elinden çıkmış takım giysisi İngiliz kumaşından; karısının kazağı yok; kaşmir tweet var, pabucu Beykoz değil; İtalyan…

Belediyesinde, ilçesinde, ilinde binlerce insanla karşılaşıyordur. İşi gücü yok da beni mi anımsayacak.. Fakat ben onu tanıdım. Otelin önüne lüks bir otomobille gelmişti. Sürücü ivedi inip kapıyı açmıştı.

O artık AP mebusuydu. Basında adı geçiyordu, izliyordum. Demirel'in fahri fedailiğini üstlenmişti.

Nümune Oteli'nde konaklayan, kendi beldesinden gelmiş bir hemşehrisini-seçmen- görmeğe gelmişti.

----------------------

8 Ekim 2025.