"Sönmeden, Tüten Son Ocak"

SÖNMEDEN,  TÜTEN SON OCAK…”
   Yazı yazmak kolay olmayacak.
   Vatan evlatları düşerken bir bir, yerinde durmak, bir şey düşünmek, aklı-selim kalabilmek ne zor yarabbi…
   Bu, ne idiğü belirsiz, cinsi, cibilliyeti bozuk, kanı karışık bu uyuzlara ne denecek…
   Bunlara sıfat bulmak bile bir iş…
   Kötü söz insan içindir
   Bunlar insan değil ki, kötü sözden anlaya…
   Sabır için ‘yarım akıl’ denir ya, akıllı olmak, akıllı kalmak, olumlu düşünebilmek, sabredebilmek dünyanın en zor şeyi…
   Allah, şehitlerimizin mekânını cennet eylesin!
   Gazilerimize acil şifalar versin!
   Allah, milletimize sabır versin!
   Allah, ülkeyi yönetenlere yardım etsin!
   İşleri çok zor
   İşimiz zor
   Yolumuz çetrefilli, dikenli, taşlı, çıyanlı, yılanlı ve dik….
   Köklü bir millet olan, tarihi, insanlık tarihi kadar eski olan, bugüne kadar her meşakkatin altından kalkan, yedi-düvele kafa tutan, üç kıtaya hükmeden, dünyaya örnek teşkil eden, her yaptığını Allah için yapan bu millet, bu badireye de atlatmayı bilecek…
   Vatan haini, kanı bozukları yok edecektir
   Ama yarın
   Ama yarından da yakın
   Hiçbir Türk, hiçbir Müslüman masumlara, aman dileyene, kadın, kız, yaşlıya, mazluma, el kaldırmaz, kahpelik etmez, hainlik düşünmez…
   Mertçe savaşır
   Savaşta dahi susuz kalan düşman ile suyunu paylaşabilecek kadar da faziletlidir.
   İşkence etmez, yalan, dolan, hile, entrika nedir, bilmez
   Buna kanı müsaade etmez
   Karakteri el vermez
   O ancak “tertemiz alnından vurularak” ölür
   Düşmanına kalleşlik etmek aklına gelmez, yüzüne gülene güler, tatlı söyleyene kötü kelam etmez…
   Türk milletinin olmadığı bir dünya yarımdır
   Yaşanılmaz…
   Bir fikir, inanç ve iman için ölmesini bilen, Allah’ın emirlerini tereddütsüz yerine getiren bir millettir.
   4 milyon mazluma kucak açan…
   Besleyen, koruyan, onlarla ekmeğini bölüşmeyi onur sayan bir millettir.
   Ya Rab yardım et!
   Bu milleti namerde muhtaç etme!
   “Bu son ordusudur İslam’ın, galip et yarabbi…”
   Kırmızı-beyaz Hilal’in yere düşmesine izin verme…
   Ta ki, “sönmeden tüten son ocak”