CHP-Fransız solu diyaloğu

 

“ÇALIŞMAYA erken başlayacaksınız.”

Bu öğüdü CHP’lilere Fransız sosyal demokratları veriyor yerel seçimlerle ilgili olarak.

 

“Adayları ne kadar erken belirlerseniz, o kadar iyi sonuç alırsınız.”

 

Bu öğüdü de, CHP’lilere araştırma kuruluşları veriyor yine yerel seçimlerle ilgili olarak.

 

CHP’li belediyeler kendi aralarında kısaca SODEM olarak anılan Sosyal Demokrat Belediyeler Derneği adında bir kurum oluşturuyor. Başkan Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, ikinci başkan Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, sayman Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal. CHP’de yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın.

 

SODEM’den bir ekip bu hafta başında Günaydın’ın başkanlığında iki günlüğüne Paris’e gidiyor, Fransız sosyal demokratlarıyla yerel seçim stratejisini görüşmek üzere.

 

Paris’e giden heyette aralarında Antalya, Muğla, Aydın, Mersin, Ankara Yenimahalle, İstanbul Beşiktaş, Kadıköy, Bakırköy, İzmir’den üç-dört belediye başkanının da yer aldığı on beş belediye başkanı var. Paris’te özellikle Yerel Yönetim Bakanı ve uzmanlarla toplantı yapıyorlar.

 

KAMPANYA VE TAKTİK

 

Yerel seçimlere bir yıl kala partilerde dışarıdan tam görülmeyen bir hazırlık başlıyor. CHP Fransa Cumhurbaşkanı Hollande’ın partisiyle bağlantı kuruyor. Seçim kampanyası, seçim taktikleri üzerine.

 

Fransız sosyal demokratları CHP’ye yakın duruyor ve kendi seçim deneylerini aktarıyor. Bunların başında “Çalışmaya erken başlamak gerek” kuralı önde geliyor. Başka önemli ayrıntılar da var. Sanıyorum, bunlara mayıs ayından sonra tanık olacağız. Fransızların dışında, SODEM zaman zaman Brüksel’e de gidiyor ve benzer çalışmalar yürütüyor.

KAZANÇ-KAYIP

CHP bu faaliyetini sürdürürken, ocak ayı başında Murat Gezici Araştırma ve Geliştirme Şirketi 46 il ve 223 ilçede yerel yönetimlerle ilgili anket düzenliyor. O anket sonuçlarında il genel meclisi oyları şöyle dağılıyor:

 

AK Parti yüzde 39.8, CHP yüzde 29.5, MHP yüzde 18.4. Genel seçim oranlarına göre daha farklı bir tablo. Ankete göre, asıl sürpriz bazı illerdeki sonuçlarda.

AK Parti: İstanbul, Ankara, Adana, Van, Muğla, Denizli, Hatay, Yozgat, Trabzon, Isparta, Mardin, Muş ve Nevşehir’de oy kaybına uğrarken, İzmir, Antalya, Aydın, Urfa, Tekirdağ’da oylarını artırıyor.

 

CHP: Mersin, Hatay, Ardahan, Giresun, Sinop, Muğla’da oylarını artırırken, Zonguldak, Denizli, Aydın ve Antalya’da oy kaybına uğruyor.

 

Son yasayla büyükşehir belediye sayısı 29’a yükseliyor. Aynı ankete göre, 29 büyükşehirden 17’sini AKP’nin kazanma olasılığı hayli yüksek. Durum halen 16’ya 10 AKP lehine. AKP buna yedi büyükşehir belediyesi daha ekleme şansına sahip.

 

Bu arada İstanbul: Ankete göre, İstanbul’da AKP önde, ama CHP ile fark azalıyor, İstanbul’da halen on iki ilçe belediyesine sahip CHP’nin dört ilçe belediyesi daha kazanma şansı bulunuyor.

 

Bunlar yerel seçimlere ön dört ay kala, düzenlenen bir anketin sonuçları.

Fransız medyası vazgeçti

PARİS’te üç PKK’lı kadının cinayetiyle ilgili haberler, özellikle katil zanlısı açısından bizim medyada manşet olmayı sürdürüyor.

 

Buna karşılık Fransız medyasında bu cinayetle ilgili haberler pek revaçta değil.

 

Paris’e giden CHP’li belediye başkanlarından bazılarına dün soruyorum. Hayır yok, Fransız basınında bu cinayete dönük haberler ne gazetelerde, ne de dergilerde yer alıyor.

 

Yine aynı CHP’li belediye başkanlarına soruyorum, “Yaptığınız görüşmelerde cinayet konusu hiç açıldı mı” diye, hayır yine yok.

 

Fransızların bu işi unutması pek hoşuma gitmiyor.

‘Sizin hiç babanız öldü mü?’

Cumhuriyet’te dün Uğur Mumcu’nun kızı Özge Mumcu babasıyla ilgili bir yazı yazıyor. Yazı şu cümleyle başlıyor:

 

“Bu yıl babam öldürüleli yirmi yıl oluyor”.

 

Yazının devamını okumadan önce tek başına bu cümleyle çok sarsılıyorum. Uzun süre öyle kalıyorum, aklıma Cemal Süreya’nın ünlü dizesi geliyor, “Sizin hiç babanız öldü mü”.

 

Bu nasıl bir ülke, binlerce cinayet, faili meçhuller, bitmeyen kin, sonu gelmeyen hesaplaşmalar, geride asla onarılmayacak duygularla süren hayatlar bırakarak.

 

Dün bütün gün Özge’nin bu tek cümlesini yaşıyorum.

Kaynak: Hürriyet Gazetesi -Yalçın Doğan Köşe Yazısı