Türk toplumunda geçmiş yıllarda olduğu gibi içinde bulunduğumuz dönemde de sistem tartışması yapılıyor. Bunlar, başkanlık sistemi, parlamenter sistem, yarı başkanlık sistemleridir. Fakat öyle kavram kargaşası yaşanıyor ki her şeyi birbirine karıştıranlar bulunuyor. Maksat okuyucuya hizmet olsun, birazcıkta olsa bu kargaşayı azaltabilmeyi umut ediyorum. Önce parlamenter sistemlerden başlayalım.
1-Parlamenter sistemde, yürütme dediğimiz hükümet, yasama dediğimiz seçim ile oluşmuş meclis içinden çıkar. Mecliste en fazla üye çıkaran parti, hükümeti kurmaya çalışır. Meclis oluşuncaya kadar, kimlerin yürütme içinde yer alacağı prensipte belli olmaz.
2- Hükümetin kurulmasıyla yürütme ile yasama birbirinden ayrılır, fakat bu ayrılma keskin ayrılma değildir. Başbakan dahil hükümetteki bakanlar aynı zamanda yasamanın da birer üyesidir. Diğer milletvekilleri gibi mecliste oy kullanır, tartışmalara katılırken; yasama organı zaman zaman güvenoyu, gensoru, meclis araştırması gibi yollarla hükümeti denetler.
3-Parlamenter sistemde yürütme organının, devlet başkanı ve başbakan olmak üzere iki başı vardır Bizim gibi parlamenter sistemlerde biri başbakan iken diğeri cumhurbaşkanıdır.
4- Peki yargı kuvvetinin parlamenter sistemde yeri nerede bulunur? Yargı kuvveti, hem yasamadan; hem yürütmeden, yani devlet başkanı dahil başbakan ve bakanlardan bağımsızdır. Aslında yargı kuvvetinin bağımsızlığı diğer iki sistem için de geçerlidir. Bundan dolayı tek başına yargı bağımsızlığı; sistemin hangi sistem olduğuna ölçüt değildir.
Dünyadaki bütün parlamenter sistemlerde, bu 4 madde ortak özellik olarak bulunmak zorundadır. Parlamenter sistemi parlamenter sistem yapanlar da bunlardır. Fakat, parlamenter sistemlerin birbirinden farklı tarafları da vardır. Mesela bunlardan birkaç tanesi şöyledir:
1-Parlamenter sistemlerde devlet başkanları, farklı farklı isim alabilir. Mesela, Türkiye ve Almanya gibi parlamenter sistemlerde devlet başkanı; cumhurbaşkanıdır. Bazı parlamenter sistemlerde devlet başkanı, devlet başkanı ismiyle anılır. Oysa, İngiltere, Belçika gibi parlamenter sistemlerde devlet başkanı kral veya kraliçedir. Hatta Japonya’da devlet başkanı imparatordur. Peki Osmanlı’da buna benzer dönemler oldu mu? Osmanlı, hem birinci hem ikinci meşrutiyetin ilanı ile zayıfta olsa parlamenter sisteme geçti. Dolayısıyla ikinci Abdülhamit ve sonrasında Mehmet Reşat, Vahdettin gibi padişahlar Osmanlı parlamenter sisteminin devlet başkanı konumundaydı.
2-Parlamenter sistemde devlet başkanı seçimle mi gelir? Devlet başkanı, cumhurbaşkanı konumundaysa o da seçimle gelir. Devlet başkanı, kral ve benzeri konumundaysa veraset yoluyla babadan oğluna, kızına veya yeğenine gibi en yakın kan bağı bulunan birine geçer.
3-Parlamenter sistemlerde cumhurbaşkanının (devlet başkanı) seçilme şekli de ülkeden ülkeye farklılık gösterebilir. Kimi ülkelerde cumhurbaşkanını meclis seçerken, kimi ülkelerde ise doğrudan halk seçer. Mesela geçmişte Türkiye’de cumhurbaşkanını meclis seçmişken, son seçimde doğrudan halk seçimiyle oldu.
4-Parlamenter sistemlerde yürütme yetkisi, iki başlılıkta yetkiler kimde çok toplanır? Parlamenter sistemlerde prensipte hükümetler yetkili ve sorumludur. Devlet başkanlarının yetkileri çoğunlukla semboliktir. Mesela İngiltere kralının, Almanya cumhurbaşkanının, Japon imparatorunun yetkileri semboliktir. Bazı parlamenter sistemlerde ise, devlet başkanlarının yetkileri güçlendirilmiştir. Neredeyse başbakan gibi ülke yönetimine ortak olur. Mesela, Türkiye’de 60’lı yıllardan 80’li yıllara kadar sembolik iken, 80 sonrasında güçlendirilmiştir.
İlk 4 özellik ile son 4 özellik şunun için önemlidir: İlk 4 özellik dünyada bütün parlamenter sistemlerde bulunması gereken asgari özelliklerdir. Son 4 maddede farklılık olması ise sistemin parlamenter sistem kalmasına engel değildir.