RUHİ TOSUN ŞEN : FOTOTOGRAF SANATÇISI
Ürgüp Lisesi'nde sosyal bilgiler, coğrafya öğretmeniyim.
1975 yılının karlı, soğuk mu soğuk bir pazar dinlencesi günü.
Yağan kar ince bir örtü oluşturmuş, dağı taşı, köyü kenti kaplamış, donuk, duruyor.
Otomobilimi güçlükle çalıştırabildim.
Mustafapaşa yolunda slalom yaparak ilerliyorum.
Bereket, yol tenha. Kimse göze alamamış bu havada yola çıkmayı.
Bencileyin akılsız biri yola koyulur ancak.
Kime gidiyorum ?
Fotograf sanatçısı Ruhi Usta'ya.
Ne götürüyorum hediye olarak ?
Bir paket çay, bir kutu şeker, bir de kullanmadığım 50 x 60 Forte fotograf kartı,onlu.
Evi bulup otomobili eğliyorum önünde.
Kapıyı çalıyorum. Bıkık, bezgin yüzüyle bir hatun açıyor . Ziyaretimden mutlu olmamış...
Ruhi Usta da durgun.
Ürgüp'te eşimin ailesinden sonra ilk tanıdığım insan o, oysa.
Pek sıcak davranmıyor, ziyaret edişim sanki onu rahatsız etmiş gibi.
Çayı, şekeri alıp dolaba koyuyor. Fotograf kartı kutusuna şöyle bir bakıyor.
'' Götür bunu geri ! '' diyor.
'' Usta, senin işine yarar diye getirdim, '' diyorum.
Hoşnutsuzluk.
Odada eski bir soba...Duman çıkararak yanıyor odunlar. Hiç romantik değil.
Burası aslında güzel bir ev. 1924'e değin Ortodoks bir ailenin yaşadığı konak. Evin büyük bölümü yıkık. Yalnızca iki odası kalmış. Usta, ailesi burada yaşıyor. Bakıyorum, yüksek kemerli oda. Duvarlarda boyakları 50 yıldır solmamış dolap kapakları...
Usta bana bakıyor, başı titriyor. Gözleri yorgun.
'' Gelmemiş olsaydın, şimdi, sobanın yanında, mitilin üstüne kıvrılır, ne güzel uyurdum, '' der gibi sanki. Yüz anlatımından anlıyorum bunu.
'' Nasılsın, ne yapıyorsun, neyle geçiniyorsun ? ''
'' Biliyorsun, Ürgüp'tek stüdyoyu kapattım. Biz unumuzu eledik, eleğimizi duvara astık.''
'' Yok yok, öyle deme usta, daha çok yararlanacağız senden. ''
'' Geçtiiii, gittiiii... Foto Kral var şimdi. Ben öğrettim onlara fotograf çekmeyi. Şimdi hiç değerimiz yok. Dükkanın önünden geçiyorum, görüyorlar da, ' Buyur gel bir çayımızı iç ', diyen yok. ''
'' Öyle deme. Senin emeğin büyük. Çektiğin fotograflar olmasaydı biz 1940'ların, 50'lerin Ürgüp'ü nasıldı, okullar, öğretmenler, halkı nasıl düğün yapıyordu, ne yiyip içiyordu, nerden bilecektik ? ''
'' Sağol. Değerimizi bilen bi sen varsın.
'' Kaymakam, Ürgüp'ün, bu kasabanın belediye başkanlarından hiç ilgilenen yok mu ? ''
'' Cim karnında nokta yav hocam. Kim araaar kim sorar ! ''
Dolaplara göz gezdiriyorum. Acaba onlarca, yüzlerce, binlerce fotograf olmalı. Bu dolaplarda mı saklıyor ?
'' Usta...Negatifleri saklıyorsun , değil mi? Onlar bölgemizin hafızası, belleği...''
Elini boşveeeer dercesine sallıyor.
'' Hiç kıymeti harbiyesi yok. Geçen gün çuvallar dolusu negatifi tandırda, sobada yaktık. Kimyevi madde olduğu için nerdeyse zehirleniyorduk. Hala başım ağrıyor. Kurtulduk onlardan. ''
İçim cızzzz ediyor.
'' Büyüklü küçüklü binlerce karta basılmış siyah beyaz fotografların da vardı. Ürgüp'te stüdyoda onları hayranlıkla incelerdim. Nasıl imrenirdim. ''
'' Aynı, aynı...Baktık, arayan soran yok. İşimize yaramıyor.Çeyiz sandıkları doluydu. Onları da yaktık. ''
Bir kez daha içim cızzz ediyor.
Geldiğime geleceğime pişman oluyorum.
Yoksul düşmüş usta. Hanımı bir çay hazırlayabilirdi. Onu bile yapmadılar.
Akşam erken bastırmış. Yollar kaygan buz...Arabamla giderken düşünüyorum. Belleğimiz yokedilmiş. O fotograflar bir daha ele geçer mi ? Damsa Koyağı köylerinin fotografları vardı Usta'da. Kutular dolusu...Öğretmenler, öğrenciler... Bisikletine binip gidermiş. köylerde Aksalur, Başköy, Ortahisar, Ulaşlı, Çökek... Süveşe, Damsa, Cemil...1930'larda, 40'larda varolan, günümüzde yıkıntısı bile kalmamış Sinason Rum evlerinin fotografları...Bugün ara da bul bakalım. İlçe Eğitim Müdürlüğü, Kaymakamlık, Müze, Lise Müdürlüğü sahip çıkmalıydı bu birikime...Olmadı, göz göre göre yokedildi. Gitti gider.
Düşünüyorum da böyle bir birikime sahip bir kasaba sanatçısı Avrupa'da, Japonya'da, Amerika'da el üstünde tutulur, her fotograf arşivlenir, kullanıcıların önüne konur, değerlendirilir.
Ve o sanatçı '' onore'' edilir. Yaşadığı sokağa adı verilir.
Yazık oldu. Belleğimiz, hafızamız giderek ortadan kaldırılıyor...
-----------------------
25 . XII. 25