İnsan; kendine verilen akıl nimetiyle ekosistemi gözleme, inceleme, tanıma imkânını ve kendi vasfını keşfetmiştir. Bilinen tarihi süreçte, Mezopotamya / Mısır / Maya medeniyetleri araştırıldığında, mistik / teknolojik bulgulara rastlanmaktadır. Paskalya Adası’ndaki bulgular daha anlamlandırılmayı, Karahantepe’deki bulgular ise daha da araştırılmayı gerektirmektedir.

Böyle bir geçmişe sahip olan insanlık; dini kaynakları / eski medeniyetleri / ekosistemdeki varlıkları araştırarak daha fazla inovatif çalışmalar yapmaktadır. 18. yüzyılda endüstri 1.0 ile başlatılan fizik boyutlu teknolojik atılım, 21. yüzyılda endüstri 4.0 ile metafizik boyutuna taşınmıştır. Bu süreçte, atom temelli çalışmalar sayesinde, elektron teknolojisi / nanoteknoloji / biyoteknoloji birbiriyle bağıntılı olarak sürekli bir gelişim içerisindedir. Dijital teknoloji ile kuantum / yapay zekâ ile derin öğrenen makine / genom ile insanlık 4.0 formatında, 22. yüzyıl hedefli çalışmalar yapılmaktadır. Bu doğrultuda araştırılan konulardan biri de Kehf Suresi’dir; hem yaşam süresi / hem zaman mekân / hem de elektromanyetizma, inovatif enstitülerin ilgi odağındadır.

Konu ile ilgili yakın tarihli gelişmeler;

05.10.2010 Nobel fizik ödülü, grafen üzerine çalışma yapan bilim insanlarına verildi. Grafenin; kuantum fiziği ve elektronik sektöründe önemli gelişmeler sağlayan bir keşif olduğu görülmüştür.

31.03.2015 Türkiye’de eş güdümlü elektrik kesintisi yaşandı. Elektrik enerjisi, günümüzün temel enerji kaynağıdır; stratejik sektörler dahil tüm hayat akışını etkileyebileceği görülmüştür.

11.03.2020 Dünya Sağlık Örgütü küresel salgın ilan etti. İnsanlık, teknolojik cihazlara ve sanal sosyalliğe yönelmiş; kaygı/korku temelli olarak yönlendirilebileceği görülmüştür.

19.07.2024 Dünya çapında hava yollarını, hastaneleri, bankaları etkileyen siber kesinti oldu. Teknoloji yönlendirenlerin “pardon” tuşu ile, stratejik sektörlerin kontrol edilebileceği görülmüştür.

17.09.2024 Lübnan'da çağrı cihazları sistematik olarak patladı. Elektromanyetik frekans, hedef kontrollü yapılarak, elektronik cihazların hayati risk/tehlike unsuru olabileceği görülmüştür.

Bu veriler neticesinde; insan psikolojisi algı ile kontrol edilebilen, karbon bazlı elektrokimyasal, biyolojik bir canlıdır. Grafen; karbon menşeili biyolojik yapı ile, manyetizma ile, dijital teknoloji ile uyumlu bir malzemedir. 21. yüzyılda dijital teknoloji ile, yapay zekâ donanımlı batarya beslemeli cihazlar, insan ve ekosistem için riskli ve hatta tehlikeli hale getirilebilmektedir. Teknolojik ürünlerin giyilebilir olmasıyla birlikte; nesnelerin internetinin kapsama alanı genişleyerek biyolojinin internetine adapte çalışmaları yapılmaktadır; başarıldığı an, güncellenen sorgulayıcı farkındalığa ihtiyaç vardır.

Zira; dominant güçler, dünyada yaratılış gayesini unutarak, “otorite” olmanın gayreti içerisine girmiştir. Keşfedilen her tür teknolojiyi, kendi dünyevi amaçları uğruna kullanmaktadır. Uluslararası oluşumlar ve hukuk, güçlünün yanında tek taraflı çalıştırılmaktadır. Tarihsel olaylar, kurguların ön fragmanı gibi değerlendirilmektedir. Ancak, kendilerinin de sadece bir “kul” olduğunu, önünde sonunda anlayacaklardır.

Türkiye olarak, “dijital truva atı sendromu” ile karşılaşmamak adına, tüm teknolojik ürünler için; tasarım, üretim, donanım, yazılım / iletişim protokolü, uydu sistemleri, işletim sistemleri, kişisel tanıma sistemleri / enerji güvenlik, nükleer-biyolojik-kimyasal güvenlik, elektronik güvenlik, siber güvenlik, uzay güvenlik, lojistik güvenlik vb. unsurların her aşamasında, yerli ve milli oluşumların yapılması ve kullanılması gerekmektedir. Demode olarak adlandırılan / müzelerde sergilenen analog, karasal teknolojik sistemlerin stratejik ve kritik durumlar için, çalışır vaziyette muhafazası sağlanmalıdır. Ekran yüzlerinin mükellefiyet bilinciyle, sadece uzmanı olduğu konuda, vatandaşa zamanında ve doğru bilgiyi sunması sağlanmalıdır. Fıtri yaşam için; nefes alınan havanın / içilen sıvıların / yenilen gıdaların doğal, sağlıklı ve güvence altında olması sağlanmalıdır. Yetişkinlerin; iyi bir rol model olarak söylemlerinin eylemleri ile örtüşmesi, toplumsal kabul ve güven için / birlik ve beraberlik için azami önem arz etmektedir.

Bu satırlar; M. TUNCEL, Toplumsal Farkındalık, Nevşehir-2024; çalışmasından yararlanılarak hazırlanmıştır.