CHP Nevşehir Milletvekili Av Faruk Sarıaslan, TBMM Genel Kurulu'nda söz alarak "Asker Alma Kanun Teklifi ile ilgili" konuştu... İşte Sarıaslan'ın o konuşması:

Sayın Başkan değerli Milletvekilleri sizleri saygı ile selamlıyorum.

Tarihi bilmek geçmişten ders çıkarmak için önemlidir.

Sizin getirdiğiniz yasa tasarısının aynısı Osmanlının son yıllarında getirilmiş, sonuç ortada  Osmanlının çöküşü, yok oluşu, T.C Devletini kuran irade, Osmanlının son dönemini çok iyi bildiği ve o dönemi yaşadığı için gençlere hitaben sizi yönetenler gaflet, delalet ve hatta hıyanet içinde olabilirler diye uyarıda bulunmuş.

Sene 1846 “Bedel-i Şahsi” uygulaması buna göre “kura” çıkıp 5 yıllık zorunlu askerlik yapmak istemeyenler bedel parası ödeyerek kendilerinin yerine bir başkasını gönderebilecekler.

Bakmışlar bu büyük tepki topluyor 1865 yılında “Bedel-i Şahsi” kaldırılıp “Bedel-i Nakdi”ye geçmişler. Zorunlu askerlik yapmak istemeyen Osmanlı zenginleri “bedel akçesi” ödeyerek askerlikten kurtulmuşlar. Hani denir ya yırtılan Tüfekçi Bekir’in yakası diye,  Osmanlı’da askerlik, fakir Anadolu delikanlılarının, Türk çocuklarının işi haline gelmiş.

Yine sizin bu kanun teklifinin 45.maddesinde getirdiğinizin aynısını 1846 yılında padişahın özel fermanı ile “askerlikten muaftır” dediği kişiler askerlik yapmayacaktır.

Şimdi sizde  45.madde de   “Cumhurbaşkanınca gerekli görülen sahalarda özel olarak görevlendirilen gönüllüler, Cumhurbaşkanınca belirlenen şartlara uydukları takdirde Askerlik hizmetlerinden muaf tutulur” diyorsunuz.

O dönemde Padişahın fermanı ile her şey halloluyordu, şimdi Anayasalar var Yasalar var. Şimdi soruyorum. Bu görevliler  hangi sahada hangi görevleri yapacaklar, kimlerden oluşacak, sayısı ne kadar olacak , hangi şartlara uyması gerekecek. Bu koşullar her seferinde her göreve, her kişiye göre değişecek mi?Muğlak ifadelerle yasa yapılmaz.

            Sene 1908 Balkan harbinden önceki son seferberlik ilanından yaklaşık 1,5 ay önce Harp tehlikesinin olmayış ve hasat zamanının yaklaşmış olması gibi gafilce sebeplerle Rumeli’den  tam 75.000 asker terhis edilmiştir.

Daha önceden de siyasi sebeplerden dolayı (Görüntüde ise orduyu gençleştirmek adına) Rumeli’yi iyi bilen 1000 kadar tecrübeli subay zorla emekli edilmiştir.

Sonuç bütün balkanları 3 ayda kaybettik.

30 Ekim 1918 Mondros Ateşkes Antlaşmasına göre Osmanlı ordusu dağıtılacaktı, 5 Kasım 1918 İngilizleri memnun etme politikası gereği padişah Vahdettin ordunun onda dokuzunu terhis etti, erleri memleketlerine gönderdi. Vahdettin’in Şeyhülislamı Mustafa Sabri İzmir’in işgalinden 15 gün sonra “ORDUNUN GÖREVİ ORUÇ TUTMAKTIR” diye bir açıklama yaptı.

Sonuç: 10 Ağustos 1920 Osmanlının parçalanması Sevr Antlaşması

İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon Sevr Antlaşması öncesinde şöyle diyordu. Sene 20 Mart 1920 “TÜRKLER İÇİN ASKERLİK MESLEĞİ TÜMÜYLE KAPANMIŞTIR” kuşkusuz, Türkler askerlik yapmak isterlerse başka bir yere gidebilirler. Fransız lejyonu onları kabul edecektir. Ancak, İngiltere buna bile karşıdır. Çünkü Türkler öteki düşmanlarımızdan farklıdır, başka bir yerde bile askerlik yapmaları iyi değildir. Türkiye ye dönüp yeni bir askeri dönem başlatabilirler.

Gelelim günümüze en hafif deyimi ile iktidarın gafleti  veFetö terör örgütünün ihaneti ile önce 2007 den itibaren Türk Silahlı Kuvvetlerine yönelik ERGENEKON, BALYOZ ve ASKERİ CASUSLUK gibi kumpaslarla başlayan Türk Silahlı Kuvvetlerinin sanık,  PKK’nın tanık yapıldığı bir süreç yaşadık. Bu süreçte ordunun kozmik odasına bile girildi. Özellikle MİLGEM gibi projelerle güçlenen Deniz Kuvvetleri bitirilmek istendi.

Bugün hala Deniz Kuvvetlerinde oynanan oyunlar bitmedi. Kuvvetle iktidarı uyarmak istiyorum.

Eğer tasarı kanunlaşırsa bedelli askerlik daimi hale gelirken, Askerlik süresi de 6 aya indirilecek.

Bu şu demek; silah altındaki birçok Mehmetçik derhal terhis edilecek, kışlalar ise yarı yarıya boşaltılacak. Balkan harbi öncesinde olduğu gibi tecrübeli komutanlar emekli usta askerleri de terhis etmiş olacağız.

Şimdi soruyorum? Irak’ın durumu ortada, Suriye de işler her geçen gün daha kötüye gidiyor. Doğu Akdeniz de sorun sıcaklığını koruyor. Amerika ile ilişkilerimiz belli, Rusya ya ne kadar, ne zamana kadar güveniriz. Balkan harbindeki kışkırtıcı ve yıkıcı rol bilinmekte.

Türkiye dört bir yandan kuşatılmışken neden? Anayasadaki ifadesi ile hak ve ödev olan ASKERLİK hak ve ödev olmaktan çıkarılmak isteniyor. Sizi uyarıyorum yeni bir gaflete düşmeyin, unutmayınız ki su uyur düşman uyumaz.

Hepinize saygılar sunarım.