Kapadokya Üniversitesi’nin ev sahipliğinde Motif Vakfı iş birliğiyle düzenlenen Halk Kültüründe Sağlık Uluslararası Sempozyumu’na katılan Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Halkbilimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Özkul Çobanoğlu, "Aktarlar da diplomalı olmalı" dedi.

Kapadokya Üniversitesi Mustafapaşa Yerleşkesi Oktay Sinanoğlu Binası’nda yüz yüze ve çevrimiçi olarak yapılan sempozyumda, Covid-19 küresel salgınıyla bir kez daha önemini ispatlayan ’sağlık’ konusunun halk kültüründeki yansımaları ele alındı. Sempozyuma katılan Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Halkbilimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Özkul Çobanoğlu, pandemi döneminde aktarlara olan ilginin arttığını söyleyerek, "Covid bağlamında aktarların durumu daha önemli hale geldi. Aktarları da içine alan halk tıbbı, halk hekimliği binlerce yıllık deneme yanılma ile ortaya çıkmış devalar olduğu için covide karşıda silah olarak kullanılıyor. Biz biliyorduk ki çörek otu simit olmaz. Geçmişte çörek otu geleneksel olarak kullanılıyordu. Hatta covid ortaya çıkana kadar da ben merak ediyordum. Bizim milletin bu çörek otuna ilgisi nedir diye. İnsan bünyesini daha güçlü hale getirmesine yönelik işlevleri ve fonksiyonları ortaya çıkınca aktarlara olan ilgi çoğaldı” dedi.

"Aktarlar da diplomalı olmalı"

Türkiye’de aktarların başıboş olduğunu söyleyen Çobanoğlu, "Diğer iş kolları gibi aktarlarında, ne olursa olsun satışı ön planda tutan mensupları olduğunu görmezden gelmemeliler. Bu bir disipline bağlanmalı. Çaycıların meşrubatçıların bile bir odası varken aktarların da bir odası olmalı ve aktar olabilmek kolay olmamalı. Belli bir birikimi bulundurmak ve o birikimini aktarmak bağlamında onların da diploması olması lazım. En azından meslek yüksek okulu gibi bir yapılanış bize bunu verebilir. Buna yönelik olarak aktarların da başıboşluktan kurtarılması lazım” şeklinde konuştu.

"Aşıyı doğru anlatamadık"

Çobanoğlu, "Milletimizin doktorlara karşı, hastanelere karşı geleneksel bir çekingenliği var. Bu çekingenliği de yeterince biz okumuşlar aydınlar milletimizi ikna edemediğimiz için, aşıya karşı da göstermekte olduğunu görüyoruz. Aşıya karşı da acaba ne olacak, içinde ne var gibi komplo teorileri bağlamında bunlar ön plana çıkıyor. Bu da sağlık kültüründeki eksiklikleri gösteriyor. Kültürümüzü iyi tetkik ettirerek eksik yönlerimizi telafi etmemiz gerektiği kanaatini uyandırıyor bizde" ifadelerini kullandı.