Terörü öfke patlamasıyla değil ancak akılla yenebiliriz

Terör ve terörizm aslında barışa saldırır; nihai hedefi toplumsal barışı, milli bütünlüğü ve kardeşliği yok edip, yerine kin, nefret, öfke, çatışma, kaos ve şiddet sarmalını hakim kılmaktır.

Yani terör, devletin, toplumun ve insanların sağlıklı düşünme, sağlıklı karar alma ve sağlıklı hareket etme kabiliyetlerini yok etmeyi amaçlar.
Kısacası terör ve terörizm, devleti, toplumu ve masum sivil halkı "terörize" etmek ister.

Terör ve terörizm bu amacına ulaştığında ise barışa, kardeşliğe, adalete ve hukuka duyulan güven sona erer, toplumsal barış son bulur, ardından ülkeye ve topluma sonu gelmez bir kaos hakim olur.

Bu durumda ise hasta ve güçsüz düşen milli bünyede yerli ve yabancı her türden mikrop ve virüs kendi hakimiyetini kurmaya çalışır… Ortalık kan, gözyaşı ve acı çığlıklarla dolar…

Evet, ülkemize, devletimize, askerimize, polisimize ve masum sivil insanlarımıza yönelik terörist saldırılar sebebiyle acımız ve öfkemiz tarif edilemeyecek derecede çok büyük… Ne ahrete göç eden şehitlerimizi geri getirecek, ne geride kalan gözü yaşlı analarının, babalarının, kardeşlerinin gözyaşını dindirecek ne de öksüz ve yetimlerinin bükülen boyunlarını düzeltecek bir iksir yok elimizde. Ama bu kötü gidişatı tersine çevirmek için var olan umudumuzu, gücümüzü ve kararlılığımızı da asla kaybetmedik ve kaybetmeyeceğiz…

İşte bu kritik aşamada ülkenin ve bu milletin varlığını ve birliğini ayakta tutmak, geleceğini sağlıklı bir biçimde inşa etmek isteyen akıl sahibi insanların sorumlulukları daha da büyük.

Her türlü provokasyona açık aklı, mantığı, sağduyuyu, rasyonel gerçeklikleri ve evrensel değerleri bir yana bırakarak, bir öfke patlamasının anaforuna ve şehvetine kapılarak, fevri söz, yazı ve eylemleriyle adeta katliam, soykırım ve iç savaş çığırtkanlığı yapanlara ve bu tür eylemlerin provasına yeltenenlere asla ve asla fırsat ve prim vermemeliyiz.

Duyguları ve öfkeleri akıllarının önüne geçmiş böylesi insanlar, ne kadar iyi niyetli olurlarsa olsunlar, ne kadar teröre karşı olduklarını söylerlerse söylesinler büyük bir yanılgı içindedirler.

Gerçek şudur ki, sağlıklı düşünme karar alma yetisi zaafa uğramış bu tip insanların duygu, düşünce ve eylemleri aslında tam da terörün ve terörizmin istediği kıvama gelmiştir. Yani bu tip insanlar, esasen duygusal anlamda "terörize" olmuşlardır. Dolayısı ile de bilmeden ve istemeden de olsa terörist propaganda ve eylemlerin manipülatif etkisi altında hareket etmekte; adeta terörizmin ekmeğine yağ sürmektedirler.

NE OLUR, AMAN DİKKAT DİYORUM!

Acımızı ve yasımızı elbette yaşayalım; öfkemizi, tepkimizi, eleştirimizi elbette hukuki çerçeve içinde, demokratik yollarla sonuna kadar ve üst perdeden dile getirelim. Ama asla ve asla öfkesi aklını esir almış, ne dediğini ne yaptığını bilemez hale gelmiş, yani kısaca "terörize" olmuş kişi ve grupların baştan çıkarıcı akıl ve mantık dışı söylemlerine ve eylemlerine kapılmayalım!

Çünkü vatanımızı, milletimizi ve devletimizi tehdit eden terörist yapılanmaların ve eylemlerin temelinde son derece profesyonelce kurgulanmış, sinsice hesaplanmış ince hain planlar, organizasyonlar vardır. Terörist silahlı saldırı ve bu saldırının doğurduğu fiziksel ve psikolojik sonuç ise bu sürecin son sahnesidir.

Bu kadar planlı bir düşman saldırıları karşısında, bizler birey ve toplum olarak Don Kişot gibi uçuk bir akılla sağa sola körü körüne saldırıya kalkışırsak, daha ilk hamlemizde hem mağlup hem de komik duruma düşeriz.

O halde devletimiz tüm yetkili ve sorumlu unsurlarıyla terörle, terörizmle, terör örgütleriyle ve bunların ardındaki “gerçek düşmanlarla” tüm gücüyle ve profesyonelce mücadele yürütecek, bizler de toplum ve bireyler olarak barış ve kardeşlik yanlısı, akıllı, mantıklı, sağduyulu, onurlu ve kararlı duruşumuzla terörün, terörizmin ve ardındaki uluslararası küresel eşkıyaların hain planlarını boşa çıkartacağız.

Asla unutmayalım ki terör ve terörist şeytanın yöntemi olan kin, nefret, korku, sindirme, despotizm, kaos, kan, ölüm ve göz yaşından beslenir. Dolayısı ile "yıkıcı"dır. Bizler ise bedeli her ne olursa olsun barışın, kardeşliğin, hakkın, adaletin, özgürlüğün huzurun ve sevginin tesisi için yıkıcı terörle mücadele eden "inşa edici" elçiler olmak zorundayız.

Bu vesile ile başta Dağlıca ve Iğdır’da terörist saldırılar sonucu hayatını kaybeden asker, polis, sivil tüm kardeşlerimiz olmak üzere tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Rabbim geride kalan ailelerine büyük sabırlar ihsan eylesin. Milletçe başımız sağ olsun. Tüm yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Yüce Mevla bu terör belasından hem ülkemizi hem de tüm masum insanlığı en kısa zamanda kurtarsın ve kurtuluş yollarını göstersin..      
Teröre, terörizme ve teröriste lanet; barışa, kardeşliğe ve sevgiye inanan akıl sahiplerine ise selam olsun!

08.09.2015
Mehmet BİÇER