Bu yıl 3'üncüsü Yapı Endüstri Merkezi (YEM)’de gerçekleşen “‘Ekolojik Çağda Mimarlık için Yeni Gelecekler” semineri mimarları, tasarımcıları, üniversitelerin mimarlık bölümlerinden akademisyen ve öğrencileri bir araya getirdi. Geberit’in davetlisi olarak İstanbul ’a gelen Armstrong, 2100 yılında yıldızlararası uzay yolculuğunu hedefleyen ve Kapadokya’dan ilham alarak planladığı “Persephone” projesiyle kendinden oluşan kent önerilerini paylaştı.
Geberit’in davetlisi olarak İstanbul’a gelen Armstrong, 2100 yılında yıldızlararası uzay yolculuğunu hedefleyen ve Kapadokya’dan ilham alarak planladığı “Persephone” projesiyle kendinden oluşan kent önerilerini paylaştı.
Geberit, tasarımcılara ve mimarlara ilham veren önemli isimleri İstanbul’da ağırlamaya devam ediyor. Bu yıl 3'üncüsü Yapı Endüstri Merkezi (YEM)’de gerçekleşen “‘Ekolojik Çağda Mimarlık için Yeni Gelecekler” semineri mimarları, tasarımcıları, üniversitelerin mimarlık bölümlerinden akademisyen ve öğrencileri bir araya getirdi. Bu yılın ünlü konuğu, çevre ve su kaynaklarının tükenmesine karşılık yenilikçi çözümleri mimarlık, kimya ve teknolojiyi buluşturarak sunan ünlü tasarımcı Rachel Armstrong’du. “‘Ekolojik Çağda Mimarlık için Yeni Gelecekler” konulu etkinlikte Armstrong, binalar ve doğa için sürdürülebilir çözümleri anlattı.

Mimarlığın doğayla bağlantılı ve izole edilmemiş olursa, ancak o zaman gerçekten sürdürülebilir olabileceğini söyleyen ünlü tasarımcı Rachel Armstrong sözlerine şöyle devam etti:

“Yaşamımız için en büyük tehdit durağan olmayan bir dünyada değişime karşı verilen direnç. Mimarlık ancak doğayla izole edilmediğinde sürdürülebilir. Günümüz söylemlerinin bir parçası olan tüm tükenme senaryolarından ziyade, süregelen varlığımıza dair yeni gelecekler tasarlayabilmek heyecan verici. Bu tasarımların bir değişim çağının habercisi olduğuna dikkat çekmek istiyorum. Çünkü tasarımlar mimarlığın zorlayıcı ve endişelendirici olmasının yanı sıra en yeni ve radikal biçimlerde içine çekildiğimiz büyük değişikliklerle baş etme imkânı sağlayan yeni malzeme, teknoloji ve metotlar bileşkesinde entegre tasarım stratejileriyle farklılaşma
Deneysel projesi Future Venice’de mimarlık ve sentetik biyoloji disiplinlerini harmanlayan Rachel, topraktan üretilen yeni bir malzemeyi ekolojik ortama uyarlıyor. Başka türlü yaşam biçimlerini çevresel bir yaklaşımla sorgularken bu deneyselliğin 3. Milenyumun özelliği olduğunu belirten Armstrong, genç mimarlar için yeni malzeme, teknoloji ve katmanların kullanılmasının heyecan verici olduğunu söylüyor.

PERSEPHONE PROJESİ: TOPRAKTAN KENT

“Persephone” projesinin parçası olarak topraktan nasıl bir kent oluşturulabileceğini anlatan “Black Sky Thinking” grubunun başında bulunan Rachel Armstrong, yaşayan kentler tasarlarken ilhamını da Türkiye ’den aldığını sözlerine ekledi. Armstrong, “Persephone” projesini anlatırken sözlerine şöyle devam etti; “Bu bir dünya gemisi. Yerel insanları ve seyahatleri boyunca ihtiyaç duydukları iç mekanı içermekte. Aşağıdan yukarıya doğru büyüyen topraktan oluşan bir şehir insan ırkını kurtarabilir. O nedenle, topraktan strüktürler oluşturuyor olacağız. Ben bunları bazı açılardan Kapadokya’daki mağaralar gibi

“Yeni gelecek için doğanın gücünü düşürmeden yaşamamız gerekiyor” Küresel iklim değişikliğinde doğal, sosyal ve insan bilimleri arasındaki işbirliğini mimarlık, akıllı kimya ve biyoteknolojinin sunduklarını kullanarak geliştirdiği yaklaşımında Rachel Armstrong, yeniliği sürdürebilmek için düşünmenin yeni yollarına inanmanın ve bizim için daha iyi bir gelecek oluşturmasında imkânsız gibi görünen sorunların üstesinden gelmede bize yardım eden teknoloji üretmenin önemini savundu.

Yeni gelecek için doğanın gücünü düşürmeden yaşamamız gerektiğinin altını çizen Rachel Armstrong, günümüzde farkında olmadan dünyanın yaşanabilir kılınmasının tersi yönünde bir sistem kurulduğunu belirtiyor. Bu olumsuz koşulları, kentlerimizi, toprak sentezinin alanları olarak kabul ederek, dünyanın gereksinim duyduğu verimliliğe yeniden yatırım yapmamızın mümkün olduğunu da sözlerine ekliyor. Armstrong, kentlerimizi küresel tüketimin alanları olmaktan, yaşamsal faaliyetlerin merkezi olmaya dönüştürebileceğimiz konusunda da çözüm 21. yüzyıl mimarlarının rolünün masaya yatırıldığı etkinlikte, mimarlığa sunulan fırsatlar ve mimarlıkta yeni gelecekler de tartışıldı.

Radikal