RUSYA UKRAYNA KRİZİ BAĞLAMINDA TÜRK DIŞ POLİTİKASI
Devlet olmanın ciddiyetine yaraşır biçimde yürütülmesi gereken dış politika, AKP tarafından yıllardır iç politikaya ve hamasi söylemlere meze yapıldı.
Hariciyemizin deneyimli diplomatları “monşerler” diye küçümsenip saf dışı bırakıldı. Yerleri liyakatsiz, kifayetsiz, torpilli ve partizan kişilerce dolduruldu. Ardından Lozan Antlaşması, Montrö Boğazlar Sözleşmesi ve NATO üyeliğimiz bile bu popülist politikalar uğruna tartışmaya açıldı.
Rusya’nın 2014 yılında Kırım’ı ilhakının ardından bugün de Ukrayna’yı işgal harekatı göstermiştir ki Rusya’nın gerek Çarlık dönemindeki gerekse SSCB dönemindeki yayılmacı politikaları yeniden depreşmiştir. Çin ise Rusya’nın Ukrayna hamlesinin haklı olduğunu belirterek Rus dış politikasını açıkça desteklemektedir.
Tüm bu sıcak gelişmeler ise Türkiye açısından ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Eğer bu badireleri salimen atlatacaksak, yine Lozan Antlaşması, Montrö Boğazlar Sözleşmesi ve NATO üyeliğimiz kilit ve hayati rol oynayacaktır.
Aksi halde Şam Emeviye Camiinde ya da Moskova’da akşam namazı kılma hevesi ile oluşturulan rasyonellikten uzak, hamaset yüklü sözde dış politikaların bizi nerelere getirdiği gün gibi ortadadır.
24.02.2022
Mehmet BİÇER