CHP Nevşehir Milletvekili Av. Faruk Sarıaslan, TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada şunları ifade etti;

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.

İstanbul'da meydana gelen terör saldırısında kaybettiğimiz canlarımıza Allah'tan rahmet, ailelerine ve milletimize başsağlığı diliyorum.

Terör olaylarının arkasında duran, onlara destek veren emperyal güçler ile onların maşaları bilsin ki Türk milletine de Türk devletine de dün de diz çöktüremediniz, bugün de diz çöktüremeyeceksiniz.

Sayın milletvekilleri, İçişleri Bakanlığı hakkında da birkaç söz söylemek gerekir. İçişleri Bakanı Soylu ne zaman Türkiye'deki terörist sayısı konusunda konuşma yapsa sivillere karşı bir terör eylemi gerçekleşiyor. Hatırlar mısınız "Türkiye'deki teröristlerin ayakkabı numarasına kadar biliyorum." dedi; hemen arkasından Mersin'de polislerimize saldırı oldu, şehitler verdik. Bırakın ayakkabı numarasını, bir isim açıkladı, onu da CHP'ye yapıştırdı, o da yalan çıktı, yanlış çıktı. İki gün önce İstanbul'da yine bir terör saldırısı oldu. Bu milletin evlatları, Emniyet mensupları teröristi yakaladı -buradan Emniyet mensuplarımıza teşekkür ediyorum- teröristin ismini vermesi üzerine 50 kişi gözaltına alındı.

Peki, Sayın Bakana soruyorum: Rakam olarak "Türkiye'de 110 terörist kaldı." demiştiniz; bu gözaltına aldığınız kişiler, bu 50 kişi, bu teröristler 110 kişinin içinde mi, dışında mı? Sizin hangi sözünüze güvenecek bu millet? Kırk gündür İstanbul sokaklarında dolaşan, bir iş yerine girip çalışan, Suriye'den sınırı geçerek 1.150 kilometre yol geçip İstanbul'a kadar gelen bir teröristin bırakınız ayakkabı numarasını bilmeyi, isminden de haberiniz yok, cisminden de haberiniz yok.

Değerli milletvekilleri, bizler buralara nasıl geldik? Önce BOP başkanlığıyla başlayıp Amerika'nın Orta Doğu'da yıkım politikasına alet oldunuz, sonra da ideolojik saplantılarınızla yaptığınız dış politikalar sonucu 4 milyondan fazla Suriyeliyi ülkemize taşıyarak Türkiye'nin etnik yapısıyla oynadınız. Sizin kendi söyleminizle 40 milyar dolar parayı, gerçekte ise bu milletin 60 milyar dolarını bunlara harcadınız, üstelik bir de her türlü terörü ülkemize taşıdınız. Önce size Suriye sınırındaki mayınları temizlettiler, neden temizlendiğinin farkında bile olmadınız, sonra da bu sınırlarımızı kevgire çevirdiniz, yolgeçen hanına döndü. Önce açılıp kapanamadığınız gibi şimdi de sınırlarımızı kapatamıyorsunuz. "Biz Suriye'de Emevi Camisi'nde namaz kılacağız." derken Suriye'yi Türkiye'ye getirdiniz. Bu yaptıklarınızın hesabını halka nasıl vereceksiniz?

Sayın Bakan, İstanbul'daki terör saldırısının arkasında Amerika Birleşik Devletleri olduğunu ve gereken mesajı aldığınızı söylüyorsunuz. Bu mesaj size mi, Türk milletine mi verilmiştir? Mesajdan ne anladınız, nasıl cevap vereceksiniz? Türk milleti adına soruyor ve bunun cevabını bekliyoruz. Türk askerinin kafasına Amerikan askeri tarafından çuval geçirilirken neredeydiniz? O günlerde nota vermeyi müzik notası olarak algılayan lideriniz, Biden'ın başsağlığı mesajını kabullendi, siz yine boşluğa düştünüz. Grup Başkan Vekiliniz sizin ruh hâlinizi tahlil edip bu sözleri ruh hâlinize göre söylediğinizi söyledi; buna cevabınız nedir, cevabınızı bekliyoruz.

Sayın Bakan, büyük laf söyleyerek büyük adam olunacağını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz; ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz. Sayın Bakan, bu yaptıklarınızdan sonra istifa etmeyi düşünüyor musunuz?

Değerli milletvekilleri, yasalar Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan, hangi mevki ve makamda olursa olsun hiç kimseye suç işleme hakkı vermez. Bir kişi bir suç işlemiş ise yargı önünde hesap vermek zorundadır. Yine, mevki ve makamı ne olursa olsun hiçbir amir memurlarına yasalara aykırı emir ve talimat veremez.

Sayın İçişleri Bakanı, size "suç işleri bakanı" demiyorum ama konuşmalarınızla, verdiğiniz emirlerle suç işliyorsunuz diyorum. Kamuoyu önünde bir mafya liderinin bir milletvekiline her ay 10 bin dolar verdiğini söylüyorsunuz. Bu konuyu bildiğiniz hâlde neden savcılığa gidip suç duyurusunda bulunmuyorsunuz? Bu rüşvet olayını söyleyip savcılığa suç duyurusunda bulunmayarak birilerine mesaj mı vermek istiyorsunuz? Türk Ceza Kanunu'nun 279'uncu maddesinin (2)'nci fıkrasını açık bir şekilde ihlal ediyorsunuz; bunun zaman aşımı süresi sekiz yıl, inşallah -şurada altı ay kaldı- altı ay sonra bunun hesabını sizden soracağız.

Emrinizde çalışan memurlarınıza "Suçluları yakaladığınızda ayaklarını kırın." diye kamu önünde talimat veriyorsunuz, Ali kıran baş kesen misiniz Sayın Bakan? Unuttuysanız hatırlatayım: Siz, Türkiye Cumhuriyeti'nin İçişleri Bakanısınız. Bu verdiğiniz emirlerle Türk Ceza Kanunu'nun 24'üncü maddesi ile Anayasa'nın 137'nci maddesini ihlal ediyorsunuz.

Şimdi, Sayın Bakan, her konuştuğunuzda Türkiye'deki terörist sayısını bildiğinizi söylüyorsunuz. Şimdi, ben buradan, Meclisin kürsüsünden soruyorum, bürokratlar da burada: Şu an Türkiye'de kaç tane terörist var? Türkiye'de kaç tane uyuyan hücre var? Türk milletine bunları açıklamak zorundasınız. Siz eğer bunları açıklayamıyorsanız ya da bilmiyorsanız bunları da Türk milletinin bilmesi gerekir. Kuru laflarla bir yere varmanız mümkün değil.

Son sözüm şu olsun: Türkiye Cumhuriyeti devleti bütün bakanlardan da büyüktür, başbakandan da büyüktür, Cumhurbaşkanından da büyüktür. Biz, Türkiye Cumhuriyeti devletinin iktidarına en kısa zamanda geleceğiz, hukuk devletini kuracağız, demokratik kurallar içerisinde devleti yöneteceğiz diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

17/112022

Av. FarukSARIASLAN

CHP Nevşehir Milletvekili

İçişleri Komisyonu Üyesi