Seçimler Yaklaşınca Bazı Başkanlar Aşka Geldiler...

Yine vaadler hizmet aşkı millet aşkı memleket sevdası hakdı halktı derken Vatandaş olanı biteni çok iyi izliyor..

Vatandaşlar ise biz kül yutmayız bize yutturamazlar dört yıl yat yat uyu sonra seçimler yaklaşınca halka hizmet nutuklarıyla birden Vatandaşa Hizmet Nutukları her biri bin para...Hey Sen Başkan ..... Senin Derdin Vatandaşa Hizmet Değil Koltuk derdiyle Nefse Hizmet...

Sizinkisi Açıkcası KOLTUK Davası...

-Dört yıl toz toprak içinde kalan mahalle sakinleri ve penceresini açamamış emine Teyzemi kandıramassın?
-Yol yapmak yerine yaptıkları YAMA lı Yollarıyla övünerek ,
Işıklarda 80 saniye vatandaşı bekleten, Yolları daraltıp kaldırımları büyüterek Trafik sorunuyla vatandaşı çileden çıkardan, Oto park sorunuyla 10 yıldır bir çözüm üretemeyneler şimdi koltuk derdine düştüyse sürücüden oy alamassın.
-Bir bardak çayını içmediğin derdini dinleyip hatrını sormadığın ESNAFTAN oy alamassın
-Adeta koca Bir tarihi yok edip Eski Nevşehir Kale ve civarı ilk yerleşim yerlerini yıktığın 13 mahalleli tepkili
-TOKİ Mehmet Akif Ersoy mahalle sakinleri Dertli sıkıntılı Tepkili 
-Tarihi Çeşmesinden,Camisine,Eski evlerinden külliyesine sahip çıkmayan,yıkılmasına göz yuman yağmalanmasına ses çıkarmayanlar

Yarın Mart 2014 Yerel Seçimler için Aday Adaylığında Sana sorulduğunda Vatandaşın Bu Büyük tepkilerini nasıl izah edebilceksin? Yapmadığın şeyleri yaptım diye gözünün içine bakarak nasıl anlatacaksın?


İşte bu konuya güzel bir fıkra ile şimdilik bir nokta koymak istiyoruz...

 Profesör derse şöyle başlamış:

- Düşünün ki bugün dünyanın son günü.

Yarın bu saatte her şey bitecek.

Kurtuluş şansınız yok.

Bugün ne yapardınız ?

 

Ögrenciler tek tek yazmaya başlamışlar..

 

... - İbadet eder, ALLAH'tan günahlarımı affetmesini dilerdim.

- Tüm sevdiklerimle vedalaşırdım.

- Ailemle vakit geçirirdim.

- Anneme ve ya babama giderdim.

- Arkadaşlarımla yarım saat eski günlerdeki gibi basket oynardım.

- Barbekü partisi yapardım.

- Tüm sevdiğim yemekleri yerdim.

- Yatar uyurdum.

- Ormanda son defa dolaşırdım.

- Güneşin doğuşunu ve batışını son defa seyrederdim.

- Akşam yıldızları seyrederdim.

- En sevdiğim yemeği hazırlar, tüm sevdiklerimi akşam yemeğe davet ederdim.

- Piknik yapardim.

- Hayatta en çok gitmek istediğim yere gider, orada ölümü beklerdim.

- Üzdüklerimi arar, özür dilerdim.

 

Hoca bütün hepsini tahtaya yazmis.

Sonra gülerek sınıfa dönmüş ve demiş ki:

- Bunları yapmak için dünyanın son günü olması şart mı ?.